FERDA BALANCAR
‘Talas Çanı’na ne oldu?
Yeni yayınlanan ‘Kapadokya’daki Amerikalı Misyonerlerin Bilinmeyen Tarihi (1853-1903)’ başlıklı bir kitapta Talas’taki bir çanın 1876’dan 2000’li yıllara uzanan hikâyesi de yer alıyor.
‘Yeni sistemde dikkatler yerel yönetimlere çevrilecek’
Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 9 Temmuz’daki yemin töreniyle birlikte yürürlüğe girdi. Yeni sistem beraberinde pek çok soruyu da gündeme getirdi. Özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın göreve başladığı ilk günden itibaren cumhurbaşkanlığı tarafından birbiri ardına yayınlanmaya başlayan Kanun Hükmündeki Kararname’ler (KHK) kafaları daha da karıştırdı. Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemini ve bu sistem çerçevesinden önümüzdeki dönemde yaşanacak olası gelişmeleri Anayasa hukuku uzmanı Prof. Dr. Sevtap Yokuş’la konuştuk.
‘Antakyalı Arapdilli Ortodokslar İstanbul’da hak ettikleri saygıyı görmeliler’
‘Üç Milliyetçiliğin Gölgesinde Kadim Bir Cemaat: Arapdilli Doğu Ortodoksları’ başlıklı kitap İstos Yayınları’ndan çıktı. Editörlüğünü Haris Rigas’ın yaptığı kitapta, Antakya’da Arapça konuşan, dini olarak Ekümenik Patrikhane’ye bağlı olan Ortodoks Cemaati’ne dair dört makale yer alıyor. ‘Örnek Vatandaşlar mı? Beşinci Kol mu?: Sekülerlik İle Çokkültürlülük Arasında Suriye ve Türkiye’deki Rum Ortodoks Toplulukları’ başlıklı ilk makale Haris Rigas’a ait. ‘Antakya’da Rum (Arap) Hıristiyan Kimliğinin Görünürlük Biçimleri: Etnisite, Ayrımcılık ve Mülksüzleştirme’ başlıklı ikinci makale ise Şule Can ve Zerrin Arslan tarafından kaleme alınmış. ‘İstanbul’da Yaşayan Antakyalı Ortodoksların Kendilerini Kimliklendirme Süreci ve İstanbul Rum Cemaatiyle İlişkisellikleri’ başlıklı üçüncü makale ise Özgür Kaymak ve Anna Maria Beylunioğlu tarafından yazılmış. ‘Nar Ağaçlarının Köyü Tokaçlı’ başlıklı dördüncü ve son makale ise Polina Gioltzoglou tarafından kaleme alınmış.
İskân kurumunu yeniden düşünmeliyiz
Şehircilik ve nüfus çalışmaları deyince Türkiye’de akla ilk gelen isimlerden olan Sema Erder’in ‘Zorla Yerleştirmeden Yerinden Etmeye: Türkiye’de Değişen İskân Politikaları’ adlı yeni çalışması İletişim Yayınları’ndan çıktı. ‘Toplum mühendisliği’ kavramının sosyal bilimlerden gündelik siyasete taşındığı günümüzde, bu ‘mühendisliğin’ en etkili araçlarından birisi olan iskân politikalarını Sema Erder’le konuştuk.
‘Antisemitizmle perde arkasından mücadele yetmez’
Roni Margulies’in ‘Ailem ve Diğer Yahudiler’ adlı yeni kitabı Everest Yayınları’ndan çıktı. Margulies’in kendi yaşam öyküsünden motiflerle oluşturduğu edebi metinlerden oluşan kitap, Türkiye’nin yakın tarihinden de çarpıcı sahneler içeriyor. Margulies’le kitabından yola çıkarak Türkiye Yahudilerine ve Antisemitizme uzanan bir söyleşi yaptık.
Zor zamanlarda barışı konuşmak
Geçen hafta, 26-27 Nisan tarihlerinde, Demokratik Gelişim Enstitüsü (DPI) Norveç’in başkenti Oslo’da Türkiye’den bir grup gazetecinin katılımıyla ‘Zor Zamanlarda Türkiye’de Kapsayıcı Bir Diyalogu Güçlendirmek’ başlıklı bir toplantı düzenledi.
Balıkçılıkta ‘organize işler’
Yalova tersaneler bölgesinde geçen 30 Mart akşamı aksiyon filmlerini aratmayacak sahneler yaşandı. Ancak maalesef medyada bu olay pek yer bulamadı. Sosyal medyada özellikle balıkçılık kamuoyunda büyük yankı uyandıran olay, Türkiye’de balıkçılık alanında yaşanan pek çok sorunu da bir kez daha gündeme getirdi. Kendisi de balıkçı olan, balıkçılık üzerine yazılarıyla tanınan aktivist Kenan Kedikli’yle yaşanan sorunları ve çözüm yollarını konuştuk.
‘Muhalefet yeni seçim kurallarına karşı birleşmek zorunda’
Baskın Oran’ın yeni kitabı ‘Etnik ve Dinsel Azınlıklar: Tarih, Teori, Hukuk, Türkiye’ Literatür Yayınları’ndan çıktı. Oran’la yeni kitabından yola çıkarak, Türkiye’de yaşanan siyasi gelişmelere ve bu hafta yapılan AB Zirvesi’ne uzanan bir söyleşi yaptık. Baskın Oran, “Siyasal İslam iktidar olup bunları bize yaşatmasaydı, bazıları sürekli diyeceklerdi ki, “Ah, İslam bi iktidara gelse, bi gelse, her şey kendiliğinden hallolacak”. Şimdi bu umut bitti çünkü Türkiye aşılanmış oldu. Aşı acı verir, ateş yapar, bir süre çekeceğiz” diyor.
Bolulu Ermeniler için felaketin tarihi 13 Ağustos 1920
Takvor Hopyan’ın ‘Milleti Sadıka’dan 1915 Ermeni Tehcirine: Pederimin Anıları’ adlı kitabı Puslu Yayınları’ndan çıktı. Halen Kanada’da yaşayan Hopyan, 1934’te İstanbul’da doğdu. İTÜ Mimarlık Fakültesi’ni bitiren Hopyan, 1969’da ailesiyle birlikte Kanada’ya yerleşti. Takvor Hopyan’ın babası Gığmes Hopyan ise Bolu’da 1887’de doğdu. 1915 Ermeni Soykırımı’na Ankara’nın Nallıhan ilçesinde yakalanan Gığmes Hopyan hayatta kalmayı başardıktan sonra tüm yaşadıklarını yazmaya başladı. 1985’te Kanada’da vefat ettiğinde Gığmes Hopyan oğlu Takvor’a anılarını derleyip yayınlamasını vasiyet etti. Bu kitapla Takvor Hopyan babasının vasiyetini yerine getirmiş oluyor. Bolulu Ermeniler hakkında önemli tarihsel veriler ve ipuçları da içeren kitap hakkında Takvor Hopyan, sorularımızı yanıtladı.
‘Bu kitabı Türkler okusun diye yazdım’
Sosi Antikacıoğlu’nun kendisinin ve ailesinin geçmişini anlattığı ‘Geçmişimden Sesler ve Renkler’ adlı kitabı İletişim Yayınları’ndan çıktı. Aslen Sivaslı olup, 1915’te Samsun’da yaşamakta olan baba tarafı ile aslen Trakyalı olan anne tarafının geçmişini ayrıntılı bir şekilde anlatan Antikacıoğlu, 6-7 Eylül’ü henüz 10 yaşındayken Büyükada’da yaşamış. 37 yıl Boğaziçi Üniversitesi’nde akademisyen olarak görev yapan, Batı Dilleri ve Edebiyatları Bölümü’nde özellikle şiir üzerine verdiği derslerle adından söz ettiren Antikacıoğlu ile aile tarihinden yola çıkarak günümüzde Ermeni toplumunun yaşadığı sorunlara uzanan bir söyleşi yaptık.