Agos'ta bu hafta: 110 yıldır bekleyen yüzleşme

24 Nisan 1915’te İstanbul’dan yüzlerce Ermeni aydının Anadolu’ya, bir ölüm yolculuğuna çıkarılmasıyla başlayan Ermeni Soykırımı’nın üzerinden 110 yıl geçti. Ve biz bu sayıyı bir 23 Nisan günü hazırlıyoruz. Her yıl gibi bu yıl da Hrant Dink’in 1996’da kaleme aldığı unutulmaz “23,5 Nisan” yazısındaki satırlar zihnimizde. Ne demişti Hrant Dink o yazısında? “Kim nasıl anlayabilir bunu bilemiyorum ama hem Ermeni olmak, hem Türkiyeli; hem 23 Nisan'ı yaşamak bütün coşkusuyla ve ertesi günün bir parçası olmak bütün hüznüyle. Kaç insan bu ikilemi yaşıyordur şu yeryüzünde?”

Bu yazının üzerinden 29 yıl geçti. Bu ikilemi yaşamaya devam ediyoruz.  Hrant Dink’in bu satırları kaleme aldıktan 11 yıl sonra bir cinayetle aramızdan alındığı ve bu cinayetin hâlâ aydınlatılmadığı gerçeğiyle de yaşamaya devam ediyoruz. Hrant Dink’in katledilmesini, Ermeni Soykırımı’nın inkârından ayırabilir miyiz? Ayıramayız.  110 yıldır inkâr devam ediyor, Türkiyeli Ermeniler hâlâ atalarını hakkıyla anamıyor,  bir dönem yapılabilen 24 Nisan anmaları bile artık yapılamıyor. Yüzleşmemiz gerekiyor: Hrant Dink’in öldürülmesiyle, 1915 ile ve inkârın yarattığı bu kulakları sağır eden sessizlikle.

AGOS

Kategoriler

Genel