BASKIN ORAN
Şu depremin bu millete ediverdiği!
Bahsettiğim özel rezalet, Fenerbahçe ve Beşiktaş maçlarında “Hükümet İstifa!” sloganlarının atılması üzerine deplasman yasağı konulmasını, stada giriş yasağı getirilmesini, dahası, kulüpleri iflas ettirmeye yönelik seyircisiz lig ve şifresiz yayın tehditlerinin yapılmasını çocuk oyuncağı haline getiren türden bir bölücü ırkçılık rezaleti.
Meral kaybetti, Kemal kazandı
Zaten İYİP’in MHP’yle benzerliği hatta ayniyeti şuradan belliydi ki, MHP oy kaybettiği oranda İYİP kazanıyordu. Zaten Akşener’i coşturan da buydu. Bu MHP bileşenlerinden birincisi şimdi Akşener’e hâkim oldu. Durumun gösterdiği budur. Artık beklenen, partiden şakır şakır istifalardır.
Depremden (kara) mizah örnekleri
Kızılay’ın genel müdürü Kerem Kınık başlı başına bir fenomen. Olaya önce “Büyütülecek bir hadise değildir” demesi, ardından “Sonunda vatandaşımıza hizmet gitmiş” diye gevşemesi, ardından “Ahlakidir, akılcıdır, yasaldır” diye sahip çıkması, ardından “Haberim yoktu, öğrenince arkadaşları eleştirdim” demesi, sonunda şurada karar kılması: “Satış medyaya düşünce ben arkadaşları arayıp satışı durdurdum." Hele bu son söylediği “çok iyi” diyordum ki, ardından şöyle bi “mükemmel”i geldi.
Deprem ve İslamcılar
Diyanet’e bağlı cami hocalarının yanı sıra, bizzat Din İşleri Yüksek Kurulu’nun da (DİYK) katkıları var bu bapta. “Depremzede çocuklar evlat edinilebilir mi?” sorusuna kanuna ve ahlaka aykırı bir fetva veriyor sitesinde. Ama ne gam; idealimiz T.C. kanunları değil ki, İslam kuralları.
Tüy diktiler
Küçük tüy: Seçim gelirken, depremzedeleri talebe yurtlarına yerleştirmek için Türkiye’deki bütün üniversiteleri geçici olarak kapatıp “online”a geçirmek istiyor. Büyük tüy: Anayasanın çok net hükmüne aldırmayıp seçimleri ertelemeye çalışıyor. Önce, bu tüylerin nelerin üzerine dikilmek istendiğine mümkün olabildiğince kısa bir göz atalım.
Türkiye’de bölücülüğün safkan ekürisi: Truva Atları
Yazının başlığına gelelim. CB Erdoğan depremin vurduğu illerdeki bütün vali ve belediye başkanlarını derhal birbiri ardına telefonla arıyor. CHP’li olan Adana ve Hatay büyükşehir belediye başkanları hariç. ki buçuk saat geçiyor, CB Erdoğan Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ı da arıyor. Ardından Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş’ı arıyor. İki yorum mümkün.
Bir Mübadele ve bir Sürgün
Adından da belli, bu nüfus değişimi bir anlaşma sonucuydu. Her iki ulus-devlet de, bu acımasız devlet türünün doğası gereği, “öteki”den kurtulmak için karşılıklı olarak etno-dinsel temizlik yapmışlardı. Yani bu utanç ortak idi.
Yaklaşık bir ay sonra, 16 Mart 1964 olayının 59. Yıldönümünü idrak edeceğiz. Bu olay, anlaşma sonucu veya karşılıklı filan değildi. Düpedüz, devletimizin İstanbullu Rumlara uyguladığı tek taraflı bir etno-dinsel temizlik idi.
İsveç’teki rezaletin akla getirdikleri ve öğrettikleri
Kimi insanların inandıkları simgeleri, o insanlara acı vermek ve onları aşağılamak amacıyla tahrip etmek hiçbir biçimde ifade özgürlüğüne girmez. Sadece ve sadece nefret suçuna girer. Dahası, bu insanlık suçunun ifade özgürlüğü kisvesine bürünerek işlenmesi rezaletin son perdesidir.
Sıra, İsveç savcısına İsveç hukuku öğretmeye geldi
Putin Ukrayna’ya saldırarak, istemeden, kendi eliyle NATO’ya can suyu verdi. Üstelik, üçüncü defa başkomutan olarak cepheye bu sefer de genelkurmay başkanını atamış olmasının gösterdiği gibi, fena sıkışmış durumda. Daha fazla dibe gitmeden nasıl kurtulurum diye debelenmekte. Böyle bi durumda Başbakan Kristersson sanki İsveç 50’lerin başındaki Türkiye misali vahim Rus tehdidi altındaymış gibi NATO diyor başka bişey demiyor. Bu da CB Erdoğan’ın elini kuvvetlendiriyor.
İmanı kavi bazı müddeiumumi ve hâkimlerle hasbihal
Bu yazıda, zihinsel engelli kız çocuğunu önce istismar edip sonra öldüren İsmail Karakoç’un İzmir istinaf mahkemesinde “rızası vardı, şikayet yapılmamış” hükmüyle beraat ettirilmesi veya Hiranur Vakfı kurucusu tarikatçının 6 yaşındaki kızını kocaya teslim etmesi türünden kamuoyunda fazlasıyla konuşulmuş rezaletlere girmeyeceğim. Sadece adalet mekanizması ile İslam ilişkisi üzerine yazacağım.