VARTAN ESTUKYAN
“Bir daha ne zaman gideceğiz ki?”
İran’a ilk gidişim değildi. Daha önce, 2017’de, Tahran’a gitmiştim. Altı yıl sonra, yine babamla, bu kez Tebriz başta olmak üzere Culfa, Salmast, Urmiye, Khoy gibi, İran’ın kuzey şehirlerini gezme fırsatı buldum.
‘İstanbul panaromaları’ ‘İstanbul işi kilise gümüşleri’yle buluşuyor
Öğrencisi kalmadıktan sonra kapılarını kapatan ve ardından bir sanat mekânı hâline dönüştürülen Galata Rum Okulu, yakın zamanda bir restorasyon sürecinden geçti. Okul binası, yenilenmiş hâliyle yeniden kapılarını ziyaretçilere, bu sefer özel bir seçkiyle açtı.
Batı Ermenicesi konuşmanın alternatif yolu: ‘Haba Yete’
Anadilimi, yani Batı Ermenicesini evde, ailemin benimle bu dilde konuşmasıyla öğrendim. Baskın dil olan Türkçeyi ise, anaokulu eğitimimi almak üzere Ermeni okuluna gitmeye başladığım zaman öğrenmemin çelişkisini hâlen yaşıyorum. Günümüzde, Türkiye Ermeni toplumunda Batı Ermenicesine yönelik giderek artan bir olumsuzluk hâkim. Ancak bunun geçmişi yeni değil; çocukluğuma, yani yaklaşık 30 yıla dayanıyor. Artık Ermenice bir ‘fazlalık’ olarak görülürken, aileler, çocuklarının Ermenice yerine gündelik hayatta ‘işlerine yarayacak’ Fransızca, İspanyolca gibi diller öğrenmeleri gerektiğini savunuyor. Benden dört yaş büyük abimin döneminde matematik, fen bilgisi gibi dersler Ermenice işlenirken, benim dönemimde bu derslerin dili Türkçeye kaymaya başlamıştı.
‘Anatolia19’ rehberliğinde bir zamanlar Anadolu
Anadolu coğrafyasının Osmanlı yönetimindeki 19. yüzyılın son döneminden genç Cumhuriyetin 40’lı yıllarına kadarki uğradığı demografik ve çevresel dönüşümü haritalandırmayı ve bu şekilde de bir dijital soy kütüğü oluşturmayı amaçlayan ‘Anatolia: 19th Century’ projesi, yayın hayatına başladı.
RTÜK’ten dijital platformlara ‘LGBTİ+ ögeler’ cezası
Kaos GL’nin haberine göre rapordaki tespitleri onaylayan RTÜK, Netflix’e üst sınırdan idari para cezası yaptırımı kararı aldı.
Vakıflı Köy’de yıllar sonra Ermenice tiyatro sahnelendi
Antakya’da 22 yıldır kesintisiz düzenlenen Evvel Temmuz Festivali, 6 Şubat depremlerinde yaşanan büyük yıkıma rağmen bu yıl 6-17 Temmuz arasında yapıldı. Samandağ’da yıllardır yapılan, Samandağ Kalkındırma Derneği çatısı altındaki birçok sivil toplum örgütünün desteğiyle organize edilen, Antakya’nın yanı sıra ülke genelinden ve hatta başka ülkelerden katılımcılarla her yıl daha da büyüyen festivalin geçmişi binlerce yıla dayanıyor. Arap Aleviler tarafından organize edilen festival sadece onları değil, şehirdeki Arap Hıristiyanları ve Ermenileri de kapsıyor, Antakya’nın çokkültürlü yapısını yansıtıyor.
Koca bir antik kent cebimizde: Ani
Anadolu Kültür’ün Kültürel Mirası Koruma Derneği’nin işbirliğiyle, World Monument Fund ve Calouste Gulbenkian Vakfı desteğiyle hazırladığı uygulama, kullanıcıları Ani ve çevresine dijital bir yolculuğa çıkarıyor.
Getronaganlı öğrenciler 'Hay Gin'i canlandırdı
Getronagan Lisesi öğrencileri, 2017’de, okulun kuruluşunun 130. yıldönümünde ‘Hay Tbrots: Antsyalen Tebi Aysor’ [Ermeni Okulu: Geçmişten Bugüne] başlıklı bir gösteri sahnelemişti. Öğrenciler bu kez entelektüel kadınların ele alındığı ‘Hay Ginı: Mşagutayin yev Hasaragagan Gyanki Meç’ [Ermeni Kültürel ve Toplumsal Yaşamda Kadın] başlıklı yeni bir gösteri sahneledi. .
İstanbullu bir multienstrümantalist: Avedis Özdemir
İstanbul Teknik Üniversitesi Müzik İleri Araştırmaları Merkezi’nde (MİAM) yüksek lisans yapan Özdemir, Roma’daki Sapienza Üniversitesi’nde de ayrıca yüksek lisans eğitimi aldı ve şu anda çoksesli badaraklar [Ermeni Kilisesi’nde yapılan ayin] ve İstanbul badaraklarını ele aldığı tezi üzerine çalışıyor.
‘Biz’ ve dağlarımız
Bağımsız tiyatro grubu Hangardz’ın, William Saroyan’ın metnini sahnelediği ‘Yüreğim Dağlardadır’ ilk kez izleyici karşısına çıktı. Yazarın Saroyan olması, oyunun isminde ‘dağ’ kelimesinin yer alması, Ermenilik refleksinden olsa gerek, direkt oyunun Ermenilikle ilgili olacağını düşündürdü. Oysa tiyatrocuların Ermeni olması ve birkaç kelime Ermenice dışında yaklaşık 90 dakika süren oyunun Ermenilikle hiçbir ilgisi, alakası yoktu.