Lübnan Filistinli göçmenlerin halinden anlamıyor

Yaşadıkları ülkelerde vuku bulan yoğun silahlı çatışmalar sonucu hayatları tarumar olan insanlara, elimizden geldiğince destek ve yardımcı olmakla mükellefiz. Ancak Suriye’yi terk eden Filistinli göçmenler, Suriye uyruklu göçmenlerle aynı yıkım ve şiddetten kaçtıkları, tıpkı onlar gibi yardım ve sığınma ihtiyacı içinde oldukları halde, tabiyetlerinden ötürü dışlanma ve ayrımcılıkla yüz yüzeler.

Jonathan Broadbery

Küçük bir oturma odasının orta yerinde, ailesi ve akrabalarıyla birlikte oturmakta olan Adnan’ın yaşadığı kafa karışıklığı ve ümitsizlik, ses tonuna ve beden diline öyle bir yansıyordu ki, hislerini anlamanız için konuştuğu dili bilmeniz gerekmiyordu. O, ailesiyle birlikte Suriye’deki evini terk edip, komşu ülke Lübnan’a sığınmak durumunda kalmış, ancak orada ihtiyaç duyduğu yardımı alamamış, feraha erememiş binlerce Filistinli göçmenden biri. Şu an, kuzeninin ailesine ait, 15 kişinin kaldığı sıkışık, tek odalı bir evde, ne zaman ve ne şekilde temin edileceğinden habersizce kendilerine sunulacak yardımı bekliyor.

An itibariyle Lübnan’da, aşırı kalabalık kamplarda yahut gayriresmi olarak gecekondu mahallelerinde ikamet eden 250 ila 300 bin kadar Filistinli mülteci bulunmakta. Filistinli göçmenler, İsrail devletinin tarihsel mirasını sahiplenen Lübnan’da, en temel toplumsal ve iktisadi haklardan mahrum vaziyette yaşamlarını sürdürmekteler. Bugünse, çatışmalar dolayısıyla bu kez Suriye sınırından pek çok Filistinli göçmen Lübnan’a akmakta. Suriye’deki çatışmalar giderek yoğunlaşırken Yermük, Dera’a, El Sbeineh ve -geçtiğimiz sene- Latekya’daki kamplara saldırılar düzenlendi, pek çok Filistinli hayatını kaybetti; saldırılar, binlerce Filistinlinin yaşadıkları kampları terk etmelerine neden oldu. Geçtiğimiz haftalarda Lübnan’a sığınan Suriyeli göçmen sayısında rekor bir artış yaşandı. Suriyeli göçmenlerin karşı karşıya oldukları pek çok sorun var ve Lübnan halkının yekvücut Suriyeli göçmenlere kucak açtığını söylemek doğru olmaz; ancak Filistinli göçmenler, Suriyelilerinkine ek bir takım sıkıntılardan ve oldukça açık bir ayrımcılıktan da muzdaripler. Ulusal ve uluslararası yasal mevzuattan kaynaklanan problemler, Filistinli göçmenlerin yaşamakta oldukları cefayı iyiden iyiye katmerlendirme riski taşıyor.

Lübnan’a sığınan göçmenlerin karşı karşıya olduğu sorunların başında, ülkenin 1951 tarihli Mülteciler Konvansiyonu’nun tarafı olmayışı geliyor. Lübnan devleti, sığınmacılara yasal bir statü ve güvence sunmuyor. Ülkeye yurtdışından gelenler ziyaretçi olarak kabul ediliyor ve ancak devletin iznine bağlı olarak ve izin süresi boyunca Lübnan’da kalabiliyor. Suriye ile Lübnan arasındaki yakın iktisadi ve tarihi ilişkilerden mütevellit, Suriye vatandaşları pasaportlarını yahut nüfus cüzdanlarını kullanarak 6 aylık bir ziyaret izni temin edebiliyor. Lübnan Genel Güvenlik Ajansı’ndan edinilen son bilgiye göre, Filistinliler sınırda 10,000 Lübnan lirası (yaklaşık 10 euro) vermek suretiyle 1 haftalık bir ziyaret izni alabiliyor, bu izin ülkeden vakitlice ayrılmaları, yahut izin verilen süreden daha çok kaldıkları için kesilen cezayı ödemeleri halinde bir ay kadar daha uzatılabiliyor. 17 Eylül tarihi itibariyle Lübnan yönetimi, ülkeyi kendilerine tanınan vizenin süresi dolduğu halde terk etmemiş olan Filistinlilere, herhangi bir cezai yaptırımla karşılaşmaksızın ülkeden ayrılabilmelerini mümkün kılmak adına bir ay süreliğine bir af çıkardı. Ülkelerindeki yıkım ve kaos ortamından kaçan insanlara, sığınmış oldukları ülkeyi terk etmedikleri takdirde suçlu muamelesi yapılacağını ilan ve ifade eden işbu ültimatom, Filistinli göçmenlerin ülkedeki statülerinin ne kadar muğlak olduğunu ortaya koymuş oldu.

Uluslararası mevzuatın acayiplikleri

Lübnan’a sığınan Filistinliler, uyrukları dolayısıyla Birleşmiş Milletler mülteci ofislerince de farklı bir muameleye tabi tutuluyor. Bu, bizzat mevzuattaki bir acayiplikten kaynaklanıyor. Filistinli göçmenler, ‘’Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) dışındaki BM organlarının yardım etmekle yükümlü olduğu şahıslar’’dan oldukları için, Mülteciler Konvansiyonu’ndaki ilgili madde uyarınca BMMYK’dan destek alamıyor. Filistinli göçmenlere yardım elini uzatmak, 1949 yılından bu yana, kuruluş maksadı ‘’Filistinli göçmenlere insani yardım ve destek sunmak’’ olan Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşu’nun (BMFMYK) faaliyet alanı içerisinde sayılıyor.

Yerel ve uluslararası sivil toplum kuruluşlarının da yardımıyla BMMYK, sunduğu pek çok hayati öneme sahip hizmetin yanında, ülkedeki 82,700 Suriyeli göçmene barınma, eğitim ve daha başka mühim olanaklar sağlıyor. Komiserlik, bölgeye ilişkin eylem planını revize etmesi akabinde, talep ettiği 192.3 milyon dolarlık bütçenin 141.5 milyon dolarlık kısmını temin etti. Kurum, insani krizin sürgit devam ediyor olması hasebiyle ek bir 295 milyon dolara daha ihtiyacı olacağını öngörüyor. Dünyanın muhtelif bölgelerindeki çalışmalarından, özellikle Gazze’deki kriz ve Lübnan’daki iç savaş vesilesiyle edindiği 60 yılı aşkın deneyimiyle BMMYK, bu tür olağanüstü durumlara ustalıkla müdahale edebilme kabiliyeti geliştirmiş vaziyette.

BMFMYK da, tıpkı BMMYK gibi , başlıcaları Gazze krizi ve Lübnan İç Savaşı olan çatışma ve kriz deneyimleriyle pişmiş, Ortadoğu’da beş farklı bölgede görev yapan, BMMYK kadar geçmişi olan bir örgüt. Lakin BMFMYK, okul ve hastane işletmek gibi düzenli ve sabit işlerle iştigal etmekte uzmanlaşmış, görece istikrarlı ve coğrafi olarak stabil popülasyonlara hizmet sunagelmiş bir organizasyon; oysa Lübnan’daki Filistinli göçmenler, kampların dışına çıkıp, kendileri için öteberi satın alma iznine dahi sahip değiller. BMFMYK, bugüne kadar Filistinli göçmenlerin, Suriye uyruklu göçmenlerle aynı kliniklerde tedavi olmalarını sağlayabilmekte, tedavi masraflarını karşılayabilmekteydi. Ancak Suriye’deki krizin ağırlaşmasıyla beraber Filistinli göçmenlerin sayısı, Haziran’dan bu yana hızlı bir artış göstermekte. An itibariyle Filistinli göçmen sayısının beş bini aştığı tahmin ediliyor. BMFMYK ve diğer hizmet sağlayıcılar göçmenlerin temel ihtiyaçlarını dahi karşılamakta zorlanmaya başlamış durumda.

Filistinli göçmenlerin, dört ailenin tek kişilik bir odaya sığıştığı aşırı kalabalık kamplarda kalmak zorunda olduğu Lübnan’da, barınma sorunu çözülmesi gereken en temel sorun olarak temayüz ediyor. Hiçbir mahremiyeti olmayan kadınlar, kamplarda rahat edemiyor, gece gündüz örtünme zorunluluğu hissediyorlar. Altyapıları göçmenlerin ihtiyaçlarını karşılamaya yetmeyen kamplardaki kalabalık, mühim bir sağlık sorunu teşkil ediyor. Kamplara düzenli olarak elektrik ve su verilmiyor; Beyrut’taki Bourj al Barajneh kampına her gün 4 ila 8 saat kadar, kesik kesik elektrik veriliyor. Göçmen ailelerinin pek çoğu Haziran’dan bu yana söz konusu koşullarda yaşıyor. Her hafta evini, yurdunu terk etmek zorunda kalan Filistinli göçmen sayısı arttığı için de, barınma sorunu büyümeye devam ediyor.

Bu iki uluslararası organizasyon arasındaki farktan haberdar olmayan hayırseverler, Suriye krizi için daha ziyade BMMYK’ya bağışta bulunma eğiliminde oluyor, BMFMYK’yı es geçiyorlar. Bu yüzden BMFMYK, bölgedeki kriz için geliştirmiş olduğu çözüm planı uyarınca ihtiyaç duyduğu 54 milyon doların ancak 6.83 milyon dolarını toplayabildi. Lübnan’da örgüt, altı aydır on bin Filistinli göçmen için 8.26 milyon dolarlık bir hizmet sunmaya dönük bir projenin yürütücülüğünü yapmakta. Lakin proje start aldığından bu yana yetkililerin eline ekstra bir para geçmiş değil; üstelik halen dahi yardım bekleyen binlerce Filistinli göçmen bulunuyor. BMFMYK, planladığı projeler için gerekli gördüğü bütçeyi denkleştirmekte sürekli zorluk yaşıyor. 2010-2011 yılları arasında ihtiyaç duyulan 63 milyon doları temin etmek mümkün olmadı. Tüm bunlar, BMFMYK’nın göçmen sorunun derinleşmesi ihtimali karşısında finansal ve organizasyonel bakımdan yetersiz ve hazırlıksız olduğu anlamına geliyor.

Gıda-dışı yardımlar dağıtılmaya başlandı, ancak kış mevsimi kapıda bekliyor. Önümüzdeki haftalarda Bekaa Vadisi’ne kar yağacak, 300’den fazla Filistinli ailenin, 1000’den fazla erkek, kadın ve çocuğun hayatları daha da zorlaşacak. Barınma sorunu, bu ailelerin büyük bir kısmı başka ailelerin evlerinde misafir olarak kaldıkları için daha büyük bir ciddiyet kazanacak. Halkın yüzde 66’sının yoksulluk, yüzde 6.7’sinin açlık sınırı altında yaşadığı bölgede, Filistinli göçmenlerin misafir edilmesi, yerel nüfusun yaşam koşullarını da zorlaştırmakta. İngiliz hükümeti, Suriye, Ürdün ve Türkiye’deki Suriyeli göçmenler için, 30.5 milyon dolarlık bir yardımda bulunacağını duyurdu. Yaşadıkları ülkelerde vuku bulan yoğun silahlı çatışmalar sonucu hayatları tarumar olan insanlara, elimizden geldiğince destek ve yardımcı olmakla mükellefiz. Ancak Suriye’yi terk eden Filistinli göçmenler, Suriye uyruklu göçmenlerle aynı yıkım ve şiddetten kaçtıkları, tıpkı onlar gibi yardım ve sığınma ihtiyacı içinde oldukları halde, tabiyetlerinden ötürü dışlanma ve ayrımcılıkla yüz yüzeler.

Haziranın ortasından bu yana kendilerine ne gibi bir yardım ulaştırıldığını sorduğumda Adnan, kendilerine iki şilte ve Ramazan için bir koli yiyecek temin edildiğini söyledi. Buruk, handiyse umutsuz bir gülümsemeyle Adnan, içine düştükleri durumu, 2006’da İsrail saldırısıyla birlikte evlerini terk edip, Suriye’ye sığınan Lübnanlılara gösterdikleri insani muameleyle kıyas ediyordu: ‘’İnsanlar evlerini yabancılara açtılar’’, diyordu Adnan, ‘’benzin istasyonları, insanları sınır bölgesinden güvenli noktalara ulaştırmaya çalışan araçlara ücretsiz benzin veriyordu’’. Lübnan’da benzer bir dayanışma ruhuyla karşılaşmayı beklemiş, umduğunu bulamayınca şoke olmuş, bir hayli üzülmüştü.

Adnan’a, “ailenle birlikte evini barkını terk edip, Lübnan’a geldiğin için pişman mısın?’’ diye sordum. Bakışlarını yerdeki bir noktaya çivilemiş olan Adnan, beni ‘’evet’’ diyerek yanıtladı.

İngilizceden çeviren Halit Yerlikhan. Yazının orijinali için http://www.opendemocracy.net/jonathan-broadbery/palestinians-escaping-syria-find-little-relief-in-lebanon

* Broadbery, Filistinliler için Sağlık Yardımı (FSY) Beyrut Saha Ofisi’ni destekliyor. FSY, işgal altında ve Batı Şeria, Gazze ve Lübnan’da mülteci olarak yaşayan Filistinlilerin sağlığı ve onuru için çalışıyor.

 


Bu haftanın Şapgir'i

 
06.10.2012
29.09.2012
22.09.2012
15.09.2012
 

 

 

Kategoriler

Şapgir