İngiltere’de sıkı bir çıkış yapan London Grammar grubunu Uğur Kılıç yazdı.
UĞUR KILIÇ
ukilic89@gmail.com
University of Nottingham’ın vesile olduğu buluşmanın başrollerinde Hannah Reid ve gitarist Dan Rothman vardı. Bir Facebook mesajıyla başlayan ortaklıklarına Dot Major sonradan katılacak ve ‘London Grammar’ şu anki şeklini alacaktı. Birbirini izleyen küçük konserlerle yerel halk tarafından kısa sürede sevilen triphop üçlüsü, yeni albüm hazırlıklarına başlarken takvimler 2012’nin sonuydu.
Zirveye doğru(1)
Tam da bu sırada grup YouTube üzerinden ‘Hey Now’ adında bir şarkı yayınladı. ‘London Grammar’ ilk kez görücüye çıkıyordu. Şarkıyı dinleyenler bir daha dinliyor, Hannah Reid’in sesinin kulaklarda oluşturduğu takıntının önüne geçemiyordu. Kısa sürede milyon kişiye ulaşan ‘Hey Now’ ile grup dikkatleri büsbütün üzerine çekti ve belli bir hayran kitlesi oluşturmaya başladı. Çok değil, Şubat 2013’te yeni EP Metal & Dust yayınlanacaktı.
‘London Grammar’ dinleyecilerinden pozitif yorumlar gelmeye başlamıştı. Grup, Haziran ayında yeni bir şarkı yayınladı. ‘Wasting My Young Years’ grubun tarzını net olarak ortaya koyduğu, başarılı ve bir o kadar melankolik olan eserlerinden belki de en güçlüsüydü. Geçtiğimiz Eylül ayında yayınlanan ‘Strong’ tıpkı grubun diğer eserleri gibi dünyevi olmayan hisler barındıran, inişli çıkışlı vokal performansının yanında, piyano ve elektro gitarla desteklenen bir çeşit geri dönüşü olmayan hiçlik algısı oluşturuyordu.
9 Eylül tarihinde ‘If you wait’ adını verdikleri albüm piyasaya çıktı. Daha önce yayınlanan şarkılar haricinde özellikle öne çıkan bir parça olduğu söylenemez çünkü hepsi birbirinden güzel ve de karanlık. Kaldı ki London Grammar kasvetli havanın bozulmasını istemiyor, insan ilişkilerini sorguluyor ve acının üzerine gidiyor. Bunu yaparken naifliğinden ödün vermiyor fakat geçmişin karanlık dehlizlerinde gezinmenize de engel olacak herhangi bir girişimde bulunmuyor. Baştan sona dek homojen yapısını koruyarak tavrını kesin bir dille ortaya koyarken ‘Shyer’, ‘Sights’ gibi parçalarla kimyamızı hepten değiştiriyor. Hannah Reid’in inanılmaz yoğun duygulu vokali yetmiyormuş gibi albümde son derece basitçe ve ayarında kullanılan piyano ve elektro gitarın yarattığı atmosfer, albüm dinlendikçe mazoşist bir ayine dönüşebiliyor. Çok fazla melankoli yüklemesi dışında oldukça başarılı bulduğum ‘If You Wait’ albümünün neredeyse falsosu yok. ‘London Grammar’ yeni gruplar içinde kendisine şans tanımayı kesinlikle hak ediyor.