Kaybedişimizin ikinci yılında Hakan Bakırcıoğlu'nu anıyoruz

Dink Ailesi avukatlarından, aynı zamanda dostumuz, yoldaşımız Hakan Bakırcıoğlu 2 Nisan 2023'te, 50 yaşında iken, geçirdiği rahatsızlık sonucu hayatını kaybetmişti. Bakırcıoğlu için 5 Nisan Cumartesi günü ve 6 Nisan Pazar günü Balıklı Ermeni Mezarlığı'ndaki kabri başında anma buluşmaları düzenlenecek.

Dink Ailesi avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu geçirdiği rahatsızlığın ardından iki yıl önce 2 Nisan 2023'te hayatını kaybetmişti. Bakırcıoğlu bir yılı aşkın süredir akciğer kanseri ile mücadele ediyordu. Bakırcıoğlu'nun zamansız kaybı sadece ailesi ve yakın çevresinde değil, hak mücadelesi verdiği dostları arasında da büyük üzüntü yaratmıştı. 

Bakırcıoğlu için 5 Nisan Cumartesi günü saat 11.00'de ve 6 Nisan Pazar günü saat 14.00'te Balık Ermeni Mezarlığı'nda kabri başında anma buluşmaları düzenlenecek. 

Hakan Bakırcıoğlu 18 Mayıs 1973'de Adıyaman Kahta'da doğdu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni kazandı. Üniversiteyi kazanınca İstanbul'a geldi. 

Bakırcıoğlu üniversite yıllarında ve üniversiteyi bitirdikten sonra hak mücadelesi alanında çalıştı.

1990'larda İHD Irkçılık ve Ayrımcılığa Karşı Komisyon'da çalışmalar yürüttü, hak ihlali davalarında çalıştı. Taşeron işçilerin haklarını elde etmesi için çalışma yürüttü. 

Hakan Bakırcıoğlu Dink Ailesi avukatlarındandı. Hrant Dink Cinayeti Davası'nda adalete ulaşılması için büyük çaba yürüttü, kamu görevlilerinin yargılandığı davada gerçeğin ortaya çıkması için mücadele verdi.

“Onurlu bir hayat... En değerlisi bu”

Bakırcıoğlu'nu kaybedişimizin ilk yılında 1 Nisan 2024'te Anarad Hiğutyun Binası Havak Salonu'nda yapılan anmada Hakan Bakırcıoğlu’nun hayatından kesitler taşıyan bir video da gösterilmişti. Videonun metnini Bakırcıoğlu’nun eşi ve arkadaşları hazırlamıştı. Bu videonun metnini de okurlarımızla bir kez daha paylaşıyoruz.


Hakan Bakırcıoğlu  18 Mayıs 1973  tarihinde Adıyaman Kahta’da doğdu. 

Altı çocuklu bir ailede büyüdü. Diyarbakır Çınar,  Bitlis Mut ilçelerinde okudu. Daha sonra lise öğrenimi için Urfa’da yaşamaya başlayarak ailesinden ayrıldı. 1990 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne girdi. 

İHD Irkçılık ve Ayrımcılığa Karşı Komisyon'da çalışmalar yürüttü,  avukat olduktan sonra sendikalarda işçi avukatlığı yaptı, meslek hayatı boyunca insan hakları alanında hak ihlali davalarının avukatı oldu. 

2009 yılında Sibel’le birliktelikleri başladı, daha sonra evlendiler, derin bir sevgi ile ve hiç ayrılmadan  mutlulukla süren bir hayatı paylaştılar...

Özgürlük ve eşitlik en inandığı değerlerdi.

İnsanın, hayvanın  ve doğanın yaşam hakkına, hiçbirini diğerinin önüne arkasına koymadan  saygı duydu.

Adım adım gelen Hrant Dink cinayeti sonrasında davanın avukatlarından oldu sonra da davanın bütün hafızası. Bıkmadan usanmadan cinayetin arkasındaki karanlığı aydınlatmaya çalıştı...

Hakan, bir hayat,  adalet arayışına ve bir davaya nasıl adanır, diye soracak olursanız verilecek cevaptı. İstanbul’dan Trabzon’a, yıllarca süren ve hala da devam eden davanın, her bir şehrinde, her bir duruşmada, tam vaktinde ve her bir ayrıntıya hazırlanmış olarak oradaydı. 

Davanın hafızasıydı, davadaki her ayrıntıyı tarihleriyle bilir, gecesini gündüzüne katarak yazdığı dilekçelerine çok özenir, adaletin yerine geleceği inancını hiç kaybetmezdi.  

Şu acımasız toprakların karanlığını güzel gülüşüyle aydınlatan, atalarından devraldığı felaketleri, kendi acılarını, inanç ve umutla yoğurup yeni hayatlar kurabilen ender insanlardandı.  

Bir Ermeni olarak başkalarının acısına hiçbir zaman kayıtsız kalmadı, ilk gençliğinden aramızdan ayrılana kadar.  

İlkeliydi, ortama göre şekil alanlardan değil. Her zaman doğru cümleleri seçer, nezaketi ve kendine özgü üslubu içinde hiçbir şeyi eğip bükmeden söylemesini ve dinletmesini bilirdi... Onu tanıdığınızda güvenirdiniz, samimiydi, dürüsttü... 

Çok vicdanlıydı, dünyadaki tüm haksızlıkları ve acıları  yüreğinde hissedecek kadar vicdanlı ve insan sevgisi ile dolu.  "Onurlu bir hayat" derdi hep, "en değerlisi bu..."

Şöyle yazmıştı yakın bir arkadaşı onun için ardından ;
“Hakan az konuşurdu ama her konuşması tazeydi. Az gülerdi ama tebessümü salgın etkisi yapardı. Hakan, fiziken bizi bıraktı gitti ama hepimize, Kahta yerelinden getirip dünya insanı için geliştirdiği erdemli bir duruş, paha biçilmez bir mücadele bıraktı.”

Gençti, ölümün asla yakışmayacağı kadar genç, bir o kadar da olgun ve bilge.   
Hakan Bakırcıoğlu’nun anısı insan hakları, eşitlik ve adalet mücadelesinde hep yaşayacak...

Ama en çok da onu sevenlerin kalbinde... Hasretle, acıyla ve sevgiyle...

Herkes yaşar hayatı ama herkes iz bırakamaz hayata, Bu dünyada çok güzel bir iz bıraktın Hakan, iyi ki seni tanıdık,  iyi ki hayatlarımıza değdin...

Seni asla unutmayacağız...

Kategoriler

Genel