155 yıl sonra Kütahya sokaklarında Gomidas’ı aradım. Evinin yollarında yürüdüm, ayağım taşına değdi, evinin eşiğinde elimi önce taşa, sonra yüzüme sürdüm. Kapısına dokundum, “Çalsam” dedim, “Çalsam kapıyı ‘Burası her fırsatta Kütahya yollarını aşındıran yetimimin sığınağı, yuvası, müziğinin en güzel notası bu ev. Çok sevdi, çok üretti, çok acı çekti ve sonrası derin bir suskunluk...’’ desem o ev beni anlar mı? 20 Ekim 2024 Pazar gününü hayat defterimin sayfalarına ‘En anlamlı günlerden biri’ diye not düştüm. Kütahya yolcusu ben, Pakrat Estukyan, eşi Seta Estukyan, Ara Nuran Menekşe, Murat Menekşe ve Murat İçlinalça Eskişehir’e gitmek için tren garındayız. Hoş muhabbet içinde onları dinlerken birden güleç ve samimi bir bey elindeki biletlerle bize yaklaştı. O ana kadar Ulunay Bey’i maalesef tanımıyordum. Kim bilebilirdi ki A. Ulunay Türkkan, Kütahya’daki Gomidas yolculuğumun en değerli parçası olacak.
Gomidas anısına düzenlenen konser ve etkinlik sonrasında Ulunay Türkkan İstanbul’a geldi, gazetemizi ziyaret etti, güzel bir sohbet gerçekleştirdik.
Merhaba, hoş geldiniz. Kütahya’da sonra sizi burada görmek ayrı güzel. Siz Kütahyalı mısınız?
Kütahyalıyım ama Almanya'da doğdum orada büyüdüm. Çocukluğum orada geçti. 11 yaşında memleketimiz Kütahya’ya yerleştik. Ortaokul ve lise dönemim 5 yıl Kütahya’da geçti. Sonra üniversiteyle birlikte çocukluğumdan beri tutkun olduğum müziğin Türkiye’deki kalbi İstanbul’a geldim. İ.Ü. Alman Dili ve Edebiyatı’nı bitirdim. Bu bölümü seçme nedenim okulun yanısıra bir şekilde müzik piyasasına adım atmaktı. Öyle de oldu.
Öyle de oldu dediniz, biraz açar mısınız?
Şan Tiyatrosu TES’de (Tiyatro Eğitim Sahnesi) dans ve şan eğitimine başladım. Ardından gazino ve tiyatrolarda vokalist ve dansçı olarak 10 senem geçti. 1993’de televizyonculuğa geçtim. Türk televizyonculuğunda jenerikte ‘Konuk Koordinatörü’ olarak tanımlanan ilk kişi oldum. 16 sene boyunca Cem Özer’le Laf Lafı Açıyor, Şahane Cumartesi, Huysuz Virjin, Passaparola, Hülya Avşar Şov, Bülent Ersoy Şov gibi onlarca programda konuk koordinasyonunu yürüttüm. Paralelinde ve sonrasında Ayşegül Aldinç, Flört Grubu, Seyyal Taner & Kurtalan Ekspres ile menajerlik, organizasyon ve müzik prodüktörlüğü faaliyetlerinde bulundum.
Gomidas ve eserleriyle tanışmanız nasıl oldu?
Geniş bir müzik arşivim vardır. Koleksiyonum 10 yaşından beri dinlediğim dünyanın her yerinden müziklerden oluşan plak, CD, kaset, televizyon arşivi ve başka binlerce materyalden oluşuyor. Ama tüm bu müzikler içinde hemen yanıbaşımda olanı en son keşfetmiş oldum.
13 yıl kadar önce Gomidas'ın müziği (Sonra kısa filmimde de kullandığım ‘Gomidas Quartet’) ile karşılaştım bir tesadüf eseri. Daha çok dinledikçe ‘Kim bu Gomidas?’ diyerek araştırmaya başladım. Kütahyalı olduğunu öğrenince çok şaşırdım. ‘Hayatının önemsiz bir kısmı mı Kütahya'da geçti acaba?’ diye baktım. Hayır doğrudan Kütahyalı idi ve hayatı boyunca gelip gidiyordu, Kütahya’nın hayatındaki önemi hep devam ediyor. Gelip gidiyor, müziklerini derliyor. Hatta memleketinde konserler organize ediyor. Bu konser için bir koro kuruyor. 1900'lerin başında Osmanlı taşrasında bir şehirden bahsediyoruz.
Onu o güne kadar tanımamış olmak benin cahilliğim olmalı, diye düşündüm önce. Etrafıma sordum, duyan olmamıştı. Kütahyalı arkadaşlarıma sordum, tanımıyorlar. Büyüklerime sordum hiç duymamışlar. Kütahyalı müzisyenlere sordum bilmiyorlardı. Merakım daha da arttı.
Gomidas için bir eser hazırlama tutkusu ne zaman doğdu?
Önce evini bulmak istedim. İlk Kütahya ziyaretimde yerel bir gazeteci arkadaşımın vasıtasıyla evini buldum. Anneannemin evinin hemen yan sokağında idi Gomidas'ın evi. Yaz tatillerinde Kütahya'ya gelirdik. Sokaklarda saklambaç oynardık. Saklandığım yerlerden birinin, bugün Gomidas'ın evi olarak bilinen evin altındaki çamaşırlık olduğunu yıllar sonra öğrenmiş oldum. Bu bana büyük bir sürpriz oldu. Kaderin bir cilvesi.
O zamandan sonra Gomidas’ı önce memleketinde tanınır hale getirmek hayatımın tutkularından biri oldu. Bir albüm mü, şarkı mı, parçalarının yeniden düzenlenmesi mi, diye düşünürken o süreçten bu yana bir çok şey yapıldı. Kalan Müzik’ten albümleri yayınlandı, şimdi oyunu var biliyorsunuz. Sonra bir klip yapmaya karar verdim.
Nasıl bir çalışma oldu bu?
Kütahyalılığına vurgu bir konsept oluşturdum. Materyallerini internetten çok düşük çözünürlüklü fotoğraflar olarak bulabildim. Sonra onları işledim ve eşleştirdim. Başta ana fikri vardı ama belli bir konusu yoktu. Filmi yaparken ve araştırmaya devam ederken, o sıra Besse Kabak'ın Agos gazetesinde yayınlanan haberi ile karşılaştım. Sofya Kalantaryan ile gezisini konu ediniyor, 'Kütahya'da adım adım Gomidas'ın izinde' başlığıyla benimkine benzer bir yolculuk hikayesini anlatıyordu. Besse hanıma film bittikten sonra ulaştım ve ilk ona seyrettirdim. Tanışmamız böyle oldu. O zamandan beri içten yardımları, filmdeki Ermenice tercümelerden başlayarak her daim sürdü. Kendisine müteşekkirim.
O yazıdan Gomidas'ın simgeleşmiş tablosunun arkadaşı Panos Terlemezyan tarafından Kütahya'nın kaplıcaları Ilıca'da çizildiğini öğrendim, ki bu çok bilinen bir bilgi değildi. Daha önce araştırdığım internetteki Ermeni kaynaklarda Terlemezyan’ın doğa ressamı olduğu ve bu resmi de bir kırsalda yaptığı yazıyordu. Farklı kaynaklarda Kınalıada olarak yer almış. Çini sürahinin de Gomidas’ın Kütahyalı oluşuna bir gönderme olduğu söyleniyor, daha fazla bir yer bilgisi yer almıyordu. Böylece hazırladığım videonun konusu da belli olmuş oldu. 4-5 dakikalık bir video düşünürken 10 dakikalık kısa film tadında bir çalışmaya dönüştü.
Çalışmamda 66 Kütahya fotoğrafı ile Gomidas ve Terlemezyan’ın bulabildiğim fotoğrafları yer aldı. 19’uncu yüzyılın başları ile 1950 yılları arasına tarihlenen Kütahya fotoğraflarını, evinden başlayarak bir güzergah oluşturacak şekilde sıralayarak Gomidas müziği eşliğinde sözsüz filmimi oluşturdum. Terlemezyan'ı karşılaması ve tablonun çizildiği yere kadar kat etmiş olmaları muhtemel rotayı aktardım. Onların rehberliğinde eski Kütahya'yı gezdirmeyi istedim. Sergei Aslamazyan tarafından 4 yaylıya uyarlanmış ve Gomidas Quartet tarafından icra edilmiş aranjmanları kullandım. Ayrıca Sato Moughalian & Alyssa Reit'ın harp ve flüt icraları var. Filmimi, bugün adları ‘Vicdani duruş sergileyenler’ listesinde yer alan, zamanın Kütahya Mutasarrıfı Faik Ali Ozansoy ile Kütahya müftüsü büyük dedem Bekir Sıtkı Özbek’in anısına ithaf ettim.
Bu kısa filminizle festival veya yarışmaya katıldınız mı?
Bu kısa filmle sonraki hedefim Kütahya’da bir Gomidas konseri düzenlemek oldu. Bu amaçla filmi önce Kütahya’da ikinci defa düzenlenen “Aizanoi Kısa Film Festivali”nde ‘Kültür varlıklarını yaşatma’ ve ‘animasyon’ kategorileri seçmelerine yolladım. İlk elemeyi hemen geçtiği haberi geldi ancak sonra finale kalmadı. Sebebini sonra öğrenecektim. İkinci Jüri filmi beğenmiş olmakla beraber Kütahya ile ilgisini anlayamadığı için kenara ayırmış. Fakat sonrasında Gomidas’ı onlar da araştırmaya başlamışlar. Beni önce ilk jüride yer alan Ahmet Sunal (Daha sonra Kent Konseyi olarak etkinliği gerçekleştirmemde birlikte olduğumuz çalışma grubunun başkanı) sosyal medyadan ekledi ve tebriklerini sundu. Ertesi yıl da filmim festivalde gösterildi ve özel ödül verildi. Bu şekilde gelişen dostlukla beraber konser fikrimi paylaştım.
Böylelikle konser hayaliniz de gerçekleşmiş oldu.
Evet. Kültür merkezi mi olsun, biletli mi olsun, koro gelsin mi, sponsor bulabilir miyiz derken bu süreçte 5 defa Kütahya’ya gidip geldim, Kent Konseyi’nden Ahmet Sunal, KÜSAD (Kütahya Kültür Sanat Akademisi Derneği) Başkanı Bayram Yıldız ve Kütahya Belediyesi Kültür Müdürü Yıldırım Akgül’le görüştüm, nihayetinde etkinliği KÜSAD’da yapmaya karar verdik. Bu arada bir parantez açmak istiyorum. Bu türden etkinlikleri Besse Kabak ile 2 yıldır İstanbul’da bu formatta gerçekleştiriyorduk. Kütahya’da gerçekleşecek ilk etkinliğin de aynı formatta olması üzerine anlaştık. Hacettepe Üniversitesi Ankara Konservatuarı’nın öğretim üyelerinden Prof. Cenk Güray’ın ve ekibinin de Ahmet beyin teklifini kabul etmesiyle birlikte nihayet etkinliğimizi gerçekleştirebildik. Gerisini biliyorsunuz…
Harika bir etkinlikti. Size ve sizin şahsınızda Kent Konseyi’nden Ahmet Sunal’a, KÜSAD (Kütahya Kültür Sanat Akademisi Derneği) Başkanı Bayram Yıldız’a ve Kütahya Belediyesi Kültür Müdürü Yıldırım Akgül’e unutulmayacak bu tarihi günü bize yaşattıkları için teşekkür ederim.