Bu yarışmada sadece sesler rekabet etmiyor

Dünyada ‘The Voice’ olarak bilinen ses yarışmasının Türkiye’deki muadili ‘O Ses Türkiye’de canlı yayınlar başladı ve yarı final geldi çattı. Kıyasıya rekabet sürerken program hem yarışmacılarının hem de jüri üyelerinin performansıyla kendinden bahsettirmeye devam ediyor.

ESRA ELMAS
elmesra@gmail.com

Geçtiğimiz hafta canlı yayınlanan programa, yarışmanın favori isimlerinden Aydan Ceren Yolcu ve Çağrı Emrah Yıldırım, yapılan oylama sonucunda veda etti. Yarı finale kalan isimler arasında geçen sene Hülya Avşar’ın takımındayken erkenden elenen Ayda Mosharraf, Ahmet Kaya’ya benzerliğiyle dikkat çeken Mustafa Bozkurt ve sesinden ziyade yakışıklılığıyla ilgi gören Erkam Aydar yer alıyor. Hadise ise ani duygulanmalarıyla seyircileri şaşırtmaya devam ediyor.   

Hadise’nin gözyaşları

O Ses Türkiye’nin son bölümü çok iddialı düellolara sahne oldu. Bütün hafta boyunca heyecanla beklenen Ayda Mosharraf ve Aydan Ceren Yolcu düellosunun galibi Mosharraf olurken, sonuçtan ziyade Hadise’nin programdan ayrılan yarışmacısı Aydan Ceren için söyledikleri konuşuldu. Eşinden ayrılan ve iki buçuk yaşında bir çocuk sahibi olan Aydan Ceren’in kendisine “Senin gücünden etkilendim. Sen bana örnek oldun, ayakta durma gücünü verdin” demesi üzerine mahvolduğunu anlatan Hadise duygulandı ve gözyaşlarına engel olamadı. “Yarışmada kazanmak, kaybetmek önemli değil, önemli olan bu insanlık” diyen Hadise daha önce de elenen yarışmacılardan Mehmet Bilgi’nin ‘Yazık’ şarkısını seslendirmesinin ardından gözyaşlarına boğulmuştu. Öte yandan Hadise’nin yarışmasıcının övgü dolu sözleri üzerinden kendi güçlü imajı karşısında duygulanması sosyal medyada eleştiri konusu oldu.

Canlı yayınlanan programa damgasını vuran bir diğer isim ise hem ses hem de tarz olarak Barış Akarsu’ya benzerliğiyle dikkat çeken Onur Uğuş’tu. Uğuş seyircinin karşına kendisi gibi bir ses yarışmasına katılarak ünlenen ve 2007’de bir trafik kazası sonucu hayatını kaybeden Barış Akarsu’nun da sıkça seslendirdiği ve orijinali Cem Karaca’ya ait olan ‘Islak Islak’ şarkısıyla çıktı. Uğur’un performansının ardından ise salonda bulunan Barış Akarsu’nun annesine söz verildi. Gözyaşları içinde onda kendi oğlunu gördüğünü söyleyen anneye Uğur da gözyaşlarıyla eşlik etti.

Aynı yayında Hülya Avşar’ın takımından Mümtaz Ateş ve Mustafa Sandal’ın takımından Mustafa Bozkurt da rakipti. Program başladığından beri gerek sesi gerekse tavrıyla izleyenlerine Ahmet Kaya’yı hatırlatan Bozkurt’un açık ara farkla düellonun galibi olması bir yandan ülkesinden uzakta ölen Ahmet Kaya’ya bir nevi özlem olarak yorumlanırken öte taraftan ise “O Ses Türkiye’de orijinal sesler mi ünlülerin benzerleri mi yarışıyor?” eleştirilerine neden oldu. 


Cem Yılmaz bu kez farklı

GÖKÇE GÜNDÜÇ
gokce.gunduc@gmail.com

Murat Dündar’ın yönettiği ve Cem Yılmaz’ın oynadığı CM101MMXI Fundamentals, 3 Ocak 2013’te vizyona girdi. Filmi bugüne kadar 3,5 milyon kişi izledi. Bu kadar gişe yaptığına göre, filmi geniş kitlelere uygulanmış bir anket olarak görmek de mümkün. Başlığını da “Türkiye neye gülüyor?” diye atabiliriz. Cem Yılmaz’ın daha önceki gösterilerinden dili yanmış biri olarak bu filmin de öncekiler gibi cinsiyetçi bir tabana oturduğunu düşünüyordum. Fakat gördüm ki bir şeyler değişmiş.

İklimi tarif etmiş

Türkiye’de espriler genellikle kadın cinselliğini veya eşcinselliği yererek ya da erkeklerin ‘kadın ve erkek algısına’ dayandırılarak, kadının dezavantajlı konumunu pekiştirecek şekilde yapılır. Kadını anlamaya, empati kurmaya pek yanaşmayan erkeğin sırtı sıvazlanır, kendisine benzeyen ne çok erkek bulunduğu gösterilerek içi rahatlatılır, kadını küçümsemek normalleştirilir. Cem Yılmaz da şimdiye dek bu değirmene su taşıyordu. Ama bu sefer Türkiye’nin espri iklimiyle arasına bir miktar mesafe koymuş. O iklime kapılmaktansa, o iklimi tarif etmiş ve sonra bu iklimin komik yönlerini de göstermeye çalışmış. Örneğin erkek cinselliğinin ‘iktidar’ kelimesiyle tanımlandığını hatırlattıktan sonra söyledikleri (“Erkeğin sırtına bu yükü bindirmeyin”) veya mide fonksiyonlarını yerine getiremeyen insanlarla dalga geçilmezken, cinsel problemlerin alay konusu oluşunu anlattığı bölüm. Cem Yılmaz, daha önceki oyunlarda toplumsal cinsiyetin onlara layık gördüğü sıfatları kabul eden kadınları genellerken şimdi erkek egemen dünyada bir birey olarak var olan kadınların varlığını hatırlatıp, bu grubun dışında kalanlar üzerine kurmuş esprilerini.

Hedef kitlesini daraltmış

Öte yandan özellikle ikinci yarıda İngilizceyi iyi bilenlere yönelik esprilere geniş yer vererek hedef kitlesini daraltmış. Yurtdışına çıkanların pasaport kontrolü sırasında, yurtdışındaki restoranlarda ve mağazalarda yaşadıklarını anlattığı bölümler de “Türkiye’nin yüzde kaçı yurtdışı seyahatlerine çıkabiliyor?” sorusu odağa alınarak, bu başlık altında değerlendirilebilir. Tüm bu anlattıklarımı bir arada düşününce, izleyicilerin bir bölümünün neden “Cem Yılmaz’ın en kötü gösterisiydi” dediğini anlamak mümkün. Film hâlâ çok izlenenler arasındaysa, bunun sebebi insanların “Bunca yıldır yaptıkları, bundan sonra yapacaklarının teminatıdır” diye düşünmeleri olabilir pekâlâ.

Toparlarsak

Filmin ilk yarısında sadece tebessüm ettim ama “İkinci yarıda kahkaha atmadım” dersem yalan olur. Ayrıca hem ilk yarıda, hem de ikincisinde Cem Yılmaz’ın gözlem kabiliyetine yıllar sonra yeniden hayran kaldım. Yıllardır kapalı gişe oynamasına rağmen, taliplerinin büyük bölümüne ulaşamayan bir komedyenin, gösterisini vizyona sokması zekice. Üstelik bu taliplerin çoğu bilet fiyatları yüksek olduğundan sıraya bile giremiyordu şüphesiz. Cem Yılmaz, bu defa sürümden kazanmayı seçmiş belli ki.


‘Benim Çocuğum’ diyebilenler

NAYAT KARAKÖSE
nayatk@gmail.com

Aylar önce özel gösterimi yapılan, Can Candan’ın yönettiği, Ayşe Çetinbaş ve Gökçe İnce’nin yapımcıları arasında bulunduğu, Listag aile grubunun katkılarıyla hazırlanan belgesel 21 Şubat’ta !f Film Festivali’nde ilk defa izleyiciyle buluşacak.

Belgeselde aileler çocuklarının kendileriyle ilk açılmalarından itibaren olan süreçleri anlatıyor. Deneyimler ise ortak: İnkâr, travma, çaresizlik, korku, utanma ve ardından kabullenme. Aileler çocuklarının cinsel yönelimini ilk öğrendiklerinde sudan çıkmış balık gibiler, annelerden biri duygularını şöyle ifade ediyor: “Hatırlamak istemiyorum o ânı... Benim sevgili oğlum sevgili oğlum değilmiş, başka biriymiş...”

Aileler çocuklarının açılma sürecine ilişkin deneyimlerini, bir çocuğun ölmesi ve yenisinin doğması tarifi üzerinden anlatıyorlar. Son derece travmatik olan bu deneyimin aynı zamanda kendilerinin de yeniden doğmasına neden olduğunu, çünkü birey olmanın, kendine dürüst davranmanın ve ebeveyn olmanın ne anlama geldiğini sorgulamaya başlamalarına yol açtığını söylüyorlar. “Elalem ne der” tedirginliğinin bu kadar yoğun yaşandığı bir ülkede elalemin tepkileriyle nasıl baş etmek zorunda kaldıklarını da aktarıyorlar. Sonra o ebeveynlerin nasıl birer birer aktiviste dönüşüp sadece evlatlarının yanında durmayıp LGBT hakları için mücadele ettiklerine tanıklık ediyoruz. Kendi deyimleriyle evde börek açan annelerken birden sokakta pankart taşıyan aktivistlere dönüşüyorlar.

Bıçaklanarak öldürülen travesti İrem Okan’ın annesi Melek Okan evladını kaybettikten sonra “Koskoca dünyaya sığdıramadılar evladımı” diye feryat etmişti. ‘Benim Çocuğum’ diyen ebeveynler sayesinde evlatlar dünyalara sığacak...  


Mehmet Ali Alabora (oyuncu)

1- Bugünlerde Nick Cave dinliyorum. Dig Lazarus Dig albümü en çok dinlediğim ama Abattoir Blues ve Murder Ballads da dinliyorum.

2- Son zamanlarda P. D. Ouspensky’nin “Ivan Osokin’in Tuhaf Yaşamı” adlı kitabını okuyorum.
3- Ingmar Bergman’ın Persona’sını izlememiştim, en son onu izledim.
4- Maalesef oyun oynamaktan uzun zamandır oyun izleyemez oldum.
5- En sık takip ettiğim blog sanırım OMG Ubuntu (http://www.omgubuntu.co.uk/) Yıllardır Ubuntu işletim sistemi kullandığım için bu siteden sürekli güncel bilgiler edinebiliyorum.


Survivor yarışması için hangi isimlerin yer aldığı bir takım oluştururdunuz?

 

 Hiçişleri 1. Takım: Yiğit Bulut, Akif Beki, Nagehan Alçı, Sevilay Yükselir 2. Takım: Koray Çalışkan, Tuna Kiremitçi, Mine Kırıkkanat, Ruhat Mengi

 Y. Selim Solmaz Mahmut Tuncer, Zeki Demirkubuz, Vedat Milor, İbrahim Tatlıses, Ekrem Dumanlı, Ertuğrul Özkök, Esra Elönü, Dilberay

  Z. Dinçsoy Koray Çalışkan, Rasim Ozan Kütahyalı, Tufan Türenç, Ece Temelkuran, Mevlana’nın izi diye ikna edilebilirse Elif Şafak, Nagehan Alçı

 Mister Nu Ş. Faysal Yıldırım, Lagrima Hacısmith, Cihat Akbel, Jafar Koçbaşı ve yanlarına birkaç çerez olurdu

 Yağmur İzcan Bir adaya BDPli vekillerle CHPlileri, diğerine BDPlilerle AKPli vekilleri gönderirdim. 3 ay beraber kalınca müzakere ederler belki

AGOS HER YERDE

“Monako’da da olsam bana her yer Samatya”
Razmig DURSUN - Monako

Siz de Agos’la çekilmiş fotoğrafınızı paylaşmak isterseniz derkenar@agos.com.trye iletebilirsiniz.

Kategoriler

Derkenar