VARTAN ESTUKYAN
‘İstanbul’da Ermenice tiyatro 1923-1946 arası gayriresmî olarak yasaktı’
Tiyatrocu Boğos Çalgıcıoğlu ile Ermenice tiyatronun Darülbedayi'den öncesini, sonrasını ve Cumhuriyet döneminde Ermeni tiyatrosunu konuştuk.
Batı Ermenicesi illüstrasyonla buluştu: ‘Art of Nodji’
Grafik tasarımcı ve sanat yönetmeni Aren Selvioğlu, bir süre önce sosyal paylaşım sitesi instagram’da açtığı ‘Art of Nodji’ adlı hesap üzerinden, Batı Ermenicesini içeren çizimlerini paylaşıma açtı. Sanatçıyla ‘Art of Nodji’nin kuruluş hikâyesi ve çizimleri üzerine söyleştik.
İstanbul’da ilk Ermenice podcast: Sabes
İstanbul’da Batı Ermenicesinde yayın yapan ilk podcast kanalı Sabes (Şöyle ki), yayın hayatına başladı. Şara Maraşlıyan ve Sarem Külegeç’in hazırladığı programda, her ay üç ayrı konukla bir sanat eseri üzerine sohbet edilecek.
Hastane bünyesinde bir sağlık sergisi: ‘Etten Kemikten’
İstanbul Amerikan Hastanesi’ndeki Operation Room, bugünlerde ‘etten, kemikten’ adlı bir karma sergiye ev sahipliği yapıyor. Serginin küratörlüğünü yapan Kevser Güler’le sohbet ettik.
‘Dijital platformlar sinema estetiğini değiştiriyor’
Emre Yeksan’ın yazıp yönettiği ‘Yuva’, 10 Mayıs’ta vizyona girdi. Yeksan ile film vesilesiyle söyleştik.
Sahakoğlu’ndan tutkuya dair
Kirkor Sahakoğlu’nun yeni sergisi ‘Passion’, Millî Reasürans’ta açıldı. Sergide, sanatçının son dönem çalışmaları arasında yer alan 50’den fazla eser sanatseverlerle buluşuyor. Bir önceki sergisi ‘Utopia’da Adorno’nun “Hakikatin yalan, yalanın hakikat gibi göründüğü dönemeçteyiz şimdi” sözünden ilham alan Sahakoğlu, bu sergisinde Schönberg’in “Derine, derine, daha derine...” sözünden esinlenmiş. ‘Utopia’ ile eşzamanlı çalışmaya başladığı son sergisinde ressam, İtalya’da yaşadığı dönemden izleri tuvale yansıtmış. Soyut resimleriyle bildiğimiz Kirkor Sahakoğlu, ‘Passion’da yeniliklere açık bir yaklaşımda da bulunmuş. Buna en somut örnek, ressamın tablolarında kolajlara yer vermesi. Ressamla, 27 Mayıs’a dek görülebilecek sergisi üzerine konuştuk.
Sürgündeki arkadaşının gözünden Ahmet Kaya
Ahmet Kaya’nın Paris’teki sürgün yıllarını anlatan müzikli oyun ‘Hep Sonradan’, 22 Nisan Pazartesi akşamı, bu sezonki son gösterimini yaptı. Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu ve Kardeş Türküler tarafından sahnelenen müzikli oyunun prömiyeri 9 Ocak’ta yapılmıştı. Yönetmenliğini Metin Göksel’in üstlendiği oyunda Cüneyt Yalaz, Elit Andaç Çam, Ahmet Melih Yılmaz, Saim Güveloğlu, Ferya Soysal ve Banu Açıkdeniz rol alıyor; Kardeş Türküler ekibi de, sahnede Ahmet Kaya’nın 15 şarkısını seslendiriyor. Oyunun metni Didem Kaplan, Cüneyt Yalaz ve Funda Alp tarafından kaleme alınmış. ‘Hep Sonradan’ı, Cüneyt Yalaz ve Kardeş Türküler’den Vedat Yıldırım’la konuştuk.
Eğilli Müslümanlaştırılmış Ermenilerin hikâyeleri ‘Saklı Haç’ta
Diyarbakır’ın Eğil ilçesinde yaşayan Müslümanlaştırılmış Ermenilerin hayat hikâyeleri belgesel oldu. Yönetmenliğini gazeteci Altan Sancar ve Serhat Temel’in yaptığı ‘Saklı Haç’ adlı belgeselin kameramanı ise gazeteci Sertaç Kayar. 1915 ve sonrasında ilçede ve çevresinde yaşayan Ermenilerin akıbetini, özellikle de ilçede yaşayan Müslümanlaştırılmış Ermenilerin kimlik bunalımını, 1915 sonrası travmalarını ve kendilerinden sonraki kuşaklara aktardıkları hikâyeleri beyazperdeye taşıyacak olan ‘Saklı Haç’ı, filmin yapımcılığını da üstlenen Altan Sancar’la konuştuk.
‘Sosyete’nin gözünden Cumartesi Anneleri
Biz Cumartesi Annelerini değil, onlara karşıdan bakan kadınları anlatıyoruz. Annelerin hikâyeleri çok acı, onu anlatamayız. Biz onlara nasıl bakıyoruz, nasıl korkuyoruz, tedirgin oluyoruz, bunu sahneye taşımaya çalışıyoruz.
Gizemli bir kadının izinde: Madam Marta Amati
Uzun yıllar İzmir Beth İsrael Sinagogu’ndaki düğünlerde keman çalan virtüöz Madam Marta Amati’nin hayatı, Rita Ender’in araştırması ve Berge Arabian’ın fotoğraflarından oluşan bir sergiyle anlatılıyor. Sergi, 6 Mart Çarşamba günü Schneidertempel Sanat Merkezi’nde açıldı.