ORTA SAYFA
‘Demir Çağı’nda Kapadokya’dan Doğu Anadolu’ya göç edenleri, Ermenilerin ataları olarak kabul edebiliriz’
Prof. Şevket Dönmez, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü’nde öğretim üyesi. Aynı üniversitenin Güzel Sanatlar Bölümü’nde de bölüm başkanı. 1993’ten bu yana da Orta Karadeniz Bölgesi’nde arkeolog olarak araştırmalar yapan Dönmez, arkeoloji bölümünde öğrenciyken Doğu ve Güneydoğu’daki kazılarda çalışmış. Arkeolog olarak mesleki tecrübesini daha çok Tokat, Amasya ve Samsun’daki kazı ve araştırmalarda edinen Dönmez, 2007’den bu yana Amasya’daki Oluz Höyük’te kazılar yapıyor. Demir Çağı uzmanı olan Dönmez’in önümüzdeki aylarda ‘Anadolu ve Ermeniler: Kızılırmak Havzası Demir Çağı Toplumlarının Doğu Anadolu Yaylası’na Büyük Göçü’ adlı bir kitabı çıkacak. Kitabın özeti niteliğinde bir yazı #Tarih dergisinin Haziran sayısında yayımlandı. Dönmez ile kitabının konusundan yola çıkarak bir söyleşi gerçekleştirdik.
1000 sayının hikâyesi Agos’un manşetlerinde
Bu hafta 1000. sayısını çıkaran Agos'un 19 yıllık tarihine, çarpıcı manşetlerle kısa bir bakış.
Toplum seçim istiyor
Ermeni toplumunun farklı kesimleriyle yaptığımız mülakatlar, Patriklik seçiminin artık ertelenemez hale geldiğini gösteriyor.
20 Ermeni sosyalistin darağacı yolu
15 Haziran, “Paramazlar” olarak blinen 20 Hınçaklı Ermeni sosyalistin 1915’te İttihatçı Hükümet’in emriyle asıldığı tarih. Ve o tarihten tam 100 yıl sonra, “20’lerle” ilgili bir kitap günışığına çıkıyor. Aris Nalcı’nın çevirdiği ve Evrensel Yayınları’ndan önümüzdeki günlerde çıkacak olan kitap, hem o 20 sosyalistin döneme dair çok önemli gözlemlerini içeriyor hem de dönemin Ermeni entelektüellerinin İttihatçı iktidarın karakterine dair yorumlarını ve “Paramazlar”ın son günlerine dair çarpıcı tanıklıkları. Aris Nalcı, bu önemli kitaptan bazı bölümleri Agos’la paylaştı.
Ermeni gençler umutlu
Bu seçimler Ermeniler için 3 Ermeni adayın Meclis’e girmesi kadar, bir başka açıdan da yenilik taşıyor. Toplum içindeki tüm sohbetlerde konuştuğumuz herkes “Ermeniler’in bu seçimde HDP’ye oy verdiği”nden bahsediyor. Bu gerçekten böyle midir bunu ölçecek bir mekanizma yok tabii elimizde. Ve elbette şunu çok iyi biliyoruz ki HDP’ye oy verenler kadar AKP’ye, CHP’ye oy verenler de var, toplum yekpare değil. Ancak bir konu bu kadar konuşulunca “Acaba sadece bizim çevremiz mi böyle?” diye şüphelendik ve mikrofonlarımızı genç kesim
öncelikli olmak üzere topluma uzatmaya çalıştık. İki soruya yanıt aradık: Bu gözlemi onlar da paylaşıyorlar mıydı ve eğer öyleyse bu kararda hangi gelişmeler etkili olmuştu? Gelen yanıtlar aşağıda.
Ermeniler üç adaydan ne bekliyor?
Bu Pazar, 2015 Genel Seçimleri için sandığa gideceğiz. Daha önce de sayfalarımızda sık sık dikkat çektiğimiz gibi uzun yıllar sonra ilk kez 3 Ermeni adayın parlamentoya girme ihtimali var; üstelik seçilirlerse ayrı partilerde görev yapacaklar. Seçime günler kala, mikrofonlarımızı Ermeni toplumuna uzatarak “Adaylardan ne bekliyorsunuz?” diye sorduk. Gelen yanıtlar, çözüm bekleyen sorunların ne kadar fazla sayıda ve yakıcı olduğunu da gösteriyor.
‘Kamp Armen’i yıktırmayacağız!’
Jaklin Çelik, Kamp Armen'de geçirdiği ve unutamadığı 15 günü yazdı.
Kamp Armen’in özgür çocukları
Rober Koptaş 22 Mart 2007’de Boğaziçi Üniversitesi’nde düzenlenen “Hrant’sız iki ay” başlıklı panelde yaptığı konuşmada Hrant Dink’in ve onun gibi yüzlerce çocuğun yolunun kesiştiği Tuzla Çocuk Kampı’nı da konu etmiş, dokuz yaşında Karagözyan’ın Kınalıada’daki yaz kampında kalırken Tuzla’ya yaptığı ziyarette hissettiklerini paylaşmıştı. Sunumun bu bölümündeki tanıklığı aktarıyoruz.
1500 minik kalbin çığlığı
Tuzla çocuk kampı, nam-ı diğer Kamp Armen’i bu kez yolu o kamptan Besse Kabak anlatıyor.
Umut, sevgi ve inançtan alacaklı emek yuvası: Kamp Armen
Yıllarca Anadolu’dan gelen Ermeni çocuklara yaz mevsimlerinde yuva olan, çocukların bizzat kendi elleriyle inşa ettikleri Kamp Armen’i bu kez yolu o kamptan geçen çocuklardan dinliyoruz.