Hrant Dink’in uzun yıllar çalıştığı Osmanbey Sebat Apartmanı’ndaki eski Agos ofisinin hafıza mekanına dönüşmesi çalışmalarında son aşamaya gelindi. “23,5 Hrant Dink Hafıza Mekanı” adını taşıyacak mekan 23 ve 24 Nisan’da ön açılışını gerçekleştirdi. Mekan 17 Haziran’da ziyaretçilerle buluşacak..
“23,5 Hrant Hafıza Mekanı” için aylardır süren çalışma artık hemen hemen tamamlandı ve 22 Nisan’da basın mensupları için bir bilgilendirme toplantısı düzenlendi. 23 ve 24 Nisan’da ise ön açılış gerçekleştirildi. Bilgilendirme toplantısında Rakel Dink, Hrant Dink Vakfı’ndan Sibel Asna ve Nayat Karaköse ile sanatçı Sarkis mekanı tanıttılar ve gazetecilerin sorularını yanıtladılar.
“Türkiye unutmayı denemesin”
Rakel Dink “Unutmadan, hatırlayarak ve bu cinayetin yine insanların yararına, insanların sevgi hareketine yardımcı olmasını diliyorum. Ve Türkiye denemesin unutmayı bundan sonra, o, her zaman bir resim gibi gözünün önünde. Hepinize teşekkür ediyorum geldiğiniz için, çok etkilenmiş haldeyim çünkü..." dedi.
Sibel Asna da bu mekanın hayalinin 2007 yılında Hrant Dink Vakfı’nın bir yönetim kurulu toplantısı sırasında Ayşe Gül Altınay’ın dünyadaki hafıza mekanlarından bahsetmesiyle ve onlarla ilk ilişkinin kurulmasıyla başladığını söyledi. Asna bu süreçte ciddi bir bilimsel araştırma yapıldığını, dünyadaki önemli hafıza mekanlarına gidildiğini de vurguladı. Nayat Karaköse de bu süreçte 15 ülkede 80’in üzerinde hafıza mekanının gezildiğini ve görüş alışverişinde bulunulduğunu söyledi. Karaköse tüm bu çalışmalar sırasında zor geçmişlerin nasıl bir hatırlama mekanına dönüştüğü sorusu üzerinde durduklarını da vurguladı. Karaköse “Aklımızda şu soru vardı: Evet burada bir trajedi yaşandı ama burası aynı zamanda bir gazetenin yeşerdiği, hayat bulduğu da bir mekandı. Geleceği de içeren bir mekan yaratmaya çalıştık. Buraya hayat vermeyi çok önemsedik. Umudu da içeren, geleceği de içeren bir mekan olmasına çalıştık.” dedi.
Karaköse bu süreçte çok sayıda uzmanın mekanı ziyaret ettiğini ve onlarla görüş alışverişinde bulunduklarını da ifade etti. Karaköse “Kolektif ve geniş katılımlı bir süreçle mekan tasarlandı” diye konuştu.
“İyiliği çoğaltmaya çalışan bir mekan”
Mekanın Hrant Dink’in hayatından pek çok iz taşıdığını da belirten Asna “Bu üstüste oturmuş bir sosyal ve siyasi tarihi anlatmaya ve hatırlatmaya çalışan bir mekan. Ama bir daha olmaması için hatırlatmaya çalışan bir mekan, iyiliği çoğaltmaya, iyiliği düşünmeye çalışan bir mekan” dedi.
Daha sonra mekanın bölümleri tanıtıldı. Karaköse, “Bu mekanın ana anlatıcısı Hrant Dink. Onun sesi ve görüntüleri zaten mekanın kendisini anlatıyor” dedi. Girişte ana bölümde Hrant Dink ve Agos’un tarihinden görsel malzemeler yer alıyor. Ana giriş bölümü aynı zamanda etkinlikler için de kullanılacak. Bu bölümde Agos’un arşivi de digital olarak yer alacak ve isteyen herkes arşivi tarayabilecek. Ayrıca Hrant Dink’in konuşmalarının yer aldığı videolar da var.
Girişin hemen yanındaki oda, Adalet Odası. Burada Hrant Dink Cinayeti Davası dosyaları, cenaze ve 19 Ocak yürüyüşlerine dair videolar ve anmalara katılanlarla söyleşilerin yanısıra, tüm 19 Ocak balkon konuşmalarının videoları yer alıyor.
Koridorun duvarlarında ise 1996-2007 arası Agos gazetelerinin arşivlerinden seçilen genişletilmiş kupürler var. Burası bir anlamda bir zaman tüneli.
Tırttava ya da Hrant Dink’in askerliği
Tırttava odası ise ziyaretçilere hem Hrant Dink’in hayatından bir kesit, hem de ziyaretçilerin başlarına gelen ayrımcılık öykülerini yazabilmeleri içinde bir imkan sunuyor. Dink askerliğini yaparken kimliği nedeniyle erbaş olamamış ve sonrasında sac bir barakanın yanından geçerken ağladığı duyulmasın diye anahtarlığını o barakaya sürmüştü. Tırttava odasında o günleri hatırlatan metal bir kompozisyon ve bir anı defteri yer alıyor.
Sonrasında Agos odası yer alıyor. Oda Agos gazetesinin yazılı arşivinden büyük bir bölümü ve Agos’un nasıl yayınlandığına dair yazılı ve görsel hikayeleri barındırıyor.
Atlantis yani Kamp Armen
Koridorun sonunda Atlantis Odası yer alıyor. Bu oda Hrant ve Rakel Dink’in büyük emek verdiği Kamp Armen’in kuruluş ve gelişme yıllarını anlatıyor. Odada Kamp Armen’in tarihinden çok sayıda görsel malzeme ve obje de yer alıyor. Odada azınlıkların el konan mülklerine dair bir interaktif dosya ve digital bir kültürel miras haritası da yer alıyor.
(Atlantis)
Güvercin Tedirginliği
Mekandaki odalardan biri de Güvercin Tedirginliği. Bu odada Hrant Dink’in nasıl hedef gösterildiği ve cinayete giden yol grafiklerle ve kupürlerle adım adım anlatılıyor. Odada Hrant Dink’i hedef haline getirmek için kullanılan Sabiha Gökçen ile ilgili yazısının kupürü de yer alıyor.
Hafıza mekanında “Tuvalet Korosu” odası da yer alıyor. Hrant Dink 12 Eylül sonrasında gözaltına alınmış ve bir süre askeri bir kışlada tuvaletten bozma bir hücrede tutulmuş, fiziki ve psikolojik işkenceye uğramıştı.. Oda bu günleri temsil edecek şekilde tasarlandı.
Hrant Dink’in odası aynen korunmuş durumda. Ziyaretçiler odayı yaşandığı haliyle görebilecekler.
‘Hrant sanki birazdan geri gelecekmiş gibi’
Hrant Dink’in odasını arkasındaki küçük balkon ise sanatçı Sarkis tarafından yeniden tasarlandı. Bu odayı sanatçı Sarkis anlattı.
Bundan bir süre önce Mandela’nın hapis yattığı mekanı gördüğünü anlatan Sarkis, odanın bomboş durduğunu, sadece hava ile temas kurduğunu anlattı. “Havayla temas kurmak bir nefes getiriyor” diyen Sarkis, “Benim yaptığım da pek farklı değil” diye ekledi ve sözlerine şöyle devam etti::
(Tuz ve Işık, Sarkis)
“Hafıza mekanı sürekli taze kalmalı, aynı zamanda yaşamalı. Ama aynı zamanda dokunmak da lazım. Burada dokunulacak şey, Hrant. Buradaki yaşanmışlığa da dokunmak lazım. Mesela koltuğunun düz durmasını arzulamıyorum. Hafif dönmüş durmalı, sanki biraz önce çıkmış, bir yere gitmiş, geri gelecekmiş gibi. Bizim geçmişle şimdiyi, sürekliliği yaşatmamamız lazım. Parajanov acıyı hazineye çevirmişti, burada yapmak istediğimiz de bu, bütün bir yaşantıyı hazineye çevirmek.”
Sarkis’in tasarladığı mekan kırmızı ve mavi renkli camlarla kaplı. Sarkis “Kırmızı sıcaklığı, büyük duyguları dile getiriyor, mavi büyük bir sükûneti, bütün dünyamızı temsil ediyor” diyor. Kamp Armen’in krokisi tavanda neon bir ışıkla temsil ediliyor. Yerde sürekli yanacak bir kandil var. Bir duvara ise Hrant Dink’in çekmecelerinden çıkan gümüş adaklar, gümüş çiviler monte edildi.. Sarkis “Ziyaretçilerin de bu duvarı adaklarla kaplamasını ümit ediyorum” dedi.
Sunumun sonunda tekrar söz alan Rakel Dink “Hrant’a ne mutlu ki sergilenecek bir hayatı oldu” dedi.
23 Nisan’da ise Agos’un çizerleri Ohannes Şaşkal, Kemal Gökhan Gürses ve Sarkis Paçacı Agos odasının duvarlarının çizimlerle bezediler.
(Soldan sağa: Sarkis Paçacı, Ohannes Şaşkal, Kemal Gökhan Gürses)