23,5 Hrant Dink Hafıza Mekânı'nda, Hrant Dink’in öldürülmesinin 18. yılında, onun gazeteciliği süresince yürüttüğü hakikat, adalet ve yüzleşme çabalarına odaklanan bir dizi söyleşi ve etkinlik gerçekleştiriliyor. Dizinin ikinci etkinliğinde "Hafıza Yetersiz- Hrant Dink İçin Bir Film'in yönetmeni Ümit Kıvanç ile söyleşi vardı. Önce film gösterildi sonra da Kıvanç izleyicilerle film üzerine sohbet etti.
Yazar ve yönetmen Ümit Kıvanç'ın uzun süre emek verdiği filmi "Hafıza Yetersiz- Hrant Dink İçin Bir Film'in ilk gösterimi 2022 yılında yapılmıştı. Film, Hrant Dink’in sözünü renge, şekle ve sese büründürerek aktarıyor. Bir saatlik film Hrant Dink’in tutkusuna; kendi sesinden dinleyeceğimiz Türkiye ve dünya hayaline ışık tutuyor.
Film bu kez "Hakikat İçin Söyleşiler" dizisinin ikinci etkinliği olarak 14 Ocak'ta 23,5 Hrant Dink Hafıza Mekânı'nda izleyicilerle buluştu.
Gösterimden sonra Ümit Kıvanç şunları söyledi:
“Bizim Hrant’ı kaybettikten sonra kendimize gelmemiz ve bir şeyler yapabilmemiz için zaman geçmesi gerekti. İlk iş yazılarını derleyip yayınlamak oldu. Arat ve Delal Dink ile konuşurken Hrant’ın yazdığı kadar konuşan bir tarafı da olduğunu düşünüyorduk. Zaten öldürülme sebebi çok samimi konuşmasıydı. Karşısındakini samimiyetine inandırırdı. Arat ve Delal Dink ile, konuşmalarını nasıl aktarabileceğimizi sık sık konuşurduk. Norayr Olgar Hrant Dink Vakfı arşivindekileri toplayıp bana verdiğinde bir süre dokunamadım. Film ile asıl olarak insanların“Bu insan kimdi? Ne idi? Derdi neydi? Niye öldürdüler?” sorularına cevap bulmalarını istedim. Hrant aslında varlığı ile bile sorular yarattı. Bu süreçte beni en çok onurlandıran şey Arat’ın, bu belgeselin çocukları dedelerini sorduğunda göstermek için çok güzel bir kaynak olduğunu söylemesiydi" dedi.
Bir izleyicinin "Dava süreci ile ilgili yeni bir belgesel de çekmek ister misiniz? sorusunu Kıvanç şöyle yanıtladı:
“Aslında '19 Ocak’tan 19 Ocak’a' adlı belgeselimde bunları anlattım. Zaten ilk iki yıldan sonra da davanın ilerletilmesi önlenmişti. Hrant’ın Arkadaşları olarak hep bu davaları takip ettik. Öyle bir noktaya geldi ki artık bir şey söylemenin anlamı kalmamıştı. Bir araya getirilmesi gereken bilgileri bir araya getirmediler. Davaya 'Müsamere' demiştik. Yapılan şey ayıp bir şeydi. İyi kötü bir mahkeme süreci olsaydı ‘Şunu da sorgulayalım’ diyebilirdik. Cemaat, devlet, diğer güçler hepsi işin içindeydi. Esas olan şudur: Ogün Samast, Alaaddin Çakıcı ile bir arada fotoğraf çektirdiğinde zaten devlet 'Bu benim işim"diyor. Biz neye dayanarak hangi şeyle uğraşabileceğiz? Hrant Dink solcu diye öldürülmedi, Ermeni diye öldürüldü. İş oralara gelince yalnız kalıyorsunuz" ifadelerini kullandı.
Kıvanç "Hrant Dink’in aslında Diaspora ile de bir meselesi vardı. Film orada da gösterilecek mi, bu konuda neler söylemek istersiniz?" sorusuna da şu yanıtı verdi:
"Gösterildi zaten. Ayrıca Diaspora tek bir kişiden oluşmuyor. Türkiye'de Diaspora bu tip konuların konuşulmasını önleyici bir araç olarak görüldü. İnsanlara eli sopalı kızgın biri olarak tarif edildi. Hrant aslında Diaspora ile buluşuyordu, davet edildiğinde konuşuyordu. Benzer bütün Diasporalarla Hrant’ın konumundaki insanlar arasında bir ayrım zaten olur"
"Filmdeki görselleri neye göre seçtiniz?" sorusuna Kıvanç'ın yanıtı "Söze yer bıraksın esas oyuncu olmasınlar, ama söylenen sözün akılda kalmasına yardımcı olsunlar, mantığıyla ilerledim" oldu.
"Hrant Dink ile yolunuz nasıl kesişti?" sorusuna Kıvanç şu yanıtı verdi:
"Arkadaşım Anna Turay o zaman gazetecilik yapıyordu. Kendisi bana bu projeyi anlattı. Agos kurulurken kimse gazete çıkarmayı bilmediği için benden yardım istendi. Benim gibi başka yardım edenler de vardı. Dört ay gidip bırakırım diye düşündüm, ilk mizanpajı ben yaptım, fakat orayı görünce bırakamadım. Benim için de çok sürprizli bir tecrübe oldu. Biz tabii Ermenilerin başına gelen işi bilmiyor değildik ama işin derinliğini orada gördüm, gazeteye gelip giden kişilerin kökenlerinin Anadolu'nun çeşitli yerlerine dayanması, azınlıkları İstanbul merkezli bir topluluk olmaktan çıkardı."
Kıvanç bir izleyicinin Hrant Dink'in cenazesinde toplanan kalabalık ile ilgili sorusu üzerine şunları söyledi:
"Cinayetin doğru dürüst soruşturulması bir fırsat olabilirdi. Hrant hakikaten buralı bir insan, burayı kendine ait gören bir insan, cenaze de bunun bir göstergesi. Böyle bir karşılığı oldu sözlerinin, kimsenin kolay kolay kenara atamadığı bir sözü oldu. Televizyonlarda tartışma programlarına çıkıp seyirci ile arasında samimi ilişki kurabilmiş bir insan. Bundan dolayı da 301. maddeden açılan davaları kendine bir ihanet olarak görüyordu. Çok alındı ve içerledi kendisine böyle bir dava açılmasına."
Söyleşiler dizisi hafta boyunca devam edecek ve Hrant Dink 19 Ocak Pazar günü vurulduğu yerde ve saatte her yıl olduğu gibi anılacak.
Dizimin ilk söyleşisi için: "Hrant'ı o kaldırımdan kaldırmaya çalıştım"