ŞAPGİR

ŞAPGİR Şimdi’nin 24 Nisan’ından kişisel bir mektup

Aykut Öztürk, 24 Nisan’larla, Soykırım’la, Ermenistan’la yaşadığı deneyimleri, aslında bu yazıda hitap ettiği birçok insanı, en çok da kendisini eleştirerek aktarıyor: “O anıt benim için – en azından 24 Nisan 2012’de – ölen Ermeniler için değil dünyada bir başına kalmış olduğum gibisinden bir hissiyatı bende uyandırdığı için kendime – bencilce – ağladığım bir yer oluverdi.”
ŞAPGİR ‘Türkiye, çocukları Türk milliyetçiliğinin taşıyıcısı kıldı’

Volkan Eke, ‘Türkiye’de Çocukluğun Politik İnşası’ kitabının yazarı İstanbul Üniversitesi öğretim üyelerinden Güven Gürkan Öztan’la 23 Nisan’ı ve devletin çocuklara ilgisini konuştu: ‘Mezarına bırakılmış bilyeleri dahi, kendi iktidarını sarsmak üzere konmuş cephane gibi gören muktedirlerin ülkesinde, hangi çocuk bayramı?’
ŞAPGİR Dedeler, torunlar, ‘Bizim Ermeniler’ ve lobiler

Özge İspir, Ermeni Soykırımı’yla ilgili ‘inkâr habitusu’nu ailesinin hikâyesini hatırlatarak kırıyor: ‘Sakladık-kurtardık masalı, Ermeni Soykırımı’nın suç olduğunu anlayan ve nasıl bir vahşet olduğunu idrak eden sonraki jenerasyonun masalıydı’
ŞAPGİR Bayram gelmiş neyime?

Fatma Hazan Türkkol, annesinin kıyafeti sebebiyle okulda ‘ders materyali’ olmasından, kendi başörtüsü sebebiyle üniversiteden atıldığı süredeki 23 Nisanları anlatıyor.
ŞAPGİR ‘Çünkü düşman bir gezegendir Afrika’

Evrim Kaya, küreselleşmenin talan ettiği Tanzanya’nın ardından bu kez ABD ve Çin’in emperyal hedeflerinin odağındaki Sudan’ı anlatan Hubert Sauper’le festivalde gösterilen belgeseli ‘Biz Dostuz’u konuştu.