Geçtiğimiz yıl hayatını kaybeden ünlü foto muhabiri Ara Güler'in 1948 yılında Ermeni edebiyatının önemli isimlerinden Zahrad'a yazdığı mektup, döneme ve iki ismin dostluğuna dair ilginç ve biraz da "muzip" ayrıntılar barındırıyor.
narekian2000@yahoo.com
Ara Güler (1928-2018) ile Zahrad (1924-2007) arasındaki kadim dostluğun nişanesi olan, bu sayıda yer vereceğimiz mektubu, Zahrad’ın eşi Anayis Yaldızcıyan’la hazırladığımız ve 2012’de Ermenice olarak çıkan ‘Geldim Giderim Böyle - Kime Ne?’ başlıklı kitapta ilk kez yayımlarken, çalışmanın dağdağasından olsa gerek, alelade birkaç satır olarak görüp geçmişim. Zahrad’ın vefatından 12 yıl ve Ara Güler’in vefatından kısa bir süre sonra, Bayan Anayis’i ziyaretim sırasında bu mektubun aslını elime alıp okuduğumda hissettiklerim ise tamamen farklıydı.
Bizler Ara Güler’i fotoğrafçı olarak tanırken, eskiler onu en başta yazar olarak bildiler. Kadıköy Aramyan Okulu’ndan Yetişenler Derneği tarafından 1957’de yayımlanan ‘Cumhuriyet Dönemi Ermeni Edebiyatı Panoraması’ kitabında, henüz 29 yaşında olan Ara Güler, ilk yazısı Türkçe olarak ‘Haber’ gazetesinde yayımlanmış, 1950’de ‘Yeni İstanbul’ gazetesinin tertiplediği uluslararası bir yarışmaya katılıp (yarışmanın birincileri Saim Kocagöz ve Necdet Ökmen olmuş) ‘Garip bir Yeni Yıl Gecesi’ başlıklı hikâyesiyle en iyi Türk öykü yazarları arasında sayılarak ödül kazanmış, genç bir yazar olarak tanıtılıyor.
Bir öykü yazarı olarak Ara Güler
Bir süre sonra Ermeni yazın alanına dönüp Jamanak gazetesinin sanat sayfalarının editörlüğünü üstlenen Ara Güler, bir yandan da Pangaltı Lisesi’nden Yetişenler Derneği’nin ‘San’, Getronagan Derneği’nin ‘Hantes Mışaguyti’ ve ‘Carakayt’ dergilerinde çağdaş edebi akımların izlerini taşıyan hikâyelerini yayımlar. Yazarı tanıtan satırlar, Güler’in ‘Hayat’ dergisinde bir süre ‘fotoroportör’ olarak çalıştığını ve fotoğrafik sanatsal kompozisyonlarla fotoğrafseverlerin tanıdığı bir isim olduğunu söylüyor.
Mezun dernekleri tarafından yapılan yayınlar arasında en istikrarlısı sayılan ve aralarında Ara Güler ve Zahrad’ın da bulunduğu ‘San’ dergisinin, ilk sayısı 1 Şubat 1948’de yayımlanmıştır. Şair Zahrad’ın ilk sayıdan itibaren yer aldığı dergide Ara Güler’in Khırdvilagı’ [Korkuluk] başlığını taşıyan ilk hikâyesi Temmuz-Ağustos 1949 birleşik sayısında yer alır. O tarihten sonra ‘San’da Ara Güler imzası düzenli olarak görülür. Sadece hikâyeleri değil, makale, tiyatro yazıları, piyesleri, fotoğrafları da yayımlanır.
Aşağıda göreceğiniz, yazının başında da bahsettiğim mektup 26 Mart 1948’de, Zahrad Evreşe-Kavak’ta (Gelibolu) askerlik yaparken Ara Güler tarafından yazılmış ve 27 Mart’ta Şişli’den postalanmış. Güler’in adresi olarak , ‘Galatasaray Tosbağa Sokak No: 10/4’ olarak görünüyor. O sokak şimdi Ara Güler’in adını taşıyor.
Ara Güler’in, bizim çok sonraları tanıyacağımız kendine has ince mizahının henüz genç bir yazarken de kendini gösterdiğini, kaleme aldığı mektuptan anlıyoruz. Zahrad’ın da ara sıra Güler’e kısa mektuplar yolladığı aşikâr. Ara Güler’in bahsettiği ‘Mezarımdan Notlar’ tercümesinin akıbetinin ne olduğunu maalesef bulamadık. Ara Güler imzasıyla başka birçok yazı yayımlanmış olmasına karşın, belli ki ‘San’ın editörlerinden yazar Varujan Acemyan (1917, İstanbul – 2005, Buenos Aires) o metnin yayımlanmasını engellemiş veya Ara Güler kendisi istememiş. Ara Güler’in bu ‘olay’dan sonra eserlerini Ermenice olarak yazmaya başlamış olması da ihtimal dahilinde, çünkü ‘San’ ve dönemin diğer gazete ve dergilerinde birçok yazısıyla karşılaşmak mümkün. Her halükârda Zahrad’ın bir Ara Güler çevirmeni olduğunu da anlıyoruz, hangi eserlerini tercüme ettiği konusunda herhangi bir bilgi olmasa da.
Şu notu düşmeden bitirmek istemem. Aras Yayıncılık olarak Ara Güler’in ‘Babil’den Sonra Yaşayacağız’ kitabının geçen Ağustos’ta yaptığımız son baskısının Ermenice aslına eklenen Türkçe olarak yazılmış iki hikâye, tarafımca Ermeniceye tercüme edilip yayımlanmıştı. Eserleri ilk kez Zahrad tarafından tercüme edilen Ara Güler gibi renkli bir kişiliğin son çevirmeni olmak, benim açımdan gerçekten gurur verici.
Güler’in Zahrad’a mektubu
26 Mart 1948
Sevgili arkadaşım Zahrad,
Bilmem sana ne şekilde bir mektup yazmalıydım. Önce serbest vezinli bir mektup yazmak aklıma geldi, bir ara da gayet kısa bir şey yazmalıyım diye düşündüm.
İçimde bu hisleri doğuran, senin telegraf cinsinden gayet kısa yazmalarındır. Çocuk rahatsız olmak istemiyor herhalde diye düşünüyordum. Belki de bu satırlarla sıkıyorum seni.
İyi ve rahat olduğunuzu öğrenince sevindim, yalnız senin kısa cinsinden mektuplarına hiç mana veremedim. Bana hususi bir mektup yazacağına inanıyorum.
Mezarımdan Notlar diye bir tercümemi yaptın ya, Varujan Acemyan onu bastırtmıyor, çünkü senin tercüme ettiğini öğrenmiş ve benim de Türkçe yazdığımı duymuş. Herhalde beni Ermenice yazmaya teşvik etmek için olacak, Սանda bunu çıkarmak istemedi. Neyse, bunlar kısa mektuplarda yazılacak önemli şeyler değil.
Orada sevimli şiirler yazacağına inanıyorum. Diğerlerine de yazdığım gibi, size bir sürpriz hazırlıyoruz, bunda muaffak olmamızı dileyin.
Adresim zarfın arkasında yazılı, daima senden mektup beklediğimi unutma. Kısa mektuplardan da vazgeç, kartının üzerine de yazma, sonra yeniden kart bastırmağa mecbur olacaksın, yazık olur paraya, dünyada kağıt mı yok…
Bütün arkadaşlara (Aşot, [okunamayan bir isim]) selamlarımızı sunup sabırsız [okunamayan bir kelime] beklediğimizi unutma, selamlar.
Ara Güler