DOSYA
“Ankara hükümeti, İttihat ve Terakki iktidarının bir devamıydı”
Türkiye'nin yakın tarihi üzerine çalışmalarıyla bildiğimiz Taner Akçam'ın "Yüzyıllık Apartheid/1918-1923 Türkiyesi: Bağımsızlık ve Apartheid Rejiminin İnşası" başlıklı kitabı geçtiğimiz aylarda Aras Yayıncılık tarafından yayınlandı ve kısa sürede ikinci baskısını yaptı. Akçam ile kitabından yola çıkarak "Apartheid" olarak tanımladığı, Cumhuriyet rejiminin azınlıklarla ilgili politikalarına yakından baktık. Pek çok konu başlığını içeren söyleşimizin ikinci ve son bölümünü yayınlıyoruz
Anavatanı bir kez daha kaybetmek
Azerbaycan’ın 19 Eylül’de Karabağ’a yönelik gerçekleştirdiği saldırıdan sonra, bir hafta içinde 100 bin Ermeni, evlerini bırakarak sadece birkaç parça eşya ile Ermenistan’a sığındı. Sığınmacıların bir kısmının Ermenistan’da gidecek adresleri vardı. Ancak önemli bir bölümü evsiz, barksız ve geleceksiz bir durumda buldular kendilerini. Agos’tan Pakrat Estukyan ve Berge Arabian bir hafta boyunca Ermenistan’ı baştan başa gezdiler, sığınmacılarla, sivil toplum örgütleriyle görüştüler. Estukyan’ın izlenimleri ve Arabian’ın fotoğraflarını bir yazı dizisi olarak yayınlıyoruz. Bu hafta Ermenistan gezisindeki ikinci günden röportajlar ve izlenimler var.
Karabağlı Ermenilerde umut ve umutsuzluk
Azerbaycan’ın 19 Eylül’de Karabağ’a yönelik gerçekleştirdiği saldırıdan sonra, Karabağ yönetiminin şartları kabul etmesiyle 20 Eylül’de ateşkese varılmış, Karabağlı Ermeniler ateşkesin ardından Ermenistan’a sığınmışlardı. Azerbaycan’ın Karabağ’a uyguladığı ve 9 ay süren ablukanın ardından gelen savaş sonrasında bir hafta içinde 100 bin Ermeni, evlerini bırakarak sadece birkaç parça eşya ile Ermenistan’a sığındı. Sığınmacıların bir kısmının Ermenistan’da gidecek adresleri vardı. Ancak önemli bir bölümü evsiz, barksız ve geleceksiz bir durumda buldular kendilerini. Agos’tan Pakrat Estukyan ve Berge Arabian bir hafta boyunca Ermenistan’ı baştan başa gezdiler, sığınmacılarla, sivil toplum örgütleriyle görüştüler. Estukyan’ın izlenimleri ve Arabian’ın fotoğraflarını bir yazı dizisi olarak yayınlayacağız. Bu hafta Ermenistan gezisindeki ilk günden röportajlar ve izlenimler var.
"Devletin tüm imkanları birinci grup Türkler için ayrıldı"
Türkiye'nin yakın tarihi üzerine çalışmalarıyla bildiğimiz Taner Akçam'ın "Yüzyıllık Apartheid/1918-1923 Türkiyesi: Bağımsızlık ve Apartheid Rejiminin İnşası" başlıklı kitabı geçtiğimiz aylarda Aras Yayıncılık tarafından yayınlandı ve kısa sürede ikinci baskısını yaptı. Akçam ile kitabından yola çıkarak "Apartheid" olarak tanımladığı , Cumhuriyet rejiminin azınlıklarla ilgili politikalarına yakından baktık. Pek çok konu başlığını içeren söyleşiyi iki bölüm halinde yayınlayacağız.
Bin yıllık Dağlık Karabağ/Artsakh meselesi (2)
Karabağ’da Azerbaycan ablukasının yarattığı insanî kriz sürerken bölgenin tarihi de yeniden gündemde. Tarihçi Ayşe Hür, Karabağ tarihine dair kaleme aldığı ve daha önce kendi sosyal medya hesabından paylaştığı kapsamlı bir makaleyi Agos okurlarına da sundu. Makalenin ilk bölümünü önceki hafta internet sitemizde yayınlamıştık. Hür, bu bölümde Hocalı Katliamı ve sonrasını mercek altına alıyor.
Sılbûs (Surp Luys) sessiz kaldı, kuşlar küstü
Araştırmacı Hüsnü Gürbey, Dersim coğrafyasında hem Ermenilerin hem de Kürtlerin kültüründe önemli bir yeri olan Sılbûs/Surp Luys dağının tarihçesine ve dağla ilgili efsanelere yakından bakıyor.
Bin yıllık Dağlık Karabağ/Artsakh meselesi (1)
Karabağ’da Azerbaycan ablukasının yarattığı insanî kriz sürerken bölgenin tarihi de yeniden gündemde. Tarihçi Ayşe Hür, Karabağ tarihine dair kaleme aldığı ve daha önce kendi sosyal medya hesabından paylaştığı kapsamlı bir makaleyi Agos okurlarına da sundu. Makaleyi okunmasını kolaylaştırmak açısından iki bölüm halinde yayınlayacağız. Hocalı katliamı gibi 1992 sonrasındaki gelişmeler ikinci bölümde yer alacak.
"Geçmişten ders çıkarmalı, özür dilemeliyiz"
Mimar ve akademisyen Alper Ünlü'nun 1915 öncesi ve sonrasında geçen, Elazığ'da bir ailenin hikayesini konu aldığı romanı "Uzaktaki Boşluk" geçtiğimiz aylarda yayınlandı. Ünlü, romanında bölgedeki Türk-Ermeni ilişkilerine ve dönemin siyasi atmosferine de odaklanıyor. Gelişmeler, romanın kahramanı Tahir'i büyüdüğü Hüseynik'ten alıp Halep'e, oradan Almanya'ya, İstanbul'a ve tekrar Elazığ'a getiriyor. Alper Ünlü kitabı için "Bazen bir toplumun yanına geçiyordum, bir diğer olayda öbür toplumun yanındaydım. Olayları nesnel okumaktan yanaydım" diyor. Ünlü şu soruyu da yöneltiyor: "Sanki bir şeyleri halının altına süpürmüşüz gibi geliyor. Romanın geçtiği yerlerde yıkılmış, yokolmuş yaşantısallıkların geçtiği binaların sadece temelleri var. Yerel yönetim bir çabayla eskiyi ilkselleştirmeye çalışıyor. Binalar restore ediliyor. Peki yaşantısallıkları ne zaman restore edeceğiz?" Yazar ve gazeteci Mahmut Şenol, Alper Ünlü ile ilk romanı "Uzaktaki Boşluk" üzerine konuştu.
Lozan üzerine yazmanın dayanılmaz hafifliği
Sevr ve Lozan’ın sözünü ettiğim maddeleri üzerine niye hiçbir tartışma olmadı? Bu maddeler, 1912’den başlayarak 1923’e kadar devam eden savaşın yarattığı yıkımların ve katliamların doğrudan ve dolaylı sonuçlarını ele alan maddelerdir. Acaba bu maddelerin hemen hiç tartışılmamış olması, savaş yıllarının katliamlarını, Cumhuriyet’in kuruluş tartışmasına dahil etmek istememek nedeniyle olabilir mi?
Raphael Lemkin’in otobiyografisi: “Tamamen Gayrıresmi”
Lemkin, Holokost sırasında annesi ve babası dâhil ailesinden kırk dokuz kişiyi Treblinka toplama kampında kaybetmişti. Muhtemelen bu travmadır, Lemkin’in ırkçılığa ve soykırıma karşı verdiği mücadelede enternasyonalist kalmayı sürdürme nedeni. Ancak yıllar sonraki çeşitli beyan ve yazılarından öğrendiğimiz üzere Lemkin'in ‘soykırım’ terimini yaratmasına neden olan şey daha çok, 1900’lerin başlarında Osmanlı İmparatorluğu’nda Anadolu Ermenilerine karşı uygulanan katliamlar ve 1932-33 yıllarında da Stalin’in Ukrayna ve Kuban bölgesinde sunî olarak yarattığı ve yaklaşık 8 milyon insanın öldüğü -Holodomor- kıtlık politikasıdır.