Sosyalist teoriye katkılarıyla bilinen, uluslararası alanda tanınan yazarlardan sosyolog-felsefeci Michael Löwy, geçtiğimiz aylarda Misak Manuşyan grubu üyelerinden Armenak Manukyan hakkında bir yazı kaleme aldı. Hayatı hakkında çok fazla bilgi olmayan Manukyan'la ilgili bu ilginç yazıyı Vartan Halis Yıldırım'ın çevirisiyle yayınlıyoruz.
Fransa Cumhuriyeti'nin Misak Manuşyan ve FTP-MOI (1) savaşçılarının Nazi işgaline karşı direnişteki rolünü nihayet kabul etmesi seksen yıl sürdü. Sonunda, Pantheon'un kapılarını Manuşyan’a ve bir anma plaketinde adı geçen 'Affiche Rouge' (2)kahramanlarına açan, "aşırı merkezin" bir başkanı oldu.
François Hollande, daha önce Fransız Senatosu’nun komünist üyelerinden gelen aynı talebi kibarca reddetmişti. Macron ise bu komünist ve yabancı aktivistleri onurlandırdığı güzel bir konuşma yaptı. Ne yazık ki eylemleri bu güzel sözlerle uyuşmuyor: 1972'de kurucuları arasında Waffen SS Charlemagne tümeninin eski Fransız subaylarının da bulunduğu Marine Le Pen'in partisi tarafından "ideolojik bir zafer" olarak kutlanan bir aşağılık göç yasasını kabul eden de Macron'un ta kendisidir... Fransa'ya kaçan bir Kürt aktivistin - 1930'lardaki Ermeni mültecilerle durumu karşılaştırılabilir- Fransız topraklarını terk etmesi için zorunlu talebi daha yeni aldığını da hatırlamalıyız. Erdoğan rejiminin Türk polisine teslim edilecek mi?
Paris yakınlarındaki Mont Valérien'de vurulan yirmi üç "Manuşyan çetesi" savaşçısı arasında bir Troçkist de vardı. L'Humanité bile kısa bir süre önce yayınladığı 'Affiche Rouge' (Kızıl Afiş) dosyasında bunu yazmak zorunda kaldı. Armenak Manukyan olarak adlandırılan kişi aslen Arpen Davidyan'dır (bazen de Davtyan). (3) Yoldaşımız Rodolphe Prager tarafından kaleme alınan biyografisi 2009 yılında Fransız işçi hareketinin biyografik ansiklopedisi Maitron'da yayınlandı. İşte bu biyografiden alınan bu olaylı yaşamdan bazı kesitler:
Armenak Manukyan olarak anılan Arpen Davidyan, eldeki belgelere göre 7 Kasım 1898'de Dağlık Karabağ/Artsakh'taki Şuşi'de doğdu. 1917'de Gürcistan Bolşevik Partisi'ne katılmış ve 1918'de bir Kızıl Muhafız tugayıyla birlikte Bakü Komünü'nü savunma savaşlarına katılmıştır. Üç kez yaralandığı söylenmektedir. Ağustos ayında şehri ele geçiren İngiliz birlikleri tarafından esir alındıktan sonra kaçmayı başarmış ve İran'da Tahran'a gitmiştir. Azerbaycan ve Ermenistan'a bir savaşçı olarak döndükten sonra Bakü'deki Şaumyan Kızıl Askeri Okulu'nda kısa bir kurs görüp 1920'de subaylığa ve siyasi komiserliğe terfi etti. Birliğiyle birlikte 2 Nisan 1921'de Yerevan'a (Ermenistan) giren 11. Kızıl Ordu'yla karşılaştığında bir tugayın siyasi komiseriydi. Daha sonra parti aygıtına geçti ve Ermenistan, Gürcistan ve Azerbaycan Merkez Komitesi için eğitmen ve örgütleyici olarak çalıştı.
Davidyan 1920'lerde Sol Muhalefet'e katıldı ve Yerevan'daki 'daki sözcülerinden biri oldu. 1927'nin sonunda partiden ihraç edilen Davidyan, 24 Eylül 1928'de çok sayıda başka Ermeni aktivistle birlikte tutuklanarak Kazakistan'daki Akmolinsk'e sürüldü. Üç yıl hapis cezasına çarptırıldı ve altı ay sonra Verkhneuralsk tecrit merkezine gönderildi; burada Bolşevik-Leninistler kolektifine katıldı ve Aralık 1933'te on sekiz günlük bir açlık grevinde yer aldı.
Cezasının sona ermesinin ardından 22 Ocak 1934'te Orta Asya'ya, Özbekistan'a sürgün edildi. Buradan 30 Haziran 1934'te kaçtı ve 18 Temmuz'da İran sınırını geçti.
Davidyan 1935 yazında Troçki'nin oğlu Lev Sedov ile temas kurmayı başardı. O sırada Tarov takma adıyla yazdığı "Dünya Proletaryasına Çağrı’’yı (4 Ağustos 1935 tarihli) ona gönderdi. Belge kişisel deneyimlerini anlatıyor ve kamuoyunun dikkatini Sovyetler Birliği'ndeki siyasi tutukluların kaderine çekiyordu. Belge, Troçki'nin eşlik eden bir metniyle birlikte uluslararası Troçkist basında yer aldı. (4)
Troçki ve Sedov'un girişimiyle, onu desteklemek ve Avrupa'ya geliş yolculuğunu finanse etmek üzere bir "Tarov Fonu" kurulması için uluslararası bir bağış toplama kampanyası düzenlendi. Gerekli fonların toplanması ve vize sorununun çözülmesi neredeyse iki yıl sürdü ve Davidyan nihayet 22 Mayıs 1937'de Marsilya'ya, 25 Mayıs'ta da Paris'e ulaştı.
Troçkist aktivistler ile bir süre kaldı. 12 Haziran 1937'de Moskova Duruşmalarını Soruşturma Komisyonu'nun Paris’teki grubu tarafından dinlendi; verdiği ifade Troçkist basında yayınlandı ve güçlü bir etki yarattı. Lev Sedov ile sürekli temas halindeydi ve Sedov'un liderliğindeki Uluslararası Sol Muhalefet'in "Rus Grubu "nda yer aldı. Daha sonra, henüz Tebriz'deyken yazdığı ‘’Rus Thermidor'unun Hapishanelerinde’’ başlıklı anılarının kapsamlı el yazması üzerinde bir anlaşmazlık ortaya çıktı. Sızmış GPU ajanı Zborowski, yayını imkansız hale getirmek için itiraz üstüne itirazda bulundu. Sedov 16 Şubat 1938'de açıklanamayan bir şekilde öldükten sonra "Rus grubu"ndan kopuş kesinleşti. Davidyan, Troçki'ye yazdığı 9 Temmuz tarihli bir mektupta bu durumdan yakınıyor ve rahatsızlığının "çevremize sızan yabancı bir unsurun" - anlaşılan Zborovski'yi kastediyordu - varlığından" kaynaklandığını açıklıyordu.
1939 baharında, "Dördüncü Enternasyonal'in eylem programının eleştirisine katkı" olarak sunulan ve 'Le Problème est: viser juste' başlığını taşıyan Tarov imzalı Fransızca (Rusçadan çevrilmiş) bir broşür yayınlandı. (5)
Manuşyan ile temas
Giderek artan bir izolasyon içinde yaşayan Davidyan, 1941 yılı civarında Ermeni komünistlerle temasa geçti.
1942 yılında Misak Manuşyan ile temas kurdu. İkili arasında karşılıklı saygı ve güvene dayalı bir ilişki gelişti. Meline Manuşyan, kocası "Manuş"un 1942'de bir kafede kendisini Davidyan ile tanıştırdığını ve "O bizden biri" dediğini hatırlıyor. Manuşyan'ın onun Stalin karşıtı olduğunu ve Sovyetler Birliği'nden kaçtığını bildiğini de ekliyor. Manuşyan, Davidyan'ın MOI'nin Ermeni grubuna (6) kabul edilmesini sağlamış ve daha sonra onu FTP'nin ilk bölümüne aldırmış ve Temmuz 1943'te André takma adı ve 10 050 kimlik numarası ile kabul edilmiştir. (7)
Davidyan, 12-13 Ağustos 1943 gecesi Châlons-sur-Marne yakınlarındaki Paris-Verdun demiryolu hattında Joseph Boczov tarafından yönetilen bir raydan çıkarma operasyonuna katılmıştır. 28 Ağustos'ta Ermeni FTP yoldaşlarının koruması altında Boulogne-Billancourt'daki Renault fabrikasının çıkışında Alman askerlerini taşıyan bir kamyona el bombası atmıştır. Almanya'daki Fransız işgücünden sorumlu müdür olan işbirlikçi Gaston Bruneton'un 5 Ekim'de vurulması hedeflenmişti ancak başarısızlıkla sonuçlanan operasyon sırasında yaralandı. Meline’nin kız kardeşi Armenuhi Assadouryan, Davidyan'ı yanına aldı ve bir otel odasına yerleştirdi. Yaklaşık altı hafta boyunca Meline ona her gün yiyecek ve ilaç getirdi ve bandajlarını yeniledi; birbirleriyle uzun uzadıya ve güven içinde konuşabildiler. Davidyan Troçkist geçmişi hakkında açıkça konuştu ve Meline'ye karşı derin minnet duyguları geliştirdi.
Fransız polisinin özel tugayı onu 19 Kasım'da yeni ikamet yeri olan 200 rue de Belleville'de tutukladı. Manuşyan idamından iki saat önce Meline'ye yazdığı mektupta bu yoldaşına olan bağlılığının altını çiziyordu: "Benimle birlikte ölmekte olan Manukyan'ı da düşünmeliyiz".
Ivry mezarlığında, "Manuşyan Grubu" üyeleri için ayrılan alandaki mezarında, Ermenistan Sosyalist Cumhuriyeti'nin "Seni asla unutmayacak olan silah arkadaşların" yazılı bir plaketi bulunmaktadır. Davidyan’ın tıpkı kendisi gibi vatandaşlık haklarından mahrum bırakılan eşi ve kızının itibarı da Ermenistan tarafından iade edilmiştir.
Çeviren: Vartan Halis Yıldırım
(Bu makale 26 Mart 2024 tarihinde yayınlandı. Çeviri ise Almancasından yapıldı. Dipnotlar yayıncılara ve çevirmene aittir)
Notlar:
(1)FTP-MOI ( Francs-tireurs et partisans - main d'œuvre immigrée, yaklaşık olarak: Özgür ve Partizanlar - göçmen işgücü), işgal altındaki Fransa'da komünistlerin önderlik ettiği direniş hareketi. FTP kendisini Direniş'in bir parçası olarak görüyordu, MOI ise bir ölçüde FTP'nin göçmen grubuydu.
(2)Affiche Rouge (Kızıl Afiş), Naziler tarafından imal edilmiş ve Fransa'da yaygın olarak dağıtılan, Manuşyan grubunun Direniş savaşçılarının "Yahudi-yabancı teröristler" olarak kınandığı bir duvar posteri. Bu afişle, zulmedenler istemeden de olsa onları anmış oldular. Aynı zamanda Louis Aragon'un daha sonra Léo Ferré tarafından bestelenen ve seslendirilen bir şiirinin başlığıdır. Armenak Manukyan'ın resmi bu afişte yoktur.
(3)Arpen Tavitian ismi Fransızca'da da kullanılmaktadır.
(4)Bkz.: Trotzki, Schriften, Bd. 1.1, S. 621-635.
(5)Bu broşürde Davidyan, işçilerin acil talepleri ve geçiş hedefleri için mücadeleyi reformist olarak sunuyor ve iktidarın ele geçirilmesi için doğrudan mücadeleyi destekliyordu.
(6) Çeşitli tarihçiler tarafından derlenen kanıtlar Stalinist parti liderliğinin bu grubu, 'siyasi olarak güvenilmez, radikal solcu, Sovyetler Birliği'ne sadık olmayan ve partinin vatansever Fransız imajını bozan göçmenlerden oluştuğu’' (Trotzki, Schriften, Bd. 1.1, s. 622) olarak gördüğü yönündeki iddiayı güçlendiriyor. Manuşyan grubu aslen Ermeni ve Yahudi göçmenlerden oluşmaktaydı. Fransız Komünist Partisi, 1951 yılına kadar bu grubu anmaktan kaçınmıştır. FKP, Nazi Almanya’sına karşı mücadele etmeyi Hitler-Stalin antlaşması temelinde, Fransa işgal edildikten sonra da reddetmişti. Parti kararlarını Manukyan ise tanımamıştır. ‘"Hitler ile Stalin arasında imzalanan saldırmazlık paktı gereği FKP de dâhil hiçbir Komünist Parti faşizme karşı silahlı bir cephe kurmamıştı. Bu yüzden Fransız ordusuna katılıp faşizmle mücadele etmenin daha doğru olduğunu düşünüyorduk ve FKP’nin itirazına rağmen birçoğumuz bu kararı aldık.’’ https://marksist.net/boran-acar/mucadeleyi-vatan-yapan-devrimci-gocmen-manusyan
(7) Bu olay üzerinde, Auguste Lecœur'e göre PCF liderliği Ağustos 1943'te kadro yapılanmasından gelen yazılı bir bildirimle Manuşyan’ın Troçkist eğilimli olduğu konusunda bilgilendirilmiş olabilir ( Est-Ouest, Temmuz-Ağustos 1985). Manuşyan ve Manukyan arasında basit bir isim karışıklığı da olabilir bu. Bkz: https://maitron.fr/spip.php?article73527