Hayalperestler sonsuza kadar yaşarlar

Nayat Karaköse, 8 Aralık 1980 yılında “hayranı” Marc David Chapman tarafından öldürülen, bugün dinlediğimiz müziği farklı kılan büyük “hayalperest” John Lennon’ı yaptığı şarkılarla anıyor ve ona bu şarkılar için teşekkürlerini sunuyor. Peki siz, Lennon’a hangi şarkılar için teşekkür ederdiniz?

Nayat Karaköse
nayatk@gmail.com

Eğer John Lennon hiç var olmasaydı, var olup da Elvis Presley’den ilham alıp müzikle uğraşmaya başlamasıydı; 1957’de Paul McCartney ile bir kilisede tanışıp McCartney’i kurduğu gruba davet etmeseydi; McCartney-Lennon söz yazarlığı işbirliği hiç oluşmasaydı; McCartney, George Harrison’u 1958’de Lennon’a tanıştırmasaydı; 1960’da The Beatles kurulmasaydı; The Beatles kurulup da, 1961’de Brian Epstein tarafından Cavern Club’da keşfedilmeseydi; bugün dinlediğimiz müzik çok farklı olabilirdi, belki iddialı gelecek ama “olabilirdi” bile değil, kesinlikle farklı olurdu.

Aslında The Beatles’ın doğuşu bir zincirleme hayat tamlaması veya tamamlaması. Lennon, ilk defa bir müzik grubu kurmaya niyetlendiğinde, herhalde yüzyılın gelmiş geçmiş en büyük ve en ölümsüz grubunun kurucusu olacağını asla tahmin etmezdi. Fakat Lennon, “Beatlesmania” sürecine girildiğinde, Beatles’ın İsa Peygamber’den daha popüler olduğunu, ilerde Hıristiyanlığın mı, Rock’n’Roll ‘un mu galip geleceğini bilemediğini söylemişti.

Beatles olmasaydı, John Lennon yaşıyor olacaktı

Lennon 8 Aralık 1980’de, yani tam 32 yıl önce bir “hayranı” olan Marc David Chapman tarafından New York’da öldürüldü. Barış hayalini her daim dile getiren, “öldürmeye her ne sebeple olursa olsun inanmıyorum”  diyen John Lennon aniden ölmedi, intihar da etmedi, kanserden falan da ölmedi, eceliyle ölmek de nasip olmadı ve gelin görün ki, öldürüldü...

Lennon’un öldürülmesinin ardından öne sürülen komplo teorileri halen günümüzde de canlılığını koruyor. En büyük komplo teorisi ise Lennon’un aklını yitirmiş bir hayranı olan Marc Chapman tarafından değil de, savaş karşıtı söylemleri ve sistem muhalifliği ile kitleleri giderek etkileyen Lennon’un aslında CIA tarafından öldürüldüğü yönünde.

John Lennon sadece bir müzisyen değildi, aynı zamanda bir düşünürdü, hem bir hakikat anlatıcısı, hem de hakikat arayıcısıydı. “Hayat başka başka planlar yaparken, başına gelen şeydir “ diyen John Lennon’un 8 Aralık öncesi muhtemelen bambaşka planları, yazılmamış onca şarkısı, söylenmemiş onca sözü, biriktireceği birçok anısı vardı. Kült olan bu sözü bumerang misali geldi Lennon’u ve onu seven herkesi vurdu. Hayat ne garip! The Beatles olmasaydı, John Lennon yaşıyor olacaktı, belki işçi sınıfının kahramanı olacaktı veya sıradan bir işçi ama büyük ihtimalle halen yaşıyor olacaktı… Peki John olarak yaşamak gerçekten “var olmak demek” mi olacaktı? Şu an yokken ,aslında bir o kadar da “var” değil mi? Ya John Lennon sadece “John” olarak kalsaydı, o boşluk dolabilir miydi? 

Lennon’a hangi şarkılar için teşekkür ederdiniz?

John Lennon hayalperestti, hayallerine sadık kalanlardandı ve o hayallerine sadık kaldığı için evrene onlarca olağanüstü şarkı hediye etti.  John Lennon’un bazı şarkıları aslında birer manifestoydu, Beatles’ın onlarca şarkısını bir yana bırakıp salt John Lennon şarkılarını ele alırsak, Imagine hiç kuşkusuz ki, John Lennon denince akla ilk gelen şarkı, uluslararası bir marş belki de… Peki Imagine’ı bir kenara koyarsak, mesela hayatımızı değiştiren ve değiştirmeye de devam eden beş Lennon şarkısı nedir diye sorsak kendimize muhtemelen her birimizin yapacağı liste farklı olurdu… Eğer John Lennon’la tanışma fırsatım olsaydı, aşağıda sıraladığım beş şarkı için ona çok teşekkür ederdim.

GOD: Belki de John Lennon’un en cesur, en ezber bozan manifestolarından birisi. Lennon bu şarkıda, Tanrı’nın acımızı ölçtüğümüz bir kavram olduğunu söylüyor ve aslında ne Buda’ya, ne İsa’ya, ne Kennedy’e, ne idolü Elvis’e ne de Beatles’a inandığını deklare ediyor. Tanrı’yı bir kavrama indirgeyen John Lennon sadece kendisine ve bir de “YOKO ve kendisine” inandığını söylüyor. Lennon’a inanan yüz binler için ise GOD şarkısı bir nevi dua halini aldı.

Working Class Hero: Lennon’dan bir başka manifesto daha, iktidarların işçi sınıfını nasıl konumlandırdığını, onlara nasıl muamele ettiğini ve nasıl uyuşturduğunu net bir şekilde anlatıyor Lennon. Bu şarkıda Lennon kaçak dövüşmüyor, sözünü sakınmıyor ve bu da onun meramını çok gerçek kılıyor. Şarkıda Marx’a da göndermeler var; yabancılaşma kavramına, dinin kitlelerin afyonu olmasına şarkıda referans yapılıyor.  Şarkıdan birkaç çarpıcı dize: “They hate you if you're clever and they despise a fool” (Akıllıysan senden nefret ederler, aptalları ise hor görürler)/“When they've tortured and scared you for twenty odd years, then they expect you to pick a career”/(Yirmi kusur yıl boyunca eziyet edip korkuttuktan sonra, senden bir kariyer sahibi olmanı beklerler)/“ Keep you doped with religion and sex and TV, And you think you're so clever and classless and free” (Seni din,seks ve televizyonla uyuştururlar ve çok akıllı, sınıfsız ve özgür olduğunu sanırsın). Lennon, şarkıda sık sık “sen de işçi sınıfının kahramanı olabilirsin” diye tekrarlarken şarkının sonunda, “kahraman olmak istiyorsan, beni takip et” diye buyurur.

Gimme Some Truth:  Lennon bu sefer politikacıları alabildiğine eleştiriyor ve onlardan gerçeği/hakikati talep ediyor. Lennon, yine kartlarını açık oynuyor ve açık yüreklilikle sözünü dile getiriyor. “I've had enough of reading things, by neurotic, psychotic, pig-headed politician” (Okuduğum şeylerden gına geldi artık nörotik, psikozlu, domuz kafalı politikacılardan). Acaba John Lennon yaşasaydı, BM Kayıplar Sözleşmesi’nde geçen hakikat hakkı için ne derdi? Veya bir şarkı da Hakikat Hakkı günü olan 24 Mart üzerine yazar mıydı?

Mind Games: Bir başka kült olmuş ve o meşhur “Make love, not war” (Savaşma, seviş) sloganını da içeren şarkı. Lennon, bu şarkıda daha pozitif duygular yansıtıyor; sevginin, aşkın, birliğin üstünlüğünden dem vuruyor. “Love is the answer and you know that for sure ,yes is the answer and you know that for sure” (Cevap aşktır ve sen bunu kesinlikle biliyorsun, cevap evettir ve sen bunu kesinlikle biliyorsun)

Woman: John Lennon’ın ölmeden insanlığa hediye ettiği en olağanüstü şarkılardan birisi. Büyük aşkı Yoko Ono’ya yazılan şarkı belki de Lennon’un Yoko Ono’ya yazdığı ve tüm dünyaya ilettiği son mektuptu… Lennon, şarkıya “For the other half of the sky” (Gökyüzünün diğer yarısı için ) diye başlıyor. Şarkının sözleri alabildiğine basittir, yalındır, gücünü ise içtenliğinden alıyor. Lennon kalbinden söyler şarkıyı, “I love you” derken o kalp sesi her daim hissedilir.  Lennon aşıkken, her şeyin daha berraklaştığını söylemiştir ya, işte Woman şarkısında, o berraklık oldukça hissediliyor.

Lennon, bir söyleşisinde postacının imza, taksicinin fotoğraf, garsonun el sıkışması ve aslında herkesin kendisinden bir parça istediğini söylemişti. 32 yıldır onun somut varlığından mahrum olup, yan yana bir kerecik olsun resim çekilme hayallerimiz ve en önemlisi Lennon’un doğurup, insanlığa hediye edeceği onlarca şarkı Chapman tarafından elimizden alınmış olsa da, insanın tek şükredebildiği John Lennon’un az zamanda bizlere olağanüstü, sınırsız, mekânsız ve zamansız hisler hediye ettiği gerçeği. Yazıyı Oasis’in John Lennon’a ithaf ettiği Live Forever şarkısıyla son verelim. Hem zaten hayalperestler sonsuza kadar yaşar değil mi?

Kategoriler

Şapgir

Etiketler

John Lennon