Takvor Hopyan’ın ‘Milleti Sadıka’dan 1915 Ermeni Tehcirine: Pederimin Anıları’ adlı kitabı Puslu Yayınları’ndan çıktı. Halen Kanada’da yaşayan Hopyan, 1934’te İstanbul’da doğdu. İTÜ Mimarlık Fakültesi’ni bitiren Hopyan, 1969’da ailesiyle birlikte Kanada’ya yerleşti. Takvor Hopyan’ın babası Gığmes Hopyan ise Bolu’da 1887’de doğdu. 1915 Ermeni Soykırımı’na Ankara’nın Nallıhan ilçesinde yakalanan Gığmes Hopyan hayatta kalmayı başardıktan sonra tüm yaşadıklarını yazmaya başladı. 1985’te Kanada’da vefat ettiğinde Gığmes Hopyan oğlu Takvor’a anılarını derleyip yayınlamasını vasiyet etti. Bu kitapla Takvor Hopyan babasının vasiyetini yerine getirmiş oluyor. Bolulu Ermeniler hakkında önemli tarihsel veriler ve ipuçları da içeren kitap hakkında Takvor Hopyan, sorularımızı yanıtladı.
Öncelikle Bolulu Ermenilerden başlayalım. Türkçe kaynaklarda Bolu’da Ermeni varlığı hakkında maalesef yeterli bilgi bulunmuyor. Kitabınızdan öğrendiğimiz kadarıyla Bolu’da Ermeni varlığı 13. yüzyıla kadar uzanıyor. Bolulu Ermenilerin Karabağ’dan Bolu civarına geldiğinin kanıtı olarak el yazması bir İncil’i gösteriyorsunuz. Kitapta bu İncil’in 1920’den sonra Ermenistan’a gönderildiğini belirtiyorsunuz. Bu el yazması İncil nüshası şu anda nerede bulunuyor? Tarihçiler tarafından inceleniyor mu?
Bu Karabağ mevzuunda şu gerçeği hemen ifade etmek isterim. Babam, bu Karabağ kökeni ile çok gurur duyan bir Bolulu idi. Kırmızı mürekkeple ve el yazısı ile parşömen üzerine yazılan İncil’i kendisinden defalarca işitmiştim. Bu incil’in en son sayfasında Bolulu Ermenilerin 13. yüzyılda Karabağ’dan göç ettikleri bilgisi el yazısıyla yazıyormuş. Bilhassa küçük yaşından itibaren evlerinin yanıbaşında bulunan kilisede ( Bolu’daki iki kiliseden biri) senelerce devamlı olarak güzel sesiyle kilise ayinlerini okuması babama bu İncil’i de defalarca görme fırsatını vermiş. Ben Kanada’dan Ermenistan’a üç kere ziyaret amacıyla gittim. Yerevan’da o zamana kadar tanışmadığım İki amcam ve bir halamın yanı sıra onların çocuklarıyla da görüşebildim. Bu arada bu çok işittiğim İncil’i de Matenadaran’da bir akrabamla birlikte araştırdım. Matenadaran’ın müdürü birçok el yazması İncil’in Yerevan’da bulunduğunu, bunların yakın zamanda bilgisayar vasıtası ile tasnif edileceğini, ancak bu çalışma sonunda bu İncil’i bulabileceğimizi bize söyledi. Bu görüşme 1996’da oldu. Yakında Yerevan’a tekrar gidip, konuyu yeniden araştırmak istiyorum. Umarım, babamın ve amcamın ellerinin dokunduğu bu İncil’in sayfalarına ben de dokunabilirim.
Bolulu Ermenilerin ‘Karabağ Ermenicesi’ konuştuğunu belirtiyorsunuz. Lehçe farkından başka Bolulu Ermenileri Anadolu’daki farklı bölgelerde yaşayan Ermenilerden farklı kılan kültürel özellikler var mı? Hayat tarzı, yemek alışkanlıkları gibi konularda Bolulu Ermenileri farklı kılan ne gibi özellikler var?
Karabağ kökenli Ermenilerin Anadolu’da yaşayan Ermenilerle kültürel farkları hakkında fazla bir şey söyleyemeyeceğim. Bu bir uzmanlık konusu. Mutfak konusunda belki sadece Bolu’nun tarhana çorbasını anabilirim. Babam, amcamla birlikte Ankara Nallıhan’da yakalandıkları tehcirden kaçarak Bolu’ya döndükleri ilk gece, annelerinden bu tarhana çorbasını istemişler. Bolu’dan çok iyi aşçıların yetiştiği biliniyor. Bu tarhana çorbası, Bolu’nun Türk veya Ermeni cemaatinin çorbası mıdır, doğrusunu bilemem. Sadece çok lezzetli bir çorba olduğunu gayet iyi bilirim. Annem de sanıyorum ya babamdan ya da İstanbul’da yaşayan halamdan öğrenmiş olmalıydı; çok güzel yapardı bu çorbayı.
Benim Anadolu Ermenileri hakkındaki kişisel bilgi ve tecrübem Diyarbakır’a aittir. Orada geçirdiğim bir yıllık yedek subaylık sürecinden çok güzel hatıralarım var. Fakat Bolulu ve Diyarbakırlı Ermeniler arasında kültür ve dil açısından fazla bir yakınlık göremedim. En çok dikkatimi çeken yakınlık, Bolulu Ermenilerin de Diyarbakırlı Ermenilerin de Kiliseye bağlılıkları ve konukseverlikleridir, diyebilirim. Bunlar da sanıyorum tüm Anadolu Ermenileri için geçerlidir.
Kitap, babanız Gığmes Hopyan’ın anılarını içerdiği kadar, büyükbabanız Nişan Hopyan’ın anılarını da kısmen içeriyor. Böylece Bolulu Ermenilerin 1850’lerden günümüze uzanan tarihi konusunda önemli bilgilere ulaşıyoruz. 1969’a kadar yaşadığınız İstanbul’da ve daha sonra yaşadığınız Kanada’da Bolulu Ermenilerle karşılaştınız mı? Eğer karşılaştıysanız onlardan Bolu’daki Ermeni tarihi ve kültürüne dair kitapta yer veremediğiniz bilgiler edindiniz mi?
Evet, İstanbul’da babamın akrabalarının haricinde Bolulu hemşerilerimiz de vardı. Bunlar hatırladığım kadarıyla iki aileydi. Toronto’da ise sadece bir Bolulu aileyle tanıştık. Bolu’da zaten 250 haneden oluşan küçük bir Ermeni topluluğu varmış. Herkes herkesi tanıyormuş. Özellikle her aileye takılmış olan lakaplarıyla tanınırlamış. Bolulu Ermeniler neşeli ve şakacı bir toplulukmuş. Birbirlerine lakaplar takıp o lakaplarla birbirlerini anarlarmış. Babamın anılarında, ev yapımı Bolu rakısıyla kurulan sofralarda şarkı söyleyerek geçen neşeli günlerden sıkça söz ediliyor.