24 Nisan 1915’te sürgüne gönderilen Karekin Khajag’ın gitmeden önceki bu son sözü, Hrant Dink’in 2005 yılında yazdığı yazısının başlığıydı ve bu söz için Dink, “yaşananların en çarpıcı özeti” diyordu. 1915’te bu yaşananların hâlâ adını koyamayanlar, “şeye şey” diyemeyenler için Murat Kurt’un “Şey Demesinler” parçası eşliğinde bu haftanın şapgir’i sizlerle...
Siz de şapgir’e destek vermek, yazılarınızı bizle paylaşmak isterseniz, agos.sapgir@gmail.com adresinden bize ulaşabilirsiniz. Twitter’da @AgosSapgir hesabından yazıları takip edebilir, yorumlarınızı bize iletebilirsiniz.
Hıdır Bek’li Miryani için bir mezarlıktır Musa Dağ...
Anet Biçer, büyük nenesinin, yani babasının babaannesi Miryani’nin hikâyesini anlatıyor bizlere. Musa Dağ’daki direnişin ardından zorunlu Mısır durağından sonra Antakya’ya geri dönen, bir daha asla kendisi olamayan, anadilini konuşamayan Hıdır Bek’li Miryani’nin öyküsünü...
1915’in Robert Kolejli kurbanları
Rober Koptaş, Robert Koleji’nin 150. yılında, 1915’in Kolejli kurbanlarını yazdı. ”Adları biraz da bu satırlarda yaşasın” diye…
‘Kapak tasarımı, kitabın ruhuyla örtüştüğü sürece iyidir’
Can Öktemer, Siren Yayınları'nın kurucularından Sanem Sirer ile yeraltı edebiyatına artan ilgiyi, kapak tasarımlarının önemini ve Türkiye'de yayınevi sahibi olmanın zorlukları hakkında konuştu.
Şenol
“Yaşantımız hakkında konuşmuştuk bir keresinde, onurlu yaşamın nasıl olması gerektiği hakkında. Bilirdik sisli bir uzaklığın içindeydik biz. Bizi başkalarına hatırlatan tek şey kötülüktü. Kötülük, uzaklığımızın içinde kocaman bir ur gibi dururdu onların gözlerinde.” Abdullah Ataşçı yazdı.
Edebiyat çevreleri cevapladı: Öcalan, Kerouac okusaydı... (2)
Özgün Çağlar, ‘Öcalan, Kerouac okusaydı…’ yazısında sorduğu soruyu bu hafta da edebiyat çevrelerinden başka isimlere yöneltti. Prof. Dr. Nedret Öztokat, Semih Gümüş, İrfan Aktan, Onur Caymaz ve Melike Uzun cevapladı.
Yemesek de mi Fotoğraflasak, Bloglasak da mı Yesek: FoodPorn
“Yemek sektöründen ekmek yiyen” Şeniz Baş, programları, kitapları, siteleri, blogları, workshoplarıyla bambaşka bir yere evrilen yemek sektörünün pazarlanması için olmazsa olmazı “yemek fotoğrafçılığı”nı ve onun giderek dönüştüğü “FoodPorn” halini yazdı.
Helalleşebilir miyiz, birbirimizi affedebilir miyiz?
Ali Zeynel Gökpınar, barış için öne sürülen “helalleşme” kavramının yeterliliklerini tartışıyor ve soruyor: “Helalleşip hakikati bulabilir miyiz gerçekten?”
Stephen Lawrance’ın Irkçı bir Cinayete Kurban Gidişinden Yirmi Yıl Sonra Ne Değişti?
Jon Burnett, İngiltere’de 1993 yılında ‘ırkçı’ saiklerle işlenen Stephen Lawrence cinayetinden bu yana, ‘çokkültürlülük’ iddiasının aslında nasıl da altının doldurulamadığını ve o günden bugüne nasıl da hiçbir şeyin değişmediğini anlatıyor. Halit Yerlikhan çevirdi.