Günışığı Kitaplığı’nın hazırladığı “Keçi Edebiyat”, yılda iki kez yayımlanan bir elektro-nik dergi. Geçtiğimiz hafta dördüncüsü düzenlenen Zeynep Cemali Öykü Yarışması’nın ardından yayınevinin ve derginin Genel Yayın Yönetmeni Mine Soysal ile Keçi’nin hedefleri ve edebiyattaki yeri üzerine keyifli bir söyleşi yaptık.
EZGİ BERK
-
Edebiyat dergileri neden önemli?
Edebiyatın her yolla topluma ulaşabilmesi, yayılabilmesi, dokunabilmesi gerekiyor. Dergicilik, edebiyatın insanla buluşmasında çok önemli araçlardan biri. Bir müddet sonra dergiciliğin edebiyatın kendisi haline de gelebildiği örnekler, dönemler görüyoruz ki bu aslında o buluşturma gücünün nerelere kadar varabileceğini gösteriyor. Bütün bunlar aslında edebiyat dergiciliğinin bir tür kuyumculuk olduğunu düşündürür bana hep.
-
Keçi Edebiyat’ı diğer edebiyat dergilerinden ayıran yanlar neler?
Keçi elektronik dergimizin ortaya çıkmasının çok önemli bir nedeni vardı. Günışığı Kitaplığı 15. yılında, 2011’de bir dizi proje gerçekleştirmeye başladı. Bunlar iki ana parçadan oluşuyor. Bunlardan biri, bugün dördüncüsünü yaptığımız Zeynep Cemali Edebiyat Günü. Bu sektörel bir konferans. Edebiyatı üretenlerle edebiyatı kullanan bütün kesimleri bir araya getiren, aslında yapısal olarak edebiyat yayıncılığına bakan bir konferans. İkincisi ise yılda bir kez düzenlediğimiz Eğitimde Edebiyat Seminerleri. Eğitimciler ve kütüphaneciler için çağdaş çocuk ve gençlik edebiyatının eğitimde yaratıcı uygulamaları ile ilgili yol yöntem tartışan, öneren, yine ülkemizde benzeri olmayan bir seminer. Bu projelerde ortaya çıkan müthiş bir içerik var. Biz, bu içeriği dört yıldır yayınlayamama derdiyle biriktirdik. Günışığı Kitaplığı, edebiyat yayıncısı bir yayınevidir. Ülkemizde çok örneği olduğu gibi kuramsal içerik de bilgilendirici içerik de yayınlamak gibi çok fazla eleştirdiğimiz bir noktaya düşmek istemedik. Dedik ki biz bu içerikleri periyodik olarak konferanslarımızın ardından yılda iki defa yayımlayacak bir süreli yayın oluşturalım. Bu süreli yayın, içeriğinden ve hedef kitlemizden ötürü ücretsiz, her an ulaşabilir olsun. Elektronik dergi formatı bu şekilde karşımıza çıktı. Keçi Edebiyat Elektronik Dergi, öğretmen, akademisyen, medya, edebiyatla ilgili bütün camiaya ulaştırabileceğimiz bir yayın haline geldi. İlk sayımızı haziran başından çıkardık.
-
Bir de özel sayı çıkardınız. Özel sayınızın içeriğinde neler var?
İlk sayımızda, Mart 2014’te yaptığımız Eğitimde Edebiyat Semineri’nin tam içeriğini yayımladık. Fakat geriye doğru dört yıllık müthiş bir birikim vardı elimizde. Bu birikimi özel bir seçkiyle yayımlamak için Eylül 2014’te özel sayı hazırladık. Böylece geriye dönük gönül borcumuzu ödemiş olduk. Şimdi de Dördüncü Zeynep Cemali Edebiyat Günü’nün bütün içeriğini Aralık 2014’teki kış sayısında yayımlayacağız. Bundan böyle her seminer ve konferans sonrası Keçi Edebiyat yayımlanacak. Böylece Türkiye, altı ayda bir yayımlanan süreli yayın sahibi olmuş oldu.
-
Elektronik derginin zorlukları ve “iyi ki” dediğiniz yanları var mı?
Elektronik dergi, Türkiye için de yeni bir konu. Dijital dergi az sayıda da olsa var; ama internette doğrudan yayımlanan dergi, linklerle işleyen dergi olması dijital dünyada yaşayıp çalışan insanlara daha çabuk ulaşabilmesi açısından çok önemli. Elektronik dergi o kadar yeni bir konu ki hazirandan beri çeşitli öğretmenler, kütüphaneciler, dergiden haberdar olanlar “Derginiz bizim bayiye gelmiyor, nasıl ulaşabiliriz?” diye soruyor. Biz bütün tanımlarda Keçi Edebiyat’ın bir elektronik dergi olduğunu, sayfasından ücretsiz indirilebileceğini, ücretsiz okunabileceğini her an söylüyoruz. Ama buradan şunu anlıyoruz ki elektronik dergi kullanımı bizim için çok yeni. Tabii bu dezavantaj; ama geleceğe dair sürekli artan dijital kullanımın, bizim reflekslerimizi hızlandıran, bizi geliştiren, doğal olarak okuma kültürümüzü bu anlamda besleyen önemli bir deneyim olduğunu düşünüyorum.