TALİN SUCİYAN
Zaman ve mekânda buluşamamak: Bir diaspora deneyimi
Bu sene Büyük Oruç döneminde Atina’daydım. Yunanistan’daki Ermeniler Büyük Oruç’u ve Paskalya’yı Rum Ortodoks Kilisesi’nin takvimine göre kutluyorlar. Muhtemelen çalışma günlerinde karışıklık olmaması için böyle yapılıyor, ancak yine de, hâkim olanın zamanına tabi olma durumu söz konusu burada. Hâl böyle olunca, İstanbul’daki Latsi Kişer [Ağlama Gecesi] ayinini internet üzerinden takip etmiş, bir hafta sonra Atina’daki Ermeni kilisesine gidip orada da canlı olarak ayine katılmayı düşünmüştüm.
Nisan ayında doğruyu söylemek zordur. Dinlemek de.
Zamanının geçtiğine inandırılmak için yüz yıl uğraşılan, yok sayılan bir deneyimin ve zamansallığın aslında hep bizimle olduğunu, Hrant Dink ve Sevag Balıkçı’yla açıkça görmüştük. Çağcıllarımızla hiç de aynı zamanı yaşamadığımız gün gibi ortadaydı.