Merhaba,
Ünlü Katalan yazar Jaume Cabré’nin 2011’de yayımlanan, birçok dile çevrilip çok satan ve çok beğenilen romanı ‘İtiraf Ediyorum’ yazın başında Türkçe olarak kitapçılardaki yerini aldı. Edebiyat şöleni olarak da nitelendirebileceğimiz bu romanla, Türkiyeli okur, çok da aşina olmadığı Katalan edebiyatının en önemli eserlerinden biriyle tanışmış oldu. Umarız önümüzdeki dönemde Katalan edebiyatından çok daha fazla kitap okuyabiliriz.
Balzac, çok da bilinmeyen romanı Séraphita için, “Bir ömürde ancak bir kez yazılabilir” der. Balzac’ın kadim dostu Teophile Gautier ise onun bu romanla “güzelliğe hiç bu kadar yaklaşmadığını” söyler. ‘Séraphita’da Balzac, mistik konulardan hoşlanmayanların, tinselliğe uzak olanların bile okurken içine çekileceği ritmik bir metin yaratmayı başarmıştır. Nazlı Karabıyıkoğlu yazdı.
Türkçede ‘İtiraf’ adıyla yayımlanan Emile Zola’nın ‘La Confession de Claude’ (Claude’un İtirafı) adlı eseri, ilk kez 1865’te yayımlanmıştı. Mezun olduktan sonra şair olma hayaliyle Paris’e gelen, tavan arasında sefalet içinde yaşarken tanıştığı fahişeye âşık olan, aşkının kadınını ‘kurtaracağını’ sanan ama hayal kırıklığına uğrayan taşralı bir gencin, geride bıraktığı arkadaşlarına yazdığı mektuplardan oluşuyor ‘İtiraf’. Avrupa’da bu kitapla başlayan ve Balzac’ın sorgulattığı ünlü Dreyfus Davası ile alevlenen tartışmalar, biraz gecikmeli de olsa Osmanlı başkentine de taşınır. Bir yanda 1884’te ilk sayısı çıkan, Arpiar Arpiaryan, Yervant Sırmakeşhanlıyan, Krikor Zohrap ve Yervant Odyan gibi yazarları bir araya getiren ‘Arevelk’ (Doğu) gazetesi, diğer yanda Beşir Fuat, Ahmet Mithat Efendi gibi Müslüman Türk yazarlar, Zola üzerinden hararetli bir tartışmaya girerler. O dönemin siyasi, toplumsal ve kültürel atmosferi-ni Murat Cankara yazdı.
Keyifli okumalar,
Ferda Balancar
ferda@agos.com.tr