DOSYA
İstanbul’da savaş, çöküş, işgal ve direnişin tarihi: Konferanstan notlar
‘İstanbul, 1914-1922: Savaş, Çöküş, İşgal ve Direnişin Tarihi’ başlıklı bilimsel toplantı 4-5 Kasım 2022 tarihlerinde İstanbul’da düzenlendi. Hrant Dink Vakfı Anarad Hığutyun binasında yüz yüze yapılan konferans, vakfın internet sitesinden, Facebook ve YouTube kanalından ve Zoom üzerinden İngilizce ve Türkçe canlı olarak yayınlandı. Konferansa yurtiçi ve yurtdışından pek çok akademisyen katıldı.
Bir asırda iki hayat: Hagop Mıntzuri
On bir yaşına geldiğinde, baba mesleği, ekmekçilik yapsın diye İstanbul’a gönderildi. Aile büyüklerinin işlettiği fırında çıraklık yaptı. Ortaköy, Beşiktaş ve Teşvikiye’nin yokuşlarını inip çıkıyor, kapı kapı dolaşıp ekmek dağıtıyordu. İlkokulu İstanbul’da tamamladı. Orta öğrenimi için Robert Kolej’e başladı. İlk öyküsü “Gelin Kaynana”, 1906’da Ermenice bir gazetede yayınlandı.
“Dönemin diğer kadın yazarları Yesayan kadar cesur tezler savunmadı”
Yazar ve eğitimci Sosi Antikacıoğlu’nun yeni çalışması ‘Zabel Yesayan Yaşamı ve Eserleri – Olağanüstü Bir Kadının Destansı Öyküsü’ başlıklı kitap, İnkılap Yayınları’ndan çıktı. Kitapta, Zabel Yesayan’ın detaylı yaşam öyküsünün yanı sıra kaleme aldığı makale ve kitaplar hakkında kapsamlı incelemeler yer alıyor. Titiz bir araştırmanın ürünü olan kitabı Antikacıoğlu ile konuştuk.
17 Ağustos 1944: Naziler ve işbirlikçilerinin Atina Kokkinia Baskını
Atina’nın Almanlardan kurtuluşundan kısa bir süre önce, Kokkinia'da modern Yunan tarihinin en trajik sayfalarından biri yazılmıştı. Anadolulu Rumların kurdukları Kokkinia semti Nazilerin ve yerel işbirlikçilerin baskınına uğradı ve bir vahşete tanık oldu.
Napolyon Sukacidis’in ölümü hiçe sayan fedakârlığı
Sukacidis ve 199 yoldaşı, 1 Mayıs 1944’te, İşçi Bayramı gününde, Atina’nın Kesaryani semtinde kurşuna dizilirler. Kesaryani , ezici çoğunluğu Anadolu kökenli olan Yunan halkının Nazilere ve daha sonra İngiliz işgal güçlerine karşı direnişinin merkezi olmuştur.
İmrozlu Rumlar anlatıyor: Mutlular Adasından Yasak Bölgeye
Gazeteci-yazar Serdar Korucu’nun yeni çalışması ‘Şimdi Kim Kaldı İmroz’da?- Mutlular Adasından Yasak Bölgeye’ İstos Yayınları’ndan çıktı. Laki Vingas’ın danışmanlığında hazırlanan kitapta Cumhuriyet hükümetlerinin İmroz’a uyguladığı sert politikalar ve Rum nüfusun göç etmesi konu ediliyor. Kitapta Korucu’nun Ekümenik Patrik Bartholomeos’la birlikte 28 İmrozlu ile yaptığı söyleşiler yer alıyor. Serdar Korucu ile kitap üzerine konuştuk.
TKP ve Kürt Sorunu
Erden Akbulut ve Erol Ülker’in Yordam Kitap tarafından yayımlanan 'TKP, Komintern ve Kürt İsyanları' çalışması Türkiye sosyalist hareketinin bu ilk kuşak temsilcilerinin Kürt meselesine bakışlarına dair daha tafsilatlı bir okuma imkanı veriyor ama bundan da önemlisi daha adil bir okumaya davet ediyor.
Rigas’tan Paramaz’a Osmanlı’da eşitlikçi düşünce
Daha önce “Ermeni Devrimci Paramaz” adlı kitabında bize milliyetçi ayrılıkçılar olarak tanıtılan Hınçak Partisi ve en önemli militanlarından Matdeos Sarkisyan (Paramaz) özelinde, Osmanlı’da varlık gösteren ilk sosyalist oluşumu anlatan Kadir Akın; bu kez daha geniş bir anlatımla diğer Ermeni siyasal oluşumları, hatta daha eskiye giderek 18.yüzyıl sonlarında Osmanlı’nın durumunu, Rum devrimci Rigas’ı, Sened-i İttifak’tan 1908 Devrimine giden uzun yolu, Marksist bir bakış açısıyla bizlere sunuyor
Baron Pakrat ve “Fesi Düşürmemek”
Gazeteci Elif Atalay’ın Agos’un Ermenice sayfaları editörü Pakrat Estukyan ile yaptığı nehir söyleşi kitabı ‘Fesi Düşürmeden’, İletişim Yayınları’ndan çıktı. Kitap, Estukyan’ın ailesinin Anadolu’da başlayan zorlu yaşam mücadelesinde ayakta kalıp İstanbul’a gelişini; kendisinin Rumelihisarı’nda başlayan çocukluk dönemini, sol siyasi hareket içerisinde yer aldığı yılları, Sayat Nova Korosu’nu ve Agos’ta devam eden yazı hayatını ele alıyor. Atalay ve Estukyan ile kitap üzerine konuştuk.
Eski Yerevan’dan kalan yegâne kanıt: Kond
Kond’un içinde gezinmek zor. Binalar kaotik ve sokaklar o kadar dar ki karşınıza bir araba çıkarsa yıkılmaya yüz tutmuş bir binanın duvarı ile kucaklaşmanız gerekebilir. Ben Saryan caddesinden dik bir merdiveni tırmanarak mahalleye ulaştım. Burada ev numaraları da elbette karma karışık. Ama kaybolmaktan korkmayın. Nereye giderseniz gidin karşınıza çıkacak bir merdiven sizi ana caddelerden birine yönlendirecektir. Korkmadan utanmadan yerel halktan yol tarifi isteyebilirsiniz.