Anne Baba Dayanışma Ağı'yla bir gün: “Herkes bilsin ki çocuklarımız sahipsiz değil”

İBB Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’na destek için Saraçhane’de düzenlenen protestolara katıldıkları gerekçesiyle tutuklanan gençler, üç haftadır Marmara Kapalı Cezaevi’nde tutuluyor. Aileleri ise çocuklarını yalnız bırakmıyor; her gün Silivri Cezaevi önünde bir araya geliyor. “Artık birbirimize emanetiz” diyen anne ve babalar, çocuklarının derhal serbest bırakılmasını ve adil bir yargılama yapılmasını talep ediyor.

Silivri gerçekten soğuk. Bu cümlenin akıllara üstü kapalı bir tehdit, korku ve sansürü beraberinde getirdiğini biliyorum ama üzerimdeki montun bile yeterli gelmediği soğuğu tüm bu anlamlarından bağımsız. Zaten Silivri diyorum ama ismi aslında ismi Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu. Hatırlarsınız, Silivri ilçesi, cezaeviyle anılır hale geldiği için birkaç yıl önce bu isim değişikliği yapılmıştı. Değişen hiçbir şey yok, cezaevi yine aynı cezaevi.

Ziyaretçilerin otoparktan sonra yerleşkeye girdiği yerde birkaç bank ve bir kafeterya var. Orada da ürünler sınırlı zaten belli bir saat sonra da kapanıyor. İstanbul’un ve Türkiye’nin çok farklı yerlerinden kilometrelerce yol yapıp yakınlarını görmeye gelenler, ortam şartlarından memnun değil. Herkes bulduğu ilk fırsatta birbirine dert yanıyor. Gazeteci olduğumu öğrenenler ise “Adalet diye bir şey zaten yok, bizi insan yerine koyan da yok” diye isyan ediyor.

Silivri’nin zorunlu ziyaretçilerinin “yeni sakinleri” de orada. İBB Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’na destek için Saraçhane'de düzenlenen protestolarda gözaltına alınıp daha sonra tutuklanan çoğunluğu üniversite öğrencisi gençlerin aileleri… Bu gençlerden 295'i* hâlâ tutuklu. Protestolara katıldıkları gerekçesiyle tutuklanan gençler, üç haftadır Silivri’deki Marmara Kapalı Cezaevi’nde. Aileleri ise “görüş girişi”nin önünde nöbette.

Saat 11’e doğru aileler gelmeye başlıyor. Ellerindeki termoslardan, yiyecek dolu poşetlerden tanıyorum onları. Yanlarını gidiyorum, tanıştıktan sonra elime yiyecek bir şeyler ve sıcak çay tutuşturuyorlar. Yaşadıkları süreci ve çocuklarının durumunu konuşmaya başlıyoruz. Yaklaşık beş saati birlikte Silivri’de geçirdiğimiz anne babalar, konuşmaktan hiç çekinmiyorlar ancak isim vermek de istemiyorlar. Korkmadıklarını, çocuklarının anayasal hakkını kullandığı için hukuksuz bir şekilde tutuklandığını da söylüyorlar hemen. 

Dayanışma gönüllüleri birbirlerine çay, su, kek gibi atıştırmalıklar getiriyor.Silivri’de buluşan ailelerin yolu, çocuklarının Vatan Emniyet’e götürülmesiyle kesişiyor. Daha sonra Çağlayan’da çocuklarını yine beraber bekliyorlar. Basın açıklamaları yapıyorlar, kendi aralarında organize oluyorlar. Çocuklarının tutuklandıklarını öğrenmeleriyle birlikte yeni adresleri Silivri oluyor. Ve günün sonunda Anne Baba Dayanışma Ağı’nı kurmaya karar veriyorlar. Aileler çocuklarının tutuklandığı gün birbirlerine bir söz vermiş: “Biz artık birbirimize emanetiz.”

Bu dayanışma ağı, “Çocuklarımız için ne yapabiliriz?” sorusunun ilk yanıtı. Seslerini duyurmak için sosyal medya hesapları açmışlar, her gün Silivri’de bir araya gelerek “Çocuklarımız neredeyse biz de oradayız” diyorlar, demokratik, barışçıl, meşru anayasal haklarını kullanan çocuklarının bir an önce serbest bırakılmasını istiyorlar.

Dayanışma ağındaki ebeveynlerin birçoğu artık tanış. Her gelen birbirine selam veriyor, “Çocuklardan haber var mı?” diye soruyor. 18 yaşındaki çocukları tutuklu olan bir anne ve baba, ailelerin oturduğu banka gelip dayanışma ağı olduğunu öğrenince ilk sorusu “Sizin için ne yapabiliriz, biz ne getirelim?” oluyor. Diğer aileler, “Siz gelin yeter, asıl biz size nasıl destek olalım?” diye soruyor. Sonra ardından bir de tavsiye geliyor: “Biz güçlü olalım, onlar içeride daha güçlü.”

“Mahkemede çocuklara tek bir soru bile sorulmadı”

Dayanışma Ağı’ndan bir babayla konuşmaya başlıyoruz. Öğretmen olan eşiyle birlikte ilk günden beri çocuklarının yanındalar. Kızları mühendislik öğrencisi. Eylemlere katıldığı gerçekçesiyle birlikte yaşadıkları evden alınmış. Öğretmen olan anne sabah baskınını hâlâ atlatamadığını, hâlâ pencereden bakarken tedirgin olduğunu söylüyor. O sırada babaya, adliyedeki süreci soruyorum. Hatırlatayım, aralarında gazeteciler ve öğrencilerin olduğu 301 genç önce adli kontrol şartıyla serbest bırakılmış, daha sonra tutuklanmıştı. Önce serbest bırakıldıkları duyurulan öğrenciler ve elbette aileler, bir süre sonra tutuklandıklarını öğrenmişlerdi. 

Bir baba adliyedeki o süreci şu sözlerle anlatıyor: “Mahkemede çocuklara tek bir soru sorulmadı, savunmaları alınmadı. Tamamen hukuksuz, antidemokratik bir süreç yaşandı. Bize adli kontrolle serbest bırakıldıkları, C kapısından onları alabileceğimiz söylendi. Bir süre bekledik ama çocuklar gelmedi. Bunun üzerine avukatlar, çocukların bulunduğu kata çıktı. Bariyerlerin kurulduğunu öğrendik, hepimiz oraya gittik. Avukatlar çocukları gördükten sonra hemen su ve yiyecek bir şeyler istediler. Demek ki çocuklar aç ve susuz kalmış. Sonradan öğrendik ki Saraçhane’den alınan çocukları ters kelepçeyle, çöplerin ve tuvaletlerin olduğu bir yerde bekletmişler. Neticede tutuklandılar. Tutuklandıktan sonra nereye sevk edileceklerini de öğrenemedik hemen.”

Aralarında mühendis, hukuk, tıp, sosyoloji okuyan öğrencilerin morali genel olarak iyi. Ailelerinin söylediklerine göre yaptıklarının suç olmadığını, anayasal haklarını kullandıklarını söylüyorlar. Unutulmamak istiyorlar. İçeri giden her bir dayanışma mesajı, ses veren her bir paylaşımı mutlulukla takip ediyorlar. En büyük dertleri ise sınavları. Ders notlarına yeni yeni ulaşabiliyorlar. Mazeret sınavlarına girmeye, okul yönetimleriyle iletişim kurmaya çalışıyorlar. Dayanışma içinde olan herkese ve en çok da sıra arkadaşlarına selam gönderiyorlar. “Bu çocukların büyük bir çoğunluğu hem öğrenci hem işçi” diyen bir baba, gençlerin bu durumunu şöyle anlatıyor: “Bazılarının yurtlarından çıkarılma durumu var, bazıları öğrenci evlerinin kiralarını ödemekte zorlanacaklar, bursları kesilecek. Tutukluluk halinin uzaması halinde bu sorunları da çözmeye çalışacağız.”

Tutuklamalar hem adaletsiz hem vicdansızca

Avukatlar, hak savunucuları ve siyasiler de aileleri yalnız bırakmıyor. Çocuğu tutuklu olmayan ancak dayanışmaya inanan bir kadın, elinde ziyaretçiler için getirdiği bir termos çayla,  “Benim çocuğum burada değil, ama olsun. Hepsi bizim çocuklarımız” diyor. Aileler ise çocuklarına destek için ellerinden geleni yapıyor. Silivri’de bir araya gelmenin yanı sıra meslek örgütleri, siyasi partiler ve STK’larla görüşme halindeler. Ortak bir politik görüşleri yok, farklı görüşlere sahipler. Tek ortak noktaları çocukları. Rize’de öğretmen olan bir baba, oğlunu görmek için Silivri’ye gelmiş. Tutuklamanın hem öğrenciler hem de aileler için travma yarattığını şu sözlerle anlatıyor: “Oğlumun morali iyi, ilk günlere göre alıştı. Ama bu herkes için travma oldu. Hiç bilmediğimi yerler burası. Ben pantolonun düğmelerinin alındığını ilk kez öğrendim, bugün eşofmanla girdim görüşe. Çocuğun ayakkabı bağları alınmıştı, bugün daha yeni ulaşmış eline. Öğrenci bu çocuklar. Anne babaları arkalarında, birçoğu zaten memur çocuğu. Bu tutuklama hali hem adaletsiz hem de çok vicdansızca.”

31 Mart 2019 Yerel Seçimleri’nde Ekrem İmamoğlu’nun sloganı haline gelen “Her şey çok güzel olacak”ın mimarı Berkay Gezgin, “cumhurbaşkanına hakaret” ve “polise mukavemet” gerekçesiyle çıkarıldığı mahkemece tutuklanmıştı. Gezgin’in ebeveynleri ve kızkardeşi de orada. Hem anne hem babaya ayrı ayrı söylemek istedikleri bir şey olup olmadığını sordum, konuşmak istemediklerini söylediler. Berkay’ın moralinin yüksek, bu görüşün bayramdan sonraki ikinci görüşmeleri olduğunu, öğrencilerin kaldığı 25 kişilik koğuşta kaldığını öğrendim.

Her bir ebeveynin farklı hayatları ama artık ortak bir dertleri var. Ailelerin isteği ortak, çocuklarının serbest bırakılmasını istiyorlar. Ve sık sık da tekrarlıyorlar: “Çocuklarımızın derhal serbest bırakılmasını ve adil bir yargılanma yapılsın istiyoruz. Herkes bilsin ki, çocuklarımız sahipsiz değil, yanlarında biz varız.”

Editörün notu: Gazetemiz baskıya giderken 295 öğrenci tutukluydu. Dün akşam ve bu sabah yeni tahliye ve tutuklama haberleri geldi. Şu an teyitlenmiş net bir sayı vermek neredeyse imkansız hale geldi.

Kategoriler

Güncel



Yazar Hakkında