YETVART DANZİKYAN
Hızlanan davalar, yavaşlayan davalar
Hrant Dink Cinayeti Davası birdenbire soru işaretleri yaratacak biçimde hızlanırken; hızlanması, daha doğrusu hiç olmaması gereken Osman Kavala davası, olabildiğince yavaşlıyor.
Irkçılık demişken...
Daha birkaç yıl önce Amedspor yöneticileri ve futbolcuları söylemin de ötesinde fiziki şiddete de uğramışlardı. Statlarda “Ayağa kalkmayan Ermeni olsun” tezahüratları duymak gayet olağanlaştı. İş ciddiye binince Afrikalı-siyah futbolcular pekâlâ bu ırkçı söylemlerden payını alıyor.
Pandemi, soru işaretleri, şüpheler
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Bahçeli uzun süre TTB le uğraşıp durdular. Peki ne oldu şimdi? Uzmanların söyledikleri doğru çıktı. TTB’den özür dileyen var mı? Yok.
İktidar cephesinde tuhaf işler
Erdoğan ve AKP, kendilerini, başka türlüsünü yapamayacaklarını düşündükleri bir döngüye soktu. İçeride baskı politikalarıyla toplum cendere altına alınıyor, bilinçli olarak yükseltilen milliyetçilikle ana muhalefet sindiriliyor. Ufukta seçim de olmadığından, bu politikalar iktidara gayet ‘sonuç verici’ gibi görünüyor. Bu tablo içinde Erdoğan için tek mesele AB’nin muhtemel yaptırımları ve ABD’de yeni Biden yönetiminin Erdoğan’a Trump kadar anlayışla yaklaşmaması ihtimali.
Savaş bitti, nefret sürüyor
Ermenistan’daki mağlubiyet havası Türkiye’de büyük bir coşku ve keyifle karşılanmış vaziyette. Kelbecer’i terk eden Ermeni nüfus için Hürriyet gazetesinde “Geldikleri gibi gidiyorlar” başlığı bile kullanıldı. Oysa bölgeyi terk eden sivil nüfustu ve bütün coğrafyada Ermeniler ve Azeriler uzun yıllardır yaşamaktaydı.
Bir başkadır (ya da epeydir öyleydi)
Psikiyatriyi, bastırılmış duyguları, siyasi gerilimleri, tecavüz travmalarını, ‘hoca’nın hiç de alışıldık, eli kolu uzun bir hoca olmayışını hesaba katmazsak, pekâlâ bir Tanzimat romanı olabilecek dizi, tüm bu saydığım sebeplerle derin, kritik bir alana giriyor ve kendini izletiyor.
Savaş, deprem, salgın
Türkiye toplumu aynı deprem konusunda olduğu gibi bu konuda da devlet tarafından yalnız bırakılmış durumda. Vakalar her gün katlanarak artıyor. Ancak yeni ve ciddi bir önlem gündeme gelmiyor ve resmî makamlar sorumluluğu toplumun üstüne atıyor.
"Rusya Türkiye'ye 'Elini gördüm' dedi"
Gazeteci Fehim Taştekin 19 Ekim Pazartesi günü GazeteDuvar'da yayınlanan yazısında Rus Kommersant gazetesinin, Türkiye'nin ortak tatbikat sonrası Azerbaycan'a bıraktığı silahların ve askeri personelin hayli detaylı bir listesini yayınladığını yazdı. Taştekin'e göre bu, Moskova'nın Ankara'ya bir mesajıydı. Taştekin ile bu mesajın ne anlama geldiğini konuştuk.
Savaş, medya ve kayıplar
Gelinen aşamada hem siviller, hem de gencecik askerler hayatını kaybediyor. Bir kez daha söylemek gerek: Ermenistan ve Azerbaycan halkları savaşmaya yazgılı değildir. Çözüm mutlaka müzakere masasında bulunmalı, iki halk birlikte yaşamanın imkân ve şartlarını yaratmalıdır.