BASKIN ORAN
Osmanlı Padişahı bile bu kadarını hayal edemezdi
1876 Meşrutiyet (anayasal monarşi) öncesindeki Osmanlı padişahlarında bile bulunmayan yetkileri CB Erdoğan’a veren bir kanun çıktı tam 1 hafta önce.
Sessiz sedasız bir “yukarıdan karşı-devrim” yapılıyor. Buna yazının sonunda döneceğim ama olayla ilgili olarak insanın aklını başından alacak en az 3 hususu önceden dile getireyim.
Kürt meselesi – içte ve dışta son durumlar
Bahçeli’nin 1 Ekim 2024’te tokalaşarak başlattığı, ne idüğü olduğunu hâlâ anlayamadığımız ikinci girişimi 4 aydır yaşıyoruz. Buna yaşamak denebilirse. Çünkü: 1) İç politikada muhalefet ve özellikle Kürtler üzerinde polis ve yargı baskısı muazzam arttı, 2) Dış politikada ise Ortadoğu gerçeğine katiyen oturmayan bir politika izliyoruz. Sadece bu yılı (2025) alalım ve iç politikadan başlayalım. Vaziyet o hale geldi ki, espriler patlamaya başladı: “İfadeye çağrılan Halit Ergenç, Şehzade Mustafa’yı boğdurmak suçuyla mahkemeye sevk edildi."
Yeşil pasaportun, yani devlet itibarının suyunu çıkartmak
Esas olarak 4 çeşit pasaport var ve bunlar halk arasında kapak rengine göre anılıyor: Bordo (herkese verilen), Siyah (diplomatik), Gri (dış hizmet süresince), Yeşil (genellikle, üst düzey memurlar).
Bizi burada ilgilendiren yani iktidarın cömertçe dağıtımından oy beklediği, bu pasaportların sonuncusu. İlk 3 derece devlet memurlarının ve emeklilerinin yanı sıra, 15 yıllık avukatlardan tutun da, özelleştirmeden önce Yeşil pasaport hakkını elde etmiş olan özelleştirilmiş Telekom çalışanlarına kadar uzayan bir liste. şu anda 1 milyon 200.000’i aşkın Yeşil pasaport sahibi varken, sayısız vatandaşın gözü TBMM’de bekleyen yasa önerilerinde. 19 adet olan bu yasa önerilerinde ürkütücü sayıda meslek grubunun Yeşil pasaport talepleri sırada bekliyor. İnternette alt alta sıralamış. Bu arada, Nisan 2021’de AKP’li Malatya Yeşilyurt Belediyesinin Gri pasaport dağıtarak Avrupa’ya “iltica turizmi” düzenlemesiyle başlayan bir dizi skandaldan hiç bahsetmedim.
Meşhur ve meçhul “Süreç”in içi ve dışı
Böylece Tek Adam Rejimi, son ara seçimlerden bu yana 7'si DEM’li 2'si CHP'li toplam 9 belediyeyi kayyımlamış oluyor. Şafak operasyonlarıyla, yani 04.30’da yatağından kaldırıp götürerek. O saatte, “Açmazsanız kapıyı koçbaşıyla kırarız” diye bağırarak. Bu olayların muhalefeti güçlendirdiğinin nasıl farkına varmıyor AKP derseniz, ekonominin ve her şeyin bu durumunda CB Erdoğan siyaseten kendini çok güvensiz hissettiği için panikliyor olabilir. Kendisinin İbrahim Tatlıses’le yaptığı düetin videosu epey anlamlı. Sahneye bu türkücüyle birlikte çıkıyor. Tatlıses "Haydi Söyle" şarkısını söyledikten sonra Erdoğan’ın elini öpüyor ve soruyor: “Önümüzdeki dönem aday mısınız?” Erdoğan böylece adaylığını ilan etmiş oluyor ve ardından “Urfalıyım Ezelden” türküsünü birlikte söylüyorlar .
Şeriatçı S. Arabistan ile Laik T.C.’de Noel ve Yılbaşı
Ortadoğu ülkeleri üzerine uzmanlaşmış, Türkiye’den de üç tanınmış gazetecinin katkıda bulunduğu ünlü Al Monitor haber sitesi S. Arabistan'ın her tarafında kutlamalar yapılmakta olduğunu, normalde hep sessiz geçiştirilmiş olan Noel’in bu yıl tüm ülke meydanlarında sergilendiğini yazıyor. Gelelim laik Türkiye Cumhuriyeti’yle ilgili bikaç habere. Protokole uymak için Cumhurbaşkanı’ndan ve Diyanet’ten başlayarak
Sen bana paralel / Ben sana paralel / Paralel paralel / Paralelli…
Evet, T.C. ile ABD arasında ilginç bir paralellik var. Şu günlerde (nasıl şeyse!) artık zıvanadan çıkarak Kanada’ya, Grönland’a ve Panama Kanalı’na sulanan bir Trump politikası yaşanıyor . Buna mukabil, Dışişleri Bakanlığı eski müsteşarlarından Özdem Sanberk’in hatırlattığı ve Türkiye’nin kuruluşundan beri uygulanan Ortadoğu’ya bulaşmama politikasına rağmen, büyüklerimiz ABD ve İsrail zaferinden ibaret olan Suriye olayını “Türkiye Yüzyılı” için büyük fırsat olarak görüyorlar. Şu sıralarda “ilk”leri başlatmasıyla öne çıkan Devlet Bahçeli, “Halep iliklerine kadar Türk ve Müslüman’dır. Bunu sadece biz söylemiyoruz, tarih söylüyor, coğrafya söylüyor” diyor. Zaten en baştan CB Erdoğan, “Türkiye, Türkiye’den daha büyüktür. Millet olarak ufkumuzu 782 bin kilometrekare ile sınırlandıramayız” diyerek moralmanımızı yükseltmiş vaziyette.
Kürtlerin ardından gelelim gayrimüslim vatandaşların yaşadıklarına
Bu hafta, ünlü yazar Peyami Safa’nın 1958’de (ve ayrıca Hadi isimli bir okurun 1965’te) Milliyet’te çıkan yazıları vesilesiyle Gayrimüslim vatandaşların neler yaşadıklarını görelim. Tarihsel belgeler olarak aşağıdakilerden hiçbirine dokunmaksızın ve herhangi bir yorum eklemeksizin. Apoyevmatini gazetesinin yayıncısı Mihal Vasiliadis’in 1958’de 18 yaşındayken (ayrıca, 1965’te) gazeteye gönderdiği (ve yayınlanmayan) cevaplarıyla birlikte.
Kürtçeye baskı yapmak Türkiye’yi bölmek demektir
Saray’ın başlıca başdanışmanlarından Mehmet Uçum geçen hafta sonunda (15.12.2024) “Pazar Yazısı” başlığıyla önemli bir metin yayınladı. Böylece, CB Erdoğan’ın ömür boyu cumhurbaşkanlığı için getirilmek istenen “sivil” anayasanın nasıl bişey olacağı konusunda bir ön fikir edinmemizi sağladı. Bu yayınındaki sözlerini teker teker alalım, Son 6 aydan bikaç örnekle ve kaynaklarıyla.
İnstagram’daki bir vefat ilanı üzerine
İlanı yayınlayan Dilek Dündar, gazeteci Can Dündar’ın eşi. İlandan anlaşıldığı kadarıyla Dilek Dündar, Suriye’den kaçmış insanların ülkelerine dönme haberlerinin yayıldığı bir ortamda, Türkiye’ye dönüp babasının cenazesine katılamamış. Bu konuya, Türkiye’deki basının yaklaşık %90’ının Suriye haberlerine (yani ülkedeki yaygın ortama) bir göz attıktan sonra geri dönelim.
Suriye politikamızda kimin eli kimin cebinde?
Dışişleri Bakanı H. Fidan’ın “Suriye’deki olayları dış müdahaleyle açıklamak yanlış” demesinin tersine, Türkiye dahil, doğrudan veya taşeron marifetiyle sahaya silahlı müdahalede bulunan dış güçler sürüsüne bereket. Öyle ki, biraz da örgüt adı çeşitliliği ve konunun acayip karmaşıklığı yüzünden olayın uzmanları bile kimin eli kimin cebinde ayırt etmekte zorlanıyor. Devlet olarak fiilen (alfabetik sırayla): ABD, İran, İsrail, Rusya, Türkiye. Devletlerin taşeronu olarak ve/veya kendi ideolojisi icabı (ve/veya diyorum çünkü bunlar birbirleriyle iç içe) silaha başvuran örgütler de şöyle...