Grafik tasarımcı ve sanat yönetmeni Aren Selvioğlu, bir süre önce sosyal paylaşım sitesi instagram’da açtığı ‘Art of Nodji’ adlı hesap üzerinden, Batı Ermenicesini içeren çizimlerini paylaşıma açtı. Sanatçıyla ‘Art of Nodji’nin kuruluş hikâyesi ve çizimleri üzerine söyleştik.
Grafik tasarımcı ve sanat yönetmeni Aren Selvioğlu, bir süre önce sosyal paylaşım sitesi instagram’da açtığı ‘Art of Nodji’ adlı hesap üzerinden, Batı Ermenicesini içeren çizimlerini paylaşıma açtı. Ermeni tarihi ve kültüründe önemli yeri olan isimlerin yanı sıra Karabağ’daki ‘Tatik & Papik’ (Nine & Dede) heykeli ve Süpermen, Batman gibi süper kahramanları çizen Selvioğlu, haftada üç yeni içeriği takipçileriyle paylaşıyor. Sanatçıyla ‘Art of Nodji’nin kuruluş hikâyesi ve çizimleri üzerine söyleştik.
Böyle bir instagram hesabı açmaya nasıl karar verdiniz?
Birkaç sene önce Gomidas - Hovhannes Tumanyan - Baruyr Sevag üçlüsünü çizmiştim. Çizdiğim başka şeyler de vardı ama iş yoğunluğundan, bunları bir türlü instagram hesabına çevirememiştim. Epey vakit harcamak gerekiyor. Instagram dünyası zor bir dünyaymış, işin içine girince anladım ben de. Yaz başında, başka planlarım olduğu için işimden ayrıldım; böyle bir fırsat oluşmuşken, bir süredir aklımda olan ama pratiğe dökemediğim bu hesabı açtım.
‘Art of Nodji’ için, Ermeni kültürüne özgü figürler ve ünlü Ermeni şahsiyetlerin illüstrasyonlarının yer aldığı bir instagram hesabı demek doğru olur mu?
Figürler ve şahıslar diye kısıtlamadım aslında. Asıl derdim, içinde yaşadığımız modern dünyada Ermenice üretim yapmak. İşin içine girene kadar, buna benzer bu kadar çok hesap olduğunu bilmiyordum. Sonra araştırmaya başladım ve Beyrut’tan, Los Angeles’tan, Ermenistan’dan, İstanbul’dan Ermenice üretim yapan bir sürü hesap keşfettim. Yine de, tüm dünyada ve her dilde yapılan üretimlerle kıyaslandığında, sayının çok yüksek olmadığı söylenebilir. Benim isteğim de, Batı Ermenicesiyle sürekli olarak bir şey üretmek. Örneğin ‘Pari Amarner’ [Mutlu Yazlar] diye bir çizimim var, TGIF’in [Thank God It’s Friday - Çok şükür bugün Pazar] Ermenicesini (‘Park asdudzo ays or giragi e’) yaptım.
İnternette sürekli olarak, neredeyse hiç düşünülmeden yapılmış şeyler görüyoruz. Ben de, bu ‘uzun uzadıya düşünmeden üretme’ işini Ermenicede nasıl yaparım sorusuyla çıktım yola.
Çizmek ne kadar vaktinizi alıyor?
Geçen gün sosyal medyada fenomen olan ve insanların yaşlılık hallerini gösteren ‘FaceApp’ adlı bir uygulama çıktı. Ondan bir gün önce, çeşitli süper kahramanlar çizip Ermenice adlarıyla paylaşmıştım. ‘FaceApp’in fenomen olduğu sabah, bu kez Batman’in yaşlanmış halini çizdim. Daha önce yaptığım bir çizimi dönüştürmek, teknik olarak, bilgisayarın başına oturup tam konsantrasyonla çalışırsam bir saatte yapabileceğim bir şey. Los Angeles’tan birinin ‘Nairi Diary’ diye bir hesabı var. Bir ay önce, “Karabağ’daki ‘Tatik & Papik’ heykelini kendi tarzınla çiz” diye bir yarışma başlattı. Onu gördüm ve o akşam o çizim üzerinde üç saat uğraştım. Çizimleri genellikle bilgisayarda yapıyorum. Telefonda da çizdiğim oluyor ama o zaman biraz daha uzun sürüyor. Çizdiğim her şeyi yüklemiyorum tabii hesabıma, haftada üç çizim paylaşıyorum.
İş konusunda başka planlarınız olduğunu söylemiştiniz. Bu planlar, instagram hesabınızın gidişatını etkilemeyecek mi?
Başlangıç ivmesini vermek zordu ama ‘Art of Nodji’ artık bir ritme oturdu. Günde iki saatimi ayırarak bir şeyler üretebiliyorum. Bu ritmi devam ettirebileceğimi düşünüyorum. Yani bir rutinim var, ‘hashtag’lerim de hazır. Tek bir konuda bazen sorun yaşıyorum, o da Ermenice imla.
Ermenice imla, Türkiyeli Ermeniler, özellikle gençler için ciddi bir sorun. Siz hangi kaynakları kullanıyorsunuz?
Öncelikle eşimi, Narod Erkol’u referans alıyorum. Bir kelimeyi internetten aradığımda çoğu zaman Doğu Ermenicesi yazılışı çıkıyor karşıma. Evdeki sözlükten bakıyorum, orada bulamazsam internetteki Nairi Sözlük’e bakıyorum ama orada da bazen Doğu Ermenicesi çıkıyor. Örneğin ‘yarasa’nın Ermenicesini yazarken yanlış ‘ç’ harfini kullanmışım. Ertesi gün Payline Tovmasyan mesaj attı, doğrusunu söyledi. Ermenicesine güvendiğim Kayuş Çalıkman da bazen uyarılarda bulunuyor. Yani, bu tür dönüşler de alıyorum. Mesela ‘yaz’ anlamına gelen ‘amar’ kelimesini yazarken kullandığım ‘r’, yanlışmış. Bazen, internette bir kelimenin yazılışını bulduğumda “Sanki böyle değildi” diyorum ama, en azından gösterebileceğim bir referans olduğu için öyle yazıyorum.
İnstagram hesabınızda Batı Ermenicesi kullanıyorsunuz ama çizimleriniz Ermenistan’da ve Doğu Ermenicesi konuşulan başka yerlerde de karşılık bulabilir...
Profilimde İstanbullu Ermeni olduğuma ve içeriğin Batı Ermenicesi olduğuna dair bir bilgi yer almıyor ama paylaşımlarında bu durum açıkça görülebiliyor. Mesela ‘Pari Amarner’ [Mutlu Yazlar] Batı Ermenicesi, hatta bayağı İstanbullu Ermenilere özgü bir ifade. Fakat ‘Art of Nodji’nin Türkiye’den sonra en çok Ermenistan’dan takipçisi var. Artık Ermenistan’da da Batı Ermenicesinin konuşulduğu, yazılıp çizildiği bir dünya var, yayıncılar var. Dolayısıyla, orada çizimlerimin de karşılık bulacağını düşünüyorum.
Çizimlerinizi hesabınızdan bu şekilde paylaşmaya devam mı edeceksiniz, yoksa ileride ‘dükkân’ gibi bir bölüm de olacak mı?
Kısa vadede bu şekilde üretmeye devam edeceğim. Instagram hesaplarında genellikle seriler şeklinde içerik üretiliyor. Ben de reklam sektöründen geldiğim için, her işi gruplandırmayı tercih ediyorum, hep alt gruplar yapmaya çalışıyorum. ‘Süper kahramanlar’ bir alt grup, ‘alfabe’ bir alt grup, ‘ünlü Ermeniler’ bir alt grup... Üzerinde düşündüğüm başka konseptler de var. Örneğin, kendi tarzımla, çizimlerimle, Batı Ermenicesinde yazılmış hikâyelerin instagram versiyonlarını üretmek istiyorum Bu dilde artık hikâye üretilmiyor, üretilemiyor. Zaten üreten de, tüketen de az. Üretilmişleri tüketmek için bir vesile olması gerekiyor. Şu anki derdim o. Kısa süre önce, Arşag Çobanyan’ın ‘Es İnç Inem Hokiyov’ [Ben ne yapayım ruhu?] adlı hikâyesinin çizimlerine başladım.