ŞAPGİR
Geleceğe kısa bir seyahat: Hiperimparatorluktan hiperçatışmaya, oradan hiperdemokrasiye
Servan Altıkanat, Cezayir asıllı ekonomist Jacques Attali'nin deneyiminden yola çıkarak gelecek elli yılın senaryolarını değerlendirdi.
Ceylan Ertem yine şaşırtıcı ve derin
40 dakika gibi görece kısa bir sürede, hayli dinamik, cesur ve güçlü parçalarla, girizgahtan itibaren bir çeşitliliğin müjdesini veren bir albüm Ceylan Ertem’in Ütopyalar Güzeldir’i. Yeri geldiğinde basit ve özenli yeri geldiğindeyse elektronik ve/veya saykodelik öğelerin incelikle düşünülmüş harmanından meydana gelen yeni Ceylan Ertem albümünü Sertan Şentürk yazdı.
Bitkiler bizden akıllı mı?
Nuh’un gemisinde her canlı türünden bir çift olması gerekiyordu. Ancak eksik olan sadece bitkilerdi. İnsanların yüzlerce yıldır cansız varlıklar muamelesi yaptığı bitkiler, hareket edebiliyor, hissedip, düşünebiliyor, hatırlayabiliyor, hatta intikam alabiliyor. Bu yazıyı okuduktan sonra, bitkilerin zekâsını yabana atamayacaksınız. Arek Kendirli yazdı.
1989 Berlin doğumlu bir Avrupalının gözünden Nobel’li Avrupa Birliği
Levent Özata, bu hafta Avrupa Birliği'nin bir portresini çiziyor şapgir'e, ama bir başkasının gözüyle. Hem malların, hem de insanların aynı kategoride serbestçe dolaşabildikleri, “göreceli” bir barış sağlayan Avrupa Birliği'nin aldığı Nobel Barış Ödülü'yle barışı ve aslında yaratılan “barış” algısını sorguluyor.
Bienalin Mardin hali ya da kıraathane ahalisi dönüp duran video enstalasyondan sıkılınca
Mardin'den Figen Işıker, 21 Eylül-21 Ekim tarihleri arasında gerçekleşen Mardin Bienali izlenimlerini aktarırken, bir yandan da Mardinlilerin bienalle, sanatçıların ise Mardin'deki gündelik hayatla imtihanlarını anlatıyor. Eserlerin maruz kaldıkları müdahaleler sonucunda ortaya çıkan yeni performanslar, Mardin Bienali’nin en hoş sürprizi.
Çünkü biz çok alelade insanlarızdır
Boşnak bakkal Ali Sadık'ın hastalığı yüzünden bu güzel dünyayı bırakacak olmasına bakmadan Saddam'la birlikte nasıl direndiğini, Boşnakça 10'a kadar saymayı öğrenen, her gün onunla birlikte bakkalın kapısında oturan komşusunun yeğeninin gözünden anlatıyor Mahir Ünsal Eriş. “Savaş çıkacak sina” diyordu Ali Sadık, oğul demektir Boşnakça.
Haller durağı // Murat Paker röportajı: “Siyah-beyaz insan çok, bize griler ve renkler lazım”
Ayşe Akdeniz, bizleri biz yapan halden hale geçişin hikâyesini, herkesin içine doğduğu farklı halleri bu duraktan okurlara aktarmaya çalışacak. Durağın ilk konuğu ise İstanbul Bilgi Üniversitesi Psikoloji Yüksek Lisans Programı, Klinik Psikoloji Program Direktörü Yrd. Doç. Dr. Murat Paker. Ayşe, Murat Paker ile “biz” ve “onlar” hakkında, kurgulanmış sosyal kimliklerimiz, kendimizi ifade etmeye çalıştığımız “haller” üzerine bir sohbet gerçekleştirdi.
‘Yaşşa Marko!’
Sevag Beşiktaşlıyan, ABD’de 1920’lerde başlayan ve 1970’lerde sona eren Osmanlı eğlence hayatının Aşil Pulos’la birlikte en büyük yıldızı olan Melkon Alemşeryan’ı, nam-ı diğer Marko Melkon’u yazdı.
Şarkılarını tazı gibi yarıştırmayan adam
Bülent Ortaçgil hep kendisi için müzik yaptı, müzikal zevklerinden ödün vermedi. Gerektiğinden çevirmenlik de yaptı, gitar hocalığı da, ama albümü daha çok satsın diye klip çekmedi. Bu idealizm, belki de onu müzik camiasındaki en özel isim yaptı. Ne de olsa hayatı boyunca albümleri devasa satış rakamlarına ulaşamasa da, geçimini gerçek anlamda müzikten kazanamamış olsa da, kendi bildiği yoldan hiç şaşmamış bir müzik adamı var karşımızda. Can Öktemer yazdı.
Google ve CIA hangi firmaya milyonlarca dolar yatırır?
İnternette veri madenciliği çalışmaları ile olayların ne zaman ve nerede gerçekleşeceğini tahmin edebilen Recorded Future (Kaydedilen Gelecek) gibi şirketlerin kullandıkları teknoloji, yeryüzünü tamamen kontrol altına alacak ve insanı buradan söküp atabilecek bir güç mü?