YETVART DANZİKYAN

Yetvart Danzikyan

KARDEŞÇESİNE

Olayın medyaya yansımasının ardından neyse ki büyük gürültü koptu, peş peşe tepkiler geldi, bilhassa yayıncılık açısından art arda şikâyetler ve suç duyuruları yapıldı. Bunların hepsi önemli. Fakat olayın bir de bu toprakların tarihi açısından irkiltici bir boyutu var.

Lafı uzatmaya gerek yok. AKP-MHP istedi, YSK da seçimi iptal etti. Seçmen iradesine darbe yapıldı. Manzara bu. Peki, bu durum bugüne ve ileriye dair bize ne söylüyor?

Mantık çok açık. Burada “millet” AKP seçmeni oluyor. Bu bile hayli sorunlu bir tarif iken aslında altında yatanın bambaşka olduğu çok açık. Yukarıda da bahsettiğim gibi burada “millet”ten, “vatandaş”dan anlamamız gereken AKP’nin kurduğu ekonomik sistemin başat aktörü olan müteahhitler, iş insanları, Erdoğan ve çevresinde klik ile AKP medyası. “Başkanım, bu seçim yenilenmeli” diyenler belli ki onlardır.

Meydan kapandı, biçim ve anlam değiştirdi ama aslında bir yandan da direniyordu. Nasıl mı direniyordu? AKM ile. Daha doğrusu hafızalarımızda direniyordu. Şöyle anlatayım. O eski 1 Mayıslardan aklımızda kalan en önemli görüntü nedir?

Patrik Mutafyan’ın hayatını kaybetmesinden sonra 40 günlük yas ilan adilmiş ve seçime dair adımların yas sürecinden sonra atılacağı belirtilmişti. Yasın ardından 29 Nisan Pazartesi günü Ruhani Kurul toplanıyor. Toplantıda bundan sonra izlenecek sürecin netleşmesi bekleniyor. Ruhani Kurul Başkanı Episkopos Maşalyan Değabah seçimi yapılması için çalışacağını ve Değabahlık için aday olacağını söylemişti. Başepiskopos Ateşyan ise Değabah seçiminden yana değil ve süreci kendisinin yürüteceğini söylüyor. Patrik seçimi süreci üzerine çalışmalarıyla bilinen hukukçular Setrak Davuthan ve Sebuh Aslangil sürece dair sorularımızı yanıtladı.

Dolayısıyla AKP ve Erdoğan rejimi İstanbul’u kaybetmek istemiyor. Bunun için iyi kötü, Türkiye’deki çok partili hayatı bugünlere getiren seçim sisteminin altını oymak da göze alınıyor.

Tablonun en önemli parçalarından Kürt hareketine gelecek olursak; HDP tüm iç tartışmalara ve üzerlerindeki ağır devlet baskısına rağmen başarılı bir performans sergiledi ve hem iktidara hem de muhalefete “Kürtler olmadan başarı zor” mesajı verdi. Önümüzdeki dönemin en önemli gündem maddelerinden biri de hem AKP’nin, hem de CHP’nin bu mesajı nasıl değerlendireceği.

"HDP oyun kuran veya iktidarın kurduğu oyunu bozan ana parti konumunda. Bu çok büyük bir başarı. Bu kadar ağır baskı, dışlanma, engellenme içinde HDP son derece etkili stratejik karar alabilen ve daha önemlisi seçmenlerinin çok büyük bölümünün bu kararı anlayıp, benimseyip, hayata geçirilmesini sağladığı bir parti. Buna şapka çıkarmak lazım. ."