YETVART DANZİKYAN

Yetvart Danzikyan

KARDEŞÇESİNE

Darbe rejiminize Hrant’ı alet etmeyin

Hrant Dink’in 2006 yılında, ABD’nin Irak’ı işgali sonrasında, bambaşka bir bağlamda söylediği sözler bunlar. Ancak Esayan bu sözleri alıp bugüne getiriyor ve Aydınlık çevresi ile Perinçek’in de desteklediği Erdoğan-Bahçeli-Soylu rejiminin Kürtleri ezme politikasına payanda olarak kullanmak istiyor.

AKP milletvekili Markar Esayan geçtiğimiz günlerde Akşam gazetesinde bir yazı yazdı. Sosyal medya hesaplarında bu yazıyı sürekli paylaşıyor. Esayan, Hrant Dink’in bir vakitler söylediği sözlerle başlıyor yazısına. O sözler şöyle: 
“Geçmişte İngilizlerin, Fransızların, Rusların, Almanların şu topraklar üzerinde oynamış oldukları rol neyse bugün de aynen tekrarlanıyor. Geçmişte Ermeni halkı onlara güvendi. Kendilerini Osmanlı zulmünden kurtaracak sandılar ama yanıldılar. Çünkü onlar geldiler kendi işlerini, hesaplarını yaptılar, çekip gittiler ve burada kardeşi kardeş ile kan içerisinde bıraktılar.
Ve bugün Kürtlerin yaşadığı aynı budur.
Bugün Amerika geldi Kuzey Irak’ta bir Kürt devleti oluşturmak üzere. Kürt kardeşlerimiz için orası bir çekim alanı oldu. Ne oldu, bir başka şey mi oldu? Bir ümit mi oldu? Bu çok tehlikeli bir gidiş. Amerika bu, gelir kendi hesabını yapar, işine bakar, işi bittiğinde de çeker gider. Ondan sonra insanları burada kendi didişmesi içinde bırakır.”
Hrant Dink’in 2006 yılında, ABD’nin Irak’ı işgali sonrasında, bambaşka bir bağlamda söylediği sözler bunlar. Ancak Esayan bu sözleri alıp bugüne getiriyor ve Aydınlık çevresi ile Perinçek’in de desteklediği Erdoğan-Bahçeli-Soylu rejiminin Kürtleri ezme politikasına payanda olarak kullanmak istiyor. Yazısının devamında şöyle diyor Esayan:
“Hrant Dink’in özellikle Kürt meselesi konusunda, Ermeni meselesiyle mukayeseli harika yaklaşımları, yazıları, röportajları vardır. Yukarıda en bilineni alıntıladım. İşlerine gelmiyor, gündeme getirmiyorlar. Yazık! Ahirette hesabını Hrant’a verirsiniz artık. Kürt halkını bile isteye felakete sürüklüyorlar. Hadi geçen yüzyıl bu zihniyet henüz yeniydi. Ama yüz-yüz elli yıl sonra bu bayat emperyal oyunu hâlâ yutturuyor olmaları ağrıma gidiyor. Ya da belli ki olay yutturmadan başka bir durumdur; belli ki tarlalar epey derinden sürülmüştür.”
Ölmüş ya da öldürülmüş insanların bir zamanlar bambaşka bağlamlarda ettiği sözlerin alınarak bugünkü denklemde kullanılmasını doğrusu hep uygunsuz bulmuşumdur. 
Hatırlarsınız, Kürtlerle çözüm süreci başladığında ve ilerlediğinde her şey güllük gülistanlıktı. Ne zaman ki Kürtlerin gerek yurtiçinde, gerek Suriye’de bir statü kazanma imkânları doğdu ve süreç sonucunda Selahattin Demirtaş’ın güçlü bir aktör olduğu, olacağı belli oldu, hükümet çözüm masasını devirdi ve klasik devletin aktörleri ve MHP lideri Bahçeli ile bir ittifak kurularak Kürtleri ezme politikası masaya kondu. 
Bu süreçte Selahattin Demirtaş, Gültan Kışanak, Sırrı Süreyya Önder gibi isimler siyasi nedenlerle hapse atıldılar. Hâlâ hapisteler. Bu da yetmedi, Kürt halkının belediyelerde seçtiği temsilciler görevden alınarak yerlerine kayyım atandı. 
31 Mart yerel seçimleri geldiğinde seçmenler iradelerine sahip çıktılar ve bir kez daha temsilcilerini seçtiler. Erdoğan-Bahçeli-Soylu rejimi ancak beş ay bekleyebildi ve Diyarbakır, Van ve Mardin belediye başkanlarını görevden alarak yerlerine kayyım atadı. Bu karar sadece hukuksuz değildi, mesele Kürtler olunca seçmen iradesinin de hiçe sayıldığının resmiydi. Zaten karara hem yurtiçinde hem de yurtdışında tepkiler artarak sürüyor. 
Hrant Dink’in sözlerine gelecek olursak. Dikkatle okunduğunda, asli olarak dediği şudur: “Geçmişte Ermeni halkı onlara güvendi. Kendilerini Osmanlı zulmünden kurtaracak sandılar ama yanıldılar.”
Çok basit bir mantık yürüterek, Kürtlerin de benzer bir durumda olduğunu söylediğini anlamak zor değil. Ama gelin buradan illa bir anlam çıkarmayalım da, biraz da ne demediğine bakalım:
- “Devlet Kürt halkının iradesini istediği gibi hiçe sayabilir” demiyor.
- “Kürtler ulusalcı-milliyetçi iktidarın kendisine bahşettiklerine razı olsunlar” demiyor. 
- “Devlet Kürt halkının temsilcilerini kafasına göre hapse atsın, kimse de buna ses çıkarmasın” da demiyor. 
Diyemez elbette, nasıl desin, bu günleri göremedi ki.
Meselenin özüne dönelim. İktidar tüm Cumhuriyet rejimine, özellikle de Tek Parti dönemine damgasını vuran Kürt politikasını benimsemiş durumda. Bir vakitler bu politikaları yerden yere vuranların şimdi ne hallere büründüğünü görmek ibret verici. Bu iktidar bloku içinde kendine yer açmak için Hrant Dink’in kullanıldığını görmek de. Ahirette Hrant’a verilecek bir hesap varsa herhalde o da bu olmalı.