ALEXİS KALK
Hrant Dink’in katli gerek Ermeni toplumunda, gerek büyük toplumda ciddi bir kırılmaya yol açtı. İstanbul’un en işlek caddelerinden birinde, güpegündüz işlenen bu cinayet ve ardından yaşanan örtbas etme süreci, soykırıma uğrayan halkların 100 yıldır yaşadığı ama anlatmakta zorlandığı travmayı, tüm çıplaklığıyla gün yüzüne çıkardı. Pek çok insan, geçmişle yüzleşmenin ve hesaplaşmanın sadece tarihçilere bırakılması gereken bir konu olmadığını, nasıl bir ülkede yaşamak istediğimiz sorusuna yanıt vermek için bu tarihle hesaplaşmak gerektiğini bu acı deneyimle idrak etti.
Kuşkusuz, tüm bu yaşananların Ermeni toplumundaki yansımaları çok daha yoğun oldu. 2004 yılında siyasal ve sosyal meselelerin tartışılacağı bir e-posta grubu olarak kurduğumuz Nor Zartonk’u, politik bir yapı olarak yeniden kurgulamak, Hrant Dink cinayetine verilmiş bir tepkiydi. Onun tek başına yürüttüğü mücadeleyi sahiplendik ve bir ucundan tutup elimizden geldiğince ileri taşımayı amaçladık. Amacımız taklit etmek değildi, böylesini eminiz o da istemezdi. Yine de, yolllarımız sadece onun düştüğü kaldırımda değil, sayısız yerde kesişti. Bunların en manalısı da, Kamp Armen oldu. Bugün, onsuz onuncu yılımızda, eşitlik, adalet ve demokrasi arayışımız ve mücadelemiz sürüyor, ama onun eksikliğini her geçen gün daha çok hissediyoruz.