El Clásico’ya fazla biletim var!

Bar kocaman, içeride yaklaşık 201 kişi var ve bunlardan yaklaşık 200’ü Barça formalı... İşte o yaklaşık 1 kişi olan Real Madrid formalı arkadaş, ki ben kendisinin maç sonuna doğru 0’lanacağını düşünüyordum, Real’in 2-1 kazandığı ve Barça’nın şampiyonluk ihtimalini bitirdiği maçın sonunda bardakilerden birkaç tebrik bile aldı.

Aren Selvioğlu
arenselvi@gmail.com

Yok yok, biletim yok... Bilet almak için en az 400 Euro’yu gözden ve tabii ki cepten çıkarmak gerekiyor. Peki nedir bu 400 Euro’nun karşılığı? Özünde 90-95 dakikalık bir müsabaka... Ama öyle, buradaki “Kadıköy’de tarihi randevu!”, “Kartal ya tamam ya devam!”, “Dünya derbisi Sami Yen’de!” gibi lafta büyük müsabaka değil, insanın hayatı boyunca şahit olabileceği 3-4 önemli spor olayından biri... Oynayanlar da bizimkiler gibi şişirilmiş topçular değil. Her biri buradaki herhangi bir takıma gelse asrın transferi kategorisine girecek oyuncular. Üstelik oyuncu kadrosunun kalitesi yetmezmiş gibi, başrollerde de yıllardır hangisinin daha iyi futbolcu olduğu tartışmaları yapılan ve önümüzdeki 15-20 yıl da yapılmaya devam edecek olan Messi ve Ronaldo var.

Tabii bunun için 400 Euro veririm diyenler var elbet, ama zaten yukarıda saydıklarım televizyondan da izlenebiliyor. Oraya gitmek için daha kuvvetli bir nedene ihtiyacım var benim. Nedenlerden biri, futbolseverlerin oraya, bir maçtan çok bir festivale gidermiş gibi gidiyor olmaları.

İnsanların aileleriyle, hatta pusetteki bebekleriyle ve hatta anneanneleriyle, dedeleriyle gittiği, kalabalık arkadaş gruplarının içkiler içip şarkılar söylediği ve bunları yaparken diğer insanlara sataşmadığı, taraftarların sırf kalabalık bir topluluk olarak birlikte yürüdükleri için etrafa zarar verme hakkını kendinde görmediği, kuyruk bekleme kavramının bile en ideal şekilde uygulandığı bir ortam düşünün.

Şimdi, bir de, bizim maçlardan birine gidişi, o trafiği, o itiş kakışı, o ‘her an kavga çıkabilir’ tedirginliğini düşünün veya Beşiktaş maçının olduğu bir günde yanlışlıkla Dolmabahçe’de olduğunuzu... Ve talihsizlik bu ya, üstünüzde de Beşiktaş’a ait olmayan bir forma var… Tat kaçtı değil mi? İşte bu da az önce bahsettiğim ikinci kuvvetli neden.

Geçen yıl Barselona’daki El Clásico sırasında oradaydım. Gittim bir bara. Bar kocaman, içeride yaklaşık 201 kişi var ve bunlardan yaklaşık 200’ü Barça formalı... İşte o yaklaşık 1 kişi olan Real Madrid formalı arkadaş, ki ben kendisinin maç sonuna doğru 0’lanacağını düşünüyordum, Real’in 2-1 kazandığı ve Barça’nın şampiyonluk ihtimalini bitirdiği maçın sonunda bardakilerden birkaç tebrik bile aldı. Ve çıktığında üstündeki beyaz formada tek bir damla kan lekesi bile yoktu.

Vaziyet böyle…

Ama yine de 400 Euro çok be!

 


Bu hafta...
2. Hafta
1. Hafta

 

 

 

Kategoriler

Toplum Spor Şapgir