ŞAPGİR

Abdullah Ataşçı, “yeni tanıştıklarına” neredeyse her günü bir ‘ölüm’le, bir ‘cinayet’le mimlenen Ocak ayını anlatıyor: “Katiller, bu ayı çok seviyor, bu mevsimi; doğanın faşizmini en yoğun bu ayda sürdürmesinden mi acaba?”

MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın Abdullah Öcalan’la yaptığı görüşmenin ardından Ahmet Türk ve Ayla Akat Ata’nın da İmralı’daki görüşmeleriyle yeni bir süreç başladı. “Demokrasi içerisinde sorunu çözmek” için çıkılan yolda öncelik silahsızlanma. Bu görüşmelerden feyz alarak, bu hafta şapgir “inadına barış” diyerek okurlarıyla buluşuyor.

Bundan tam 4 ay önce Thom Yorke, Atoms for Peace'in albüm hazırlığında olduğunu duyurmuştu. Bizim de ortak olduğumuz bu heyecanlı bekleyişin sona ermesine az kaldı: bu hafta Atoms for Peace, 'Amok'un 25 Şubatta yayınlanacağını resmen duyurdu, duyurunun içerisine beklemekten çatlayanlar için yeni bir kayıt iliştirmeyi ihmal etmeden. Artaki Mühendisyan yazdı...

Sevag Beşiktaşlıyan, Tarih ve Toplum Yeni Yaklaşımlar dergisinin son sayısında çıkan “Katil olan sıradan Almanlar mı, yoksa sıradan insanlar mı? Holokost failleri üzerine düşünceler” isimli makalesinden yola çıkarak, 1915’in altında yatanları ve inkarcılığı, Clark Üniversitesi Tarih Bölümü’nde doktorasını sürdüren Ümit Kurt’la konuştu.

Hep “o”nu aradı Paris’te, Londra’da, Venedik’te bulsa da zaman zaman aradığını ellerinden kayıp gitmesine izin verdi. Böylesi daha iyiydi. Levent Özata, bu hafta Charles Aznavour’un portresini çiziyor.

Tamar Nalcı, Metin Kaçan’dan romanı dışında arta kalanları, bu kalanların nasıl da görmezden gelindiğini ve yaşandığı dönemde dahi entelektüel ortama çöken ‘suskunluğu’ yazıyor ve soruyor: “Karanlığı aydınlatmaya çalışmaktansa, bunu örtbas etmeye çalışmak niye?”

Kürt sorununun en karanlık dönemlerinde türküleri kardeş kılmaya başlayıp, kardeşliğin inadıyla 20 senedir yan yana duran, bugün yaklaşık otuz dilde şarkıların olduğu bir repertuara sahip bir proje Kardeş Türküler…

Gizem Asya Genç, Uğur Biryol’un derlediği Karardı Karadeniz kitabından yola çıkarak, Laz kimliğini, Karadeniz halklarının asimilasyonunu, “Nataşa”ları ve sınırı anlatıyor ve Karadeniz’in tarihsel serüveni ve dönüşümünün izlerini sürüyor.

19 Ocak-10 Şubat tarihlerinde gerçekleşecek olan Afrika Uluslar Kupası’nı şapgir’de değerlendirecek olan Dağhan Irak, Güney Afrika’da düzenlenecek turnuva için bir ön analiz yaptı. Kupa neden izlenmeli? Kupanın öne çıkan hikayeleri neler? Kimler katıldı, kimler katılamadı? Hangi takımlar favori? İzlenecek grup maçları neler? Hepsinin cevabı bu yazıda…

“Halk bilmez halk anlamaz elbet kendi için lazım olanı, onun için onun yerine âbad etmek gerek ‘devr i lale’ ile cihanı” der, kafanıza göre şehri tarumar ettikten sonra lale denen ottan medet umarsanız, İstanbul’un bir tek lale diyarı olmadığını anlarsınız. İstanbul’da kentsel dönüşümün Kafka’nın “dönüşüm” hikâyesine döndüğü şu günlerde, İsmail Keskin yeni yılınızı içinden İstanbul, Lale ve Patrona Halil geçen hikâyesi ile kutluyor.