Rahip, müzikolog ve derlemeci Gomidas Vartabed, doğumunun 150. yılı vesilesiyle İstanbul’da Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda Ermenistan, ABD ve Türkiye’den birçok sanatçının katıldığı büyük bir konserle anıldı
UNESCO’nun ajandasında Gomidas’ın doğumunun 150. yılını gördüğümüzde, olası etkinlikler için bir beklenti doğmuştu içimizde. Öncelikle Ermenistan’da, sonra da yıl boyu çeşitli ülkelerde, Ermeni topluluklar içinde etkinlikler düzenleneceğini düşünmüştük. Öyle de oldu. Ancak İstanbul ne yapacaktı? 1969’da, Gomidas’ın doğumunun 100. yıldönümü bu şehirde çarpıcı konserlerle kutlanmıştı. Ünlü koro şefi Garo Arman o yıllarda kuruluş aşamasında olan Getronagan Korosu’yla unutulmaz bir konser vermişti. Benzer Jirayr Aslanyants da birleşik bir koroyla kutlamalara katılmıştı. Şimdilerde yaygın bir pasifizmin egemen olduğu Ermeni toplumu bu beklentileri karşılayacak bir cevap üretebilecek miydi? Bu soruya mutlak suretle ‘evet’ cevabını verebiliriz. İstanbul halen dünyadaki pek çok diaspora merkezinin imreneceği düzeyde etkinlikler üretebiliyor. 7 Ekim’deki anma etkinliğinin biletlerinin çok kısa bir sürede tükenmesi de, bunun bir göstergesiydi. Türkiye Ermeni toplumunun bilet temininde pek aceleci olmadığını biliyoruz. Bu ‘kapalı gişe’ durumunun nasıl oluştuğunu konser mekânına ulaştığımızda görebildik. İlk gözlemlerimize göre, salonun kapısında biriken kalabalığın ancak dörtte birini Ermeniler oluşturuyordu. Esasen bu toprağın insanları için son derece ‘içeriden’ bir karakter olan rahip Gomidas, nihayet, yaşadığımız şu zaman diliminde Türkiyeli müzikseverlerin ilgisine ve takdirine kavuşmuş gibi görünüyor.
Ermeni izleyicinin oransal azlığı hem konuk Ermeni sanatçılar, hem de Ermenistan’dan bu etkinlik için gelenler açısından ilginç ve şaşırtıcıydı. Onlar, geleneksel bakışlarıyla, Ermeni olmayanların böyle bir etkinliğe neden gelmiş olabileceklerini anlamlandırmaya çalışıyorlardı. Bütün bu soru işaretlerinin cevabı konseri organize eden kuruluşlarla açıklanabilir: ‘Anadolu Kültür’, ‘Kalan Müzik’ ve Almanya’daki ‘Maxim Gorki Theater’ın ortak prodüksiyonu olan etkinlik, İstanbul Alman Konsolosluğu, Lizbon merkezli Calouste Gulbenkian Vakfı ve Allianz Kulturstiftung sponsorluğunda yapıldı.
İki yeni Gomidas kitabı
Fuayede, Birzamanlar Yayıncılık’ın Orlando Carlo Calumeno Koleksiyonu’ndan seçilmiş fotoğraflardan oluşan Gomidas sergisinin yanısıra, yayınevinin yeni yayımladığı ‘Kalbim O Viran Evlere Benzer: Gomidas Vartabed’in Müzik Mirası’ adlı kitap tanıtıldı. İki etnomüzikolog, Melissa Bilal ve Burcu Yıldız’ın bu ortak çalışması, konuyla ilgilenenlere daha önce görmedikleri bilgiler sunması açısından çok değerli. Diğer yandan, Kalan Müzik standında, Pırgiç Yayınları, Diran Lokmagözyan’ın uzun araştırmalar sonucu Gomidas’ın arşivlerdeki elyazmalarında bulup gün yüzüne çıkardığı Almanca şarkılardan oluşan kitabın Türkçe baskısını okuyucuyla buluşturdu.
Dinleyiciler arasında Türkiye Ermenileri Patriklik Kaymakamı Episkopos Sahag Maşalyan, Ruhani Kurul Başkanı Başepiskopos Aram Ateşyan, Türkiye Katolik Ermeni Toplumu Ruhani Önderi Başepiskopos Levon Zekiyan, Almanya ve Fransa’nın İstanbul konsolosları, HDP milletvekili Garo Paylan ve CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu da yer alıyordu
Konserin açılışını Hrant Çizmeci yönetimindeki Lusavoriç Çocuk Korosu yaptı. Gomidas’ın iki tanınmış eserine, ‘Vay gidi blbulıs’ [Vay gidi bülbülüm] ve ‘İnçu Bingöl’ı mdar?’ [Niye Bingöl’e geldin?] şarkılarına Collectif Medz Bazar’ın solisti Sevana Tchakerian dilli kaval ve akordeonla eşlik etti. Almanya’da yaşayan opera sanatçısı, soprano Pervin Chakar, İklim Tamkan’ın piyanosu eşliğinde Gomidas’ın ‘Hov Arek’ [Esin] adlı şarkısını kusursuz bir telaffuzla seslendirdi. Ardından, sanatçılara Ertan Tekin de duduğuyla katıldı ve Chakar bu kez Kürt dengbej geleneğinden ‘Dewrêşê Evdî’ ile salonu adeta büyüledi.
Ermenice, Kürtçe, Türkçeyle Gomidas
Konuk sanatçılar arasında öne çıkan isimlerden biri de dünyaca ünlü ud virtüözü Ara Dinkjian’dı. Gitarist Ari Hergel’le birlikte, Metehan Dada, Deniz İbrahimoğlu, Eda Berker ve Aslıhan Parlak’tan oluşan Karatzayn Quartet’in eşliğinde ‘Alagöz açerıt’ [Ela gözlerin], ‘Çinar es’ [Çınarsın[ ve ‘Eçmiadzni bar’ [Eçmiadzin dansı] adlı şarkıları seslendirdiler. Bu performansın ardından bu kez Ara Dinkjian ve Ertan Tekin, Aytekin Ataş, Burcu Yıldız ve Şevval Sam’ın vokallerine eşlik etti. ‘Yerkaran’ adlı albüm çalışmasından seçilen eserlerin ilki Aytekin Ataş’ın seslendirdiği Kürtçe ‘Seyran’ şarkısı oldu. Burcu Yıldız ve Şevval Sam ise aynı albümden ‘Ay Açılsa’ ve ‘Ay Doğar Bedir Allah’ adlı şarkıları söylediler. Konuk sanatçılar ve dinleyicilerde gerçek bir sürpriz etkisi yaratan bu şarkıların ardından, Ümit Kıvanç’ın, Gomidas’ın kendi ses kaydı üzerine yerleştirdiği görüntülerden oluşan kısa filmi gösterildi.
Birinci bölümün sonunda Vomank, ‘Kele Kele’ ve ‘Hoy Nar’ adlı şarkılara getirdiği rock yorumla büyük beğeni topladı. Özellikle grubun solisti Lara Narin, ‘Hoy Nar’ icrasında sanatının zirvelerine tırmandı.
Konserin ikinci bölümü İstanbul Devlet Operası solistlerinden Kevork Tavityan’ın klasikleşmiş iki Gomidas yorumuyla, ‘Khngi dzar’ [Günnük ağacı] ve ‘Grung’la açıldı. Bu bölümde sanatçıya Levon Eroyan piyanoyla eşlik etti.
Ünü Türkiye sınırlarını aşan, Kürtçenin güçlü sesi Aynur Doğan konsere iki Gomidas derlemesiyle katıldı. Sanatçı, ‘Hoy Nar’ ve ‘Al Ayluğıs’ şarkılarıyla sahnedeydi. Her ikisi de halk türküsü formundaki eserlerden ‘Al Ayluğıs’, Kürtçe sözleriyle ‘Destmala Min’ olarak da biliniyor. Aynur Doğan türküyü, Ara Dinkjian’ın eşliğinde, her iki dilde aynı yetkinlikte seslendirdi.
Goght büyüledi
Konserin dikkat çeken performanslarından biri, Youtube’daki kayıtlarıyla Türkiye’de de geniş bir dinleyici kitlesine ulaşan Zulal Trio’dan geldi. Teni Apelian, Anaïs Tekerian ve Yeraz Markarian’dan oluşan üçlü, özgün bir çok seslendirmeyle ‘Antsrev yegav şağalen’ [Yağmur çağıldadı], ‘Nubar’, ‘Keler tsorer’, ‘Cocan’, ‘Şoğer can’ ve ‘Zinç u zinç’ adlı şarkılardan oluşan bir potpori sundu.
Konserin belki en çarpıcı bölümü, finaliydi. Ermenistanlı beş genç müzisyenden oluşan Goght’un viyolonsel ve zurnayı nasıl harmanladıklarını anlatmak kolay değil. Bir yanda bateri ve askı davul, ötede tar ve klavye, beride duduk, zurna ve viyolonsel, inanılmaz bir uyumla Ermenilerin geleneksel koçari dansını icra ediyor... Muhteşem bir dinletinin, muhteşem finali...
CRR’den Silivri’ye selam
Sunucu Tilbe Saran konserin kapanışında yaptığı teşekkür konuşmasında projeye katkı sunanları tek tek andıktan sonra, “Bu etkinliğin fikrini ortaya atan...” cümlesini tamamlayamadı, zira bütün salon, kimden söz edildiğini çok iyi biliyordu. Saniyeler içinde tüm salon ayağa kalkmış, resmi sahneye yansıtılan Osman Kavala’yı bir alkış tufanıyla selamlıyordu. Cemal Reşit Rey Konser Salonu’ndan Silivri Cezaevi’ne yönelen o alkışlar basit bir selamlamanın ötesinde, bir dayanışma ve adalet feryadına da dönüştü.