Bölgenin ünlü gazetecilerinden Ben White, İsrail'in güneyindeki Necef’te Bedevilerin devlet tarafından zorla yerinden edilmesinin yeni bir etnik temizlik operasyonu olduğunu söylüyor. Fatih Gökhan Diler çevirdi.
İsrail hükümeti Necef'teki on binlerce Bedevi’yi hükümetin tanımadığı köylerden hükümet onaylı gecekondu bölgesine zorla yerleştirmek için hazırlanan tasarıyı Eylül 2011'de kabul etti. Bilinen adıyla Prawer Planı, bu sene Mart ayında Başbakanlık Ofisi'nde bir komite tarafından onaylandıktan sonra yürürlüğe girdi.
İsrail'deki Bedevi nüfusunun yaklaşık olarak yarısı, 45 “tanınmayan” köyde, bir kısmı ise “tanınma süreci” içinde olan köylerde yaşıyor. Necef'i ele geçirdiğini iddia eden İsrail hükümeti, Bedevileri “izinsiz” yerleşim yerlerinden atmak istiyor. Esasında, Bedeviler yaşadıkları bölgede nüfusun yüzde 30'unu oluştururken, bugün bu arazinin “yüzde 5'inden de az bir bölümünü” talep etmekteler.
Her ne kadar Prawer Planı'nın uygulanmasını sağlayacak yasa, henüz İsrail parlamentosu Knesset'te görüşülmeye başlanmasa da, bölgedeki olaylar Bedevileri hedef alan düzenlemelere yıkım ve yerinden etme siyasetinin yön verdiğini gösteriyor. Bir başka deyişle: Prawer zaten uygulanıyor.
Bu sene pek çok ev yıkıldı bile. Eylül ayında onlarca bina bir günde yerle bir edildi. İsrail Emlak Müdürlüğü, bu yıkımları gururla devlet arazisini “işgal” edenlere karşı “rutin icra işlemleri” olarak tanımlıyor. 11 Ekim'de devletin tanıdığı Bir Hadaj köyüne de baskın yapıldı ve yetkililer 4 eve yıkım emirleri astı. Bu şekilde tahrik edilen köy sakinlerinin protestoları güvenlik güçlerinin sert müdahalesiyle karşılaştı.
Geçtiğimiz hafta Bir Hadaj üzerindeki baskılar devam ederken, Be'er Sheva'da büyük bir gösteri düzenlenirken ve El Arakib köyü bir kez daha yıkıma maruz kalırken, İsrail hükümeti Ebu Basma Bölgesel Meclisi’ni ikiye bölmek istediğini duyurdu. Meclis, “devlet tarafından kısa bir süre önce tanınmış olan Arap Bedevi köyleri için tayin edilmiş bir belediye yönetimiydi” ve Aralık ayında ilk seçimlerini gerçekleştirmesi bekleniyordu. İsrail hükümetinin yeni kararı, “demokratik süreci tam da Prawer Planı'nın uygunlanması için gerekli süre olan beş yıl için erteleyecek.”
Bu esnada hükümet Necef'te yeni Yahudi yerleşimlerinin oluşması için girişimlerini sürdürüyor. Mesela Bedevi köyü Umm el-Hiran’ın “yerine inşa edilecek olan” Hiran... Öncekinin sakinleri köylerinin yıkımına ve tahliyesine karşı sürdürdükleri duruşlarının başarısız olduğunu Eylül ayı sonlarında öğrenmiş oldular.
Hiran için hazırlanan plan hükümetin Necef'in kuzeyinde, Yeşil Hat yakınlarında on yeni Yahudi yerleşimi kurmayı amaçlayan ve bir sene önce onaylanan daha geniş bir tasarının parçası. Dünya Siyonist Örgütü yetkilisi Yaron Ben Ezra'ya göre “kalan son toprak parçasını da ele geçirerek daha çok Bedevi'nin devlet arazisine hücum etmesini ve bölgede bir Arap hattı oluşmasını engellemek” amaçlanıyor.
Bir Hadaj için yıkım kararı alınmadan bir hafta önce İsrail Kamu Diplomasisi Bakanı Yuli Edelstein “Necef'i kurtarmak için acil eylem kampanyası” konulu bir konferansta konuşma yaptı. Etkinlik hakkında yapılan açıklama, Bakan'ın “etnik demografi ve yasadışı inşaat” konusunda konuşacağı yönündeydi. Diğer yandan, konferans sonrasında yayımlanan bir rapor, Edelstein'in konuşmasından, onun “yasadışı yapıların meşru tahliyesinin hemen ardından gelen yeni yasadışı yapılaşmalar şeklindeki kısır döngüye” bir son vermekteki ısrarını vurgulayan bir alıntı yaptı.
Yıllar boyu İsrailli siyasetçilerin Necef hakkındaki belagati, “demografi” ve toprakların Yahudi olmayan vatandaşlardan kurtarılması gerektiği üzerineydi. 2004 yılında, şimdinin Azınlık İşleri Bakanı Avishai Braverman, “eğer Siyonizm teşvik edici bir güçse, o halde Necef'in güneyine de ulaşmalı. Böylece İsrail bir Filistin Devleti'ne dönüşmez” şeklinde bir açıklama yaptı.
Ertesi sene, tıpkı Braverman gibi İsrail siyasi yelpazesi içinde “ılımlı” bir kişi olarak tanınan Şimon Perez, ABD'li yetkililere, İsrail'in Necef'te “Bedevilere karşı” toprak kaybettiğini ve bu “demografik tehdidi hafifletmek” için adımlar atılması gerektiğini söyledi. 2010 yılında, Netanyahu, bir hükümet toplantısında “Yahudi çoğunluğundan yoksun” bir Necef'in “açık bir tehdit” oluşturacağını şeklinde bir uyarıda bulundu.
Necef'in “Yahudileştirilmesi” için İsrail hükümeti ile işbirliği yapan bir değer kurum ise Yahudi Ajansı. 2003 yılında, o zamanın Mali İşler Müdürü Şai Hermeş, “Yeni nesil Yahudi yerleşimciler için Necef'e duyulan ihtiyaçtan” bahsediyor, bir yanda da “Bedevilerle ilgili sorun, onların hala gelenek ve medeniyet arasındaki sınırda olmalarıdır” diyor ve ekliyor: “Necef'te daha çok Filistinli olması İsrail'in menfaatine değildir.” Aynı sene Hermeş, “Necef'in pek çoğu Bedevilerin gayrimeşru bir biçimde yerleştiği hassas bölgelerde yeni kırsal topluluklar oluşturmak” gibi bir plan hakkında konuşuyor. Böyle bir inisiyatifin gerekli olduğunu söylüyor, çünkü “Celile'deki Arap ve Bedevilerdeki doğum oranı Yahudilerinkinden çok daha yüksek” ve bu sebeple “hızla çoğunluğu kaybediyoruz.”
Demografi ve ayrımcılık, doğum oranı anksiyetesi ve yıkılan evler: “İlerlemeci demokrasi” üzerine yürütülen propaganda gerçekten inandırıcılıktan uzak. Bu senenin başlarında BM Irk Ayrımcılığının Önlenmesi Komitesi'nin (CERD) geniş çaplı raporunda İsrail'i “yerli Bedevi topluluğuna uygulanan zorla yerinden etme ve evlerin yıkılması uygulamalarını meşrulaştıracağı” gerekçesiyle Prawer Planı'nı iptal etmeye zorlaması şaşırtıcı değil.
İsrail'in yerinden etme uygulamalarında gaddarca bir aşinalık var. 1948 yılında Nekbe süresince Necef'teki Bedevilerin büyük bir çoğunluğu yerlerinden edildi ve geriye kalanlar zorla “Siyag” (“çit” veya “kapama”) denilen bir yere yerleştirildiler. Altmış dört yıl sonra, Nekbe devam ediyor. 1993 yılında Foreign Affairs için kaleme alınan bir makalede, etnik temizlik için “genel” bir tanım öneriliyor: “istenmeyen bir topluluğun belirli bir bölgeden dini ya da etnik ayrımcılık, siyasi, stratejik veya ideolojik değerlendirmeler ya da bunların bir kombinasyonu gerekçesiyle ihraç edilmesi.” İsrail hükümetinin Necef'te neden olduğu “gelişmeye” dair acı gerçek bu ve artık çok geç olmadan uluslararası hükümetler ve sivil toplum uygun adımları atmalı.
İngilizceden çeviren Fatih Gökhan Diler. Yazının orijinali için tıklayın
Cambridge Üniversitesi'nden yüksek lisans derecesi alan Ben White, İsrail/Filistin konusunda uzmanlaşmış bir serbest gazeteci, yazar ve aktivist.
Şapgir'de bu hafta;