VARTAN ESTUKYAN

1990 İstanbul doğumlu. Kültür sanat, müzik, insan hakları ve güncel politika haberleri yapıyor. 

Almanya’da sürgünde yaşayan ve bir süredir kanser tedavisi gören gazeteci Celal Başlangıç 3 Mayıs 2024 Cuma günü Köln'de vefat etmişti. Başlangıç için 10 Mayıs Cuma günü Köln'de cenaze töreni düzenlendi.

Bu konuyu işlememe vesile olan ise, gazeteci Vercihan Ziflioğlu’nun, İstanbul’daki Rum toplumunun geleceğine yönelik endişeleri konuşmak üzere, Rum Vakıfları Derneği'nin eski başkanı ve eğitimci Andonis Parizyanos’la yaptığı ve Gazete Duvar’da yayımlanan söyleşisi.

Birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, Türkiye’nin belki de en kozmopolit, çok kültürlü şehrinin hafızasını canlı tutmak için yeni bir dijital hafıza projesi geliştirildi.

2018’de, Ermeni Soykırımı’nı hatırlamak ve hatırlatmak için, Köln’ün en meşhur bölgesinde, sırtını Ren Nehri’ne dayayan, Alman eski İmparatoru II. Wilhelm’in at üstündeki heykeline bakan bir anıt dikildi. İlias Kevork Uyar’ın da aralarında bulunduğu bir grup sivilin inisiyatifiyle kurulan Soykırımları Hatırlatma İnisiyatifi’nin öncülüğünde dikilen bu anıt, ilk günden bu yana bir tartışma konusu.

2015’te, İstanbullu birkaç genç Ermeni tiyatrocu tarafından kurulan Hangardz tiyatro topluluğu, ilk oyunu ‘Mer Çunetsadzı İrarmov Kıdnenk’i [Bizde Olmayanı Birbirimizde Bulalım] Sırbistan’daki Synergy World Theater Festival’de oynamıştı. Hangardz’ın yeni oyunu olan William Saroyan’ın ‘Yüreğim Dağlardadır’ eseriyse, ilk kez geçen yıl izleyiciyle buluşmuştu. Oyunu sahnelemeye devam eden topluluk, ‘Yüreğim Dağlardadır’ın ilk turnesini de Eskişehir’de yapmaya hazırlanıyor.

Türkiye’nin Balkan ve Ege müziği alanlarında tanınmış müzik insanlarından araştırmacı, arşivci ve müzisyen Muammer Ketencoğlu’nun yeni albümü ‘Köklerimiz’, 1 Aralık’ta müzikseverlerle buluştu.

Rüya, kimi kaynaklara göre bir algı, kimi kaynaklara göreyse bir duygu olarak tanımlanıyor. Hepimiz uyuduğumuz zaman rüya görürüz; ancak kimimiz bunları hatırlar, kimimiz içinse gözümüzü kapadığımız ândan açtığımız âna kadar hiçbir şey olmamıştır. Ben de çoğu zaman ikinci kategoride bulurum kendimi. Uyandığımda gördüğüm rüyaları hatırlama oranım çok düşük. Kimiyse sanki gerçek hayatta yaşanmış gibi anlatıyor, hissediyor rüyalarını. Gördüklerini ‘rüya defteri’ adı verdikleri o çok kişisel sayfalara uyanır uyanmaz not edenlerin sayısı bir hayli fazla.