Anadolu coğrafyasının Osmanlı yönetimindeki 19. yüzyılın son döneminden genç Cumhuriyetin 40’lı yıllarına kadarki uğradığı demografik ve çevresel dönüşümü haritalandırmayı ve bu şekilde de bir dijital soy kütüğü oluşturmayı amaçlayan ‘Anatolia: 19th Century’ projesi, yayın hayatına başladı.
Hemen her şeyin dijitalleştiği bu çağda hayata geçen projede haritaların ana kaynağını, yıllardır çoğunluğu akademik olan araştırmacılar tarafından İstanbul ticaret tarihi özelinde kullanılan ve Cervati Kardeşlerin önce Fransızca yayımladığı, ardından Türkçeye çevirdiği Şark Ticaret Yıllıkları oluşturuyor. ODTÜ Tarih Bölümü’nden Agah Enes Yasa’nın koordinatörlüğünde yürütülen proje, SALT, Koç Üniversitesi VEKAM ve ODTÜ tarafından destekleniyor.
Bir süre önce BETA sürümü yayımlanan ‘Anatolia: 19th Century’, 1889 yılına ait sosyo-ekonomik Anadolu haritasında Edirne’den Ağrı’ya bu coğrafyada yaşamış, çarşıda pazarda ayakkabı satıcısı, şekerci, kasap ve sigortacı olarak geçimini sürdüren ya da şirketleriyle geniş ticaret ağlarına sahip binlerce kişiyi tanıtıyor ve izleyiciyi bir asır öncesine götüren bir navigasyon işlevi görüyor. anatolia19.com adresi üzerinden görülebilen haritayı ve projeyi, koordinatörü Agah Enes Yasa’yla konuştuk.
19th Century projesi ne zaman, nasıl kuruldu? İçeriğinden bahsedebilir misiniz?
Kısa adıyla Anatolia19’un temellerini 2021’in Kasım ayında atmaya başladık. O zamanlar bir fikir vardı aklımızda, 19. yüzyıl Anadolu’suna dair on yıllardır yapılmış bir tarihyazımı geçmişi vardı ve bunu dijital yöntemlerle görselleştirip sivil topluma ulaştırmayı istiyorduk. O günden beri Anadolu coğrafyasının bundan bir buçuk asır evvel ne kadar kozmopolit olduğuna ve buralarda yaşamış insanlara dair de bir dijital kütük yaratmaya çalışıyoruz. Projemize veri kaynağı olarak daha çok Pera ve İstanbul’un sosyo-ekonomi tarihini çalışan araştırmacılarca kullanılan Şark Ticaret Yıllıklarını [Annuire Oriental], Osmanlı Rumeli’sinin en önemli kentlerinden olan Edirne’den Fırat Nehri kıyısındaki Deyr-i Zor’a kadar geniş bir alanda haritalandırarak kullanıyoruz.
Mesela, bundan birkaç yıl evvel tarihi Van şehrinde yapılan kazılarda 19. yüzyıldan kalma bir Fransız parfümü bulundu, birçok kişi bu bulgulara şaşırdı. Batı ile ilişkileri olan Ermeni veya başka azınlık guruplardan insanlar, ya da bir Müslüman yerel elit, bu insanlar o dönem Anadolu’da 19. yüzyıldaki küreselleşmeyi bir şekilde deneyimleyebiliyorlardı. Projemiz sayesinde aslında bunların o tarihler için çok da şaşırılacak şeyler olmadığını, bizim de projemizde ilk erişime açtığımız yıl olan 1889’da, örneğin Eğin’de müzik öğretmenliği yapan Aslanyan’ın ya da Fransızca hocası Azarya Tertzakyan’ın bu coğrafyanın geçmişte doğal birer parçası olduklarını gösteriyoruz.
Hangi kaynaklardan yararlanıyorsunuz?
Sosyo-ekonomi haritamız için şu an sadece geniş yelpazede veri sunan Şark Ticaret Yıllıklarını kullanıyoruz. Osmanlı Devleti’nin hazırladığı Vilayet Salnameleri maalesef ki bizim kullandığımız yıllıklar kadar etkili kayıtlar değil. Anadolu vilayetlerinin yöneticileri, hastaneleri, matbaaları vs. gibi konularda çalışan araştırmacıların zaten uzun süredir kullandığı, bizim projemizin çerçevesine yeni bir şey sunmadığı için kullanmıyoruz. Onun dışında haritamızda yer alacak demiryolu hatları, verileri yerleştirdiğimiz kentlerdeki kamusal alanların tespiti gibi konularda makalelerden, plan-projelerden, haritalardan ve eski kartpostallardan yararlanıyoruz.
Demografik dönüşümü gösteren haritayı ne sıklıkla, hangi kriterlere bağlı kalarak güncellemeyi hedefliyorsunuz?
Geçtiğimiz ay incelediğimiz ilk yıllık olan 1889’a ait verileri erişime açtık. Sırada, sunduğu verilerin coğrafi dağılımına göre oldukça kapsamlı olan 1904, 1928 ve 1937 yıllarına ait olanlar var. 1904-1928 arasındaki süreç malum, Anadolu’nun fokur fokur kaynadığı ve on bin yılı aşan tarihindeki en önemli kırılma noktalarından birine şahitlik eden bir süreç. Soykırım, Mübadele, Kurtuluş Savaşı derken birden fazla olayın yaşandığı ve bunların da demografik yapıyı hangi bölgede nasıl dönüştürdüğünü göstermeye çalışıyoruz. Bunun için yıllar ve kentler arası karşılaştırma imkânını da haritamızı kullananlara sunuyoruz.
Şu an sadece 1889 yılını gösteren BETA sürümünü paylaştınız. Projeniz tam anlamıyla ne zaman kullanıcılara sunulacak?
Hedefimiz bu işi 2024 yılının sonlarında neticelendirmek. Sonrasında, sivil toplumun da katılımcısı olduğu farklı alanlardan araştırmacılarla söyleşiler, sunumlar ve sergilerle projemizi görünür kılacağız.
Sürdürülebilirliği nasıl sağlamayı düşünüyorsunuz?
Proje ekibi olarak, her zaman, projemizin çerçevesine uyan farklı kaynaklardan elde ettiğimiz verileri haritalandırmaya devam edeceğiz. Ama aynen şimdi olduğu gibi, ister akademisyen olsun, ister bilinçli bir kent araştırmacısı, herkesin haritaya sunduğu katkıları da ekleyeceğiz. Bu katkı yepyeni bir veri de olabilir, haritamızda yer alan bir kişiye dair bilgiler de olabilir. Bu bilgilerin doğrulaması belki sorun olarak gözükebilir ancak farklı uzmanlara da danışıldıktan sonra bu eklemeler yapılacak. Katkı sunan herkes, verinin bilgi kartında referanslar arasında yer alacak. Bu sayede de herkesin erişebildiği uzun vadeli dijital bir Anadolu veri alanı yaratmayı hedefliyoruz.
Haritada yer alan verileri yerleştirirken nelere dikkat ettiniz? Gördüklerimiz, bu insanların gerçek adresleri mi?
Maalesef hepsi için gerçek adresi demek zor. Mesela, Yıllıklarda İzmir, Ankara ya da Bursa gibi kentlerde birçok kişin adresi verilmiş, ama diğer kentler için bundan söz edemiyoruz. Onlar içinse kişilerin soyadlarından yola çıkarak kökenlerini tahmin edip o kentin o kökenle özdeşleşmiş mahallesine yerleştiriyoruz. Yıllıklarda adresini bulamadıklarımızdan bazılarının adreslerini müzayedelere çıkan kartvizit, zarf ya da mektup gibi efemera malzemeden de tespit edip ona göre konumlandırıyoruz. Özellikle Ermeniler özelinde bunun başka ama maddi ve manevi desteğe ihtiyaç duyulan bir yolu da Emval-i Metruke Kanunu kapsamında dünyanın farklı yerlerine dağılmış Ermenilerin yazdığı arzuhallerde emlaklarının konumları üzerinden haritalandırma yapmak. Hatta benim tesadüfen bakışım sonucu haritamızda yer alan Bursalı Ermeni bir saatçi olan Altunyan’ın 1920’lı yıllarda yazılmış emlaklarının adreslerinin de yer aldığı bir dilekçesine denk geldim. Bunun gibi birçok örnek bulunabilir. Ancak bunun için projemiz içinde sistematik şekilde çalışacak ayrı araştırmacılar ve buna özel ayrılmış bir maddi kaynak lazım. Bu konulara ilgi duyan kuruluşların ortaklık taleplerine açığız diyebilirim.
Projenizi destekleyen kurum ve kuruluşlar neler? Ekibinizde kimler yer alıyor? Danışmanınız var mı?
Projemiz şu an ODTÜ Tarih Bölümü’nün ev sahipliğinde ilerliyor. Başladığımız günden beri ülkemizin sosyo-ekonomi tarihi alanındaki en gelişmiş merkezi olan SALT ve Ankara ve Anadolu kent tarihine yönelik araştırmalara destek veren Koç Üniversitesi VEKAM da maddi ve manevi anlamda destekliyor. Hafıza Merkezi de referanslarımız arasında. Ekibimizde projemizin tüm bu güzel web dizaynını yarattığımız Ömer Mert Coşkun, Osmanlıca konusundaki donanımını bizlere sunan Furkan Arslan ve yine Osmanlıca ve Almanca kaynakları inceleyen M. Kadri Yekeler yer alıyor. Proje koordinatörü ve Yıllıkları inceleyen araştırmacı olarak da ben bulunuyorum. Bazı spesifik konularda çalışması için ziyaretçi araştırmacılar da projemizde yer alıyor, alacak.
ODTÜ Tarih Bölümü’nden Dr. Selçuk Dursun şu an akademik danışmanlığımızı yürütüyor. Daha önce de dediğim gibi, farklı konulardaki akademisyen ya da araştırmacıların da danışmanlığını alıyoruz.