Kasabian diskografisine baktığımız zaman çerez niteliğinde kalabilecek ‘48:13’ için yapabileceğimiz en ılımlı yorum sadece eğlenceli bir albüm olduğu.
UĞUR KILIÇ
ukilic89@gmail.com
Rock n roll’un ayakta kalan son temsilcilerinden Kasabian, Haziran’ın başında yayınladığı ‘48:13’ adlı albümüyle ‘tarz değişikliğine giden başarılı grup ekolü’nü sürdürerek hayranlarını aslında hiç de şaşırtmadı. Özellikle ‘Velociraptor!’ albümünde net şekilde değişim sinyalleri veren Kasabian, yayınladığı ilk single ‘Eez-eh’ (Easy) ile albümün genel bir özetini geçiyordu. Klibiyle aynı anda yayınlanan şarkı, dinleyicilerin epey kafasını karıştırmış gibi görünüyordu. Alışık olduğumuz o muazzam gitar riff’leri yerine neredeyse tamamen bilgisayar çıkışlı, basit fakat eğlenceli bir şarkı olarak kısa sürede akıllarda yer etmeyi başardı.
Asıl merak edilen
Öncelikle albüm için seçilen bu tuhaf ismin albümün toplam uzunluğundan geldiğini belirtmek isteriz. (48 dakika 13 saniye; 13 şarkı). Albümün yapımcılığını ise grubun sevimli sakallısı, yetenek abidesi Sergio Pizzorno üstlendi. Geçmiş albümlerden yola çıkarak kısa bir ön değerlendirme yapacak olursak Kasabian’ın beklendiği üzere net bir tarz değişikliğine gittiğini veyahut sadece stüdyoya girip eğlenmeye çalıştığını söylemek yeterli olur. Asıl merak edilen ise, grubun alışık olmadığımız ve olmak da istemediğimiz bu yeni tarzını devam ettirip ettirmeyeceği.
Kendi adını taşıyan başarılı bir debut albümden sonra, Oasis ile turneye çıkan ve hemen akabinde yayınlanan ‘Empire’ ile ada müziğinin zirvesine oturan Kasabian, 2011 çıkışlı ‘Velociraptor!’da inceden verdiği değişim mesajlarının bütünüyle vücut bulmuş hali olan ‘48:13’ü memleketi Leicester ve Uzakdoğu festivallerinde de tanıtma şansı bulmuştu. İngiliz basını tarafından yerden yere vurulsa da albümde Kasabian adına karalar bağlamamak gerekir. Lâkin bu yenilikçi hareketin içinden çıkan en güçlü eserlerden biri ‘Treat’ adlı parça. Tam olarak bir dans parçası olarak adlandırılamasa da son derece başarılı bir elektronik altyapıya sahip ve özellikle klavyenin baskın olduğu kısım oldukça çarpıcı. Albümün yıldızı parlayanı ise tabii ki ‘Eez-eh’. İlk andan itibaren hoplama, zıplama isteği uyandıran şarkı, kötü sözlerle de güzel işler yapılabileceğinin somut örneği.
Kasabian diskografisine baktığımız zaman çerez niteliğinde kalabilecek ‘48:13’ için yapabileceğimiz en ılımlı yorum sadece eğlenceli bir albüm olduğu. Dileriz grup, bir sonraki albümle birlikte gitarları sakladığı yerden çıkarır ve hayranlarının gönlünü almayı başarır.