'Kozalar’ın çok güçlü bir oyuncu kadrosu var, adeta ‘mini-dev kadro’; yalnızca üç kadından, Demet Evgar, Binnur Kaya ve Esra Dermancıoğlu’ndan oluşuyor.
Türkçe edebiyatın usta isimlerinden Adalet Ağaoğlu tarafından 1971 yılında, tek perdelik oyun formunda kaleme alınan absürt komedi ‘Kozalar’, bugüne kadar farklı ekipler tarafından birçok kez sahnelendi. Oyunun hala gösterimde olan, Demet Evgar’ın kurduğu Pangar Tiyatro Topluluğu’nca sahneye konan versiyonu, 1947’den beri düzenlenen Uluslararası Avignon Festivali’nde, Türkiye’den yer alan ilk metin olma başarısını gösterdi. Dış dünyanın korkutucu tehlikelerle dolu olması gerçeği oyunun yazıldığı tarihten bu yana ne yazık ki değişmediğinden, Ağaoğlu’nun 45 yıl önce kaleme aldığı metin bugün hâlâ güncelliğini koruyor. Soğuk savaş yıllarında yazılan ‘Kozalar’, terör, iç savaş, kadınların toplumdaki yeri ve mültecilerle ilgili konulara ışık tutarken, günümüze dair sorunlara da parmak basıyor. Toplumun dayattığı değer yargıları, bastırılmış arzular, korkular, yabancılaşma, sahip olunanlara sığınarak korunma çabası, erkek egemen dünyada evlerde yaratılan küçük mutluluklarla var olma savaşı, cinsel kimliği dahi sahip olduğu düzen üstünden çözümleme gayreti gibi konular oyunun temelini oluşturuyor.
‘Kozalar’ın çok güçlü bir oyuncu kadrosu var, adeta ‘mini-dev kadro’, yalnızca üç kadından, Demet Evgar, Binnur Kaya ve Esra Dermancıoğlu’ndan oluşuyor. Oyun boyunca üç karakterin, altın gününe benzer bir ev ziyaretinde, erkek egemen toplumun dayattığı değer yargılarına dair çarpıcı eleştirilerine tanık oluyoruz. Bu buluşma sırasında kadınların başına gelenler, izleyiciyi yabancılaşma teması üzerine düşünmeye itiyor. Oyunun yönetmeni Ayşenil Şamlıoğlu, ‘Kozalar’da yaratılan dünyayı şöyle tarif ediyor: “Dış dünyada kopan kıyametten kendini soyutlamaya çalışan üç oyun kahramanı kadın, hayattan kaçarken aslında kendilerini tutsaklaştırmaktadırlar.” Bunun üzerine akıllara ister istemez şu soru geliyor: “Yaşamdan kaçılarak sürdürülen şeyin yaşamak olduğuna emin miyiz?”
Gerçek diyaloglarla başlayan ‘Kozalar’, süratle gerçek dışı, grotesk bir yapıya yöneliyor ve kahramanlarının, kendilerini soyutlayabilmek için çevrelerine ördükleri kozaların, onları dışında durmayı seçtikleri dünyadan koruyamayacağı gerçeğiyle sona eriyor. Bu ilginç ve insanı bir o kadar da düşündüren oyun, 7, 14 ve 21 Şubat Salı akşamları saat 20.30’da Zorlu PSM’de sahneleniyor.
Bu kez farklı bir Bregovic
Yılda en az bir kez Türkiye’yi ziyaret eden ve burada yaşayan insanların müzik zevkine uygun parçalarıyla her daim büyük beğeni toplayan, Balkan müziğinin dünyaca ünlü müzisyeni Goran Bregovic, rock grubu Bijelo Dugme ile 25 Şubat Cumartesi akşamı saat 21.00’de Volkswagen Arena’da sahne alacak. Daha önce Bregovic’i sahnede izleyenler, konserlerinin çoğunun genel anlamda birbirine benzediği konusunda benimle hem fikir olacaktır, ancak bu kez izleyiciyi sürprizler bekliyor: Bregovic ile Bijelo Dugme, Emir Kusturica filmlerinin unutulmaz müziklerini ve yeni repertuvarlarını birlikte seslendirmek için geliyor.
1950 yılında Sırp bir anne ve Hırvat bir babanın çocuğu olarak dünyaya gelen Bregovic, 16 yaşındayken konservatuvardaki klasik keman eğitimini bırakarak, Bijelo Dugme (Beyaz Düğme) grubunu kurdu. 1978 yılında, Mica Milosevic imzalı ‘Nije Nego’ filmiyle, film müzikleri yapmaya başladı. Bregovic’in en renkli ortaklığı yönetmen Emir Kusturica’yla oldu. Yönetmenin ‘Dom Za Vesanje’, ‘Arizona Dream’, ‘Underground’ ve ‘Crna Macka’ filmlerinin müziklerini yapan Bregovic, şimdiye dek İzmir, İstanbul, Kocaeli, Bursa, Ankara ve Diyarbakır illerinde konserler verdi. Sanatçının bazı parçaları Sezen Aksu, Oya - Bora ve Candan Erçetin gibi müzisyenler tarafından Türkçe sözlerle seslendirdi.
Goran Bregovic ile Bijilo Dugme’nin efsane solistleri Mladen Vojicic (Tifa) ve Alen Islamovic, bu konserde, grubun rock tarihine altın harflerle kazınmış şarkılarından oluşan bir repertuvar ile izleyicilere neşeli anlar yaşatacak.