N.Ç, E.A ve Sayısız Harfler

Deniz Işıker Bedir, geçtiğimiz haftalardaki iki tecavüz davasında yaşanan utanç verici adaletsizliğin ağırlığı karşısında feryat ediyor: “Başka kadınlar, başka çocuklar bunu yaşamasın, onların hayatları iki harften ibaret olmasın diye dua ediyorum.”

Deniz Işıker Bedir
 
N.Ç’yi duymuştum ilkin, iki harf burnumun direğini sonra da kalbimi sızlatmıştı… Mardin’de olmuştu olay, benim memleketimde…
 
Doğup büyüdüğüm bu şehirde kaç acının çığlıkları içinde yaşayanları sağır etmiş, körleştirmiştir? 26 kişinin etrafındakilerle sınırlı mıdır bu körlük ve sağırlık? Birinin bir yakını öldüğünde ya da bir bebek dünyaya geldiğinde saatler içinde bütün şehre yayılırken N.Ç’nin haykırışlarını kimse duymamış mıdır?
 
Yıllardır süren bir davada, N.Ç’nin yaşadığı travmayı bir film şeridi gibi beynine çakan, bunu yapanların yanında, soğuk bir mahkeme salonunda, en “erkek” tavrıyla “göster, nasıl yaptılar?” demekten utanmayan hâkimleri, savcıları; tecavüzcüleri savunurken, müvekkillerinin masum olduğunu “12 yaşında bir çocuğun onları baştan çıkarttığını” söylerken dili kurumayan avukatları,  en önemlisi o hep medet umulan ‘adaleti’ ne yapacağız peki?
 
 
Aklıma Nuri Bilge Ceylan’ın Üç Maymun filmi geliyor. Aslında herkes biliyor, herkes olanların farkında ama derin bir sessizlik için herkes adeta sözleşmiş gibi… Ama artık duymamamız, görmememiz mümkün değil. Her gün defalarca N.Ç, E.A diyor birileri, iki harf olarak kalıyorlar zihnimizde…
 
‘Hoşgörünün şehri’ ırzına geçilirken de, hoşgörüsünü devam mı ettirmiştir yani? ‘Kötülüğün sıradanlığı’ mıdır yoksa ortada olan? Bilge Köyü’nde de kanı oluk oluk akıtan sıradanlık…
 
Hannah Arendt, Eichmann’ın davasında Yahudilerin kökünü kazımayı kafasına koyanların meclislerde avukatlar, doktorlar, akademisyenler, bilimciler, bankacılar ve ekonomistlerin olduğunu söyler.  Buradan hareketle Arendt, aslında kötülüğün  “cahil” “geri kalmış” “canavar kılıklı” insanlar değil, tam tersine modern dönemin “en ileri” ve “önde gelenleri, taşıyıcıları” tarafından tasarlanıp gerçekleştirildiğini vurgular.
 
N.Ç’ye tecavüz edenler de, devletin ‘en üst kademeli memurları’, ‘askerleri’, ‘müstahdemleri’ değil mi?
 
Arendt, “Nazi Almanya’sında kötülük, insanların görür görmez kötülük olduğunu anlamalarını sağlayan bir niteliğini -baştan çıkarıcılığını- kaybetmişti” diye ifade eder insanların bu kadar kötü olmasını anlamama halimizi. Artık kötülük, bizimle aynı havayı soluyup, aynı şehirde uyuyor. Artık “tecavüz”, “mağdurlarının” anlatıları gazetelerde hikayeleştirilen bir kavram zihnimizde…
 
26 kişiye kızalım, küfredelim, lanetleyelim, ama ya bizler? Bu kötülüğü duyup da susanlara ne yapalım? Mardin’de yaşanmış bu kötülüğün ağırlığını hangi kalbimizle, hangi vicdanımızla taşıyalım. Bu sessizlik 26 kişilik bir sessizlik değil, kadim bir sessizlik…
 
Şimdi Bingöl diyorlar, yine bir çocuğa, yine sistemli ve iki yıl boyunca tecavüz etmiş birileri ve yine serbest bırakılmışlar. Hepsi kıdemli, hepsi uzman çavuş… 8 kişiler…
 
 
N.Ç’ye ‘rızası var’ demişlerdi,  E.A’ya ne diyecekler kim bilir?
 
N.Ç’nin, E.A’nın, tecavüz ve tacize uğramış çocukların ve kadınların sesini duyamamış olmaktan, Mardin’de yaşayıp N.Ç’nin acılı yüzünü hiç fark edememiş olmaktan, yıllardır onların elini tutamamış olmaktan, Mardinli olmaktan, kadın olmaktan, insan olmaktan utanıyorum. Mardin’in taşlarına sinen her acıdan sorumlu olmanın ağırlığıyla…
 
Bugünlerde, E.A’yı duyunca da susuyorum yine. Başka kadınlar, başka çocuklar bunu yaşamasın, onların hayatları iki harften ibaret olmasın diye dua ediyorum.
 
Diyor ki N.Ç:
“Önceden 'Yaşıtlarım neler yaparken, ben ne yapıyorum?' diye düşünürdüm. Artık o algıda değilim. Artık canım da acımıyor.”
Benimse canım çok acıyor…
Bölük pörçük zihnim, kalbim, ruhum, yazdıklarım da öyle, affola…
 
*Çocuk İstismarını ve İhmalini Önleme Derneği’nin verilerine göre Türkiye’deki çocukların %18’i cinsel taciz ve tecavüz mağduru. Bu çocukların %90’ı yakından tanıdığı bir insan tarafından taciz ve tecavüze uğruyor. Ve henüz kayıtlara geçmemiş, anlatılmamış binlerce olay da gizliliğini koruyor.

Kategoriler

Şapgir