İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Suriye yönetiminin, Türkiye'nin duruşu yüzünden 'terörist bir saldırı' yoluna başvurabileceğini düşünüp düşünmedikleri yönündeki soru üzerine, 'Yapmış olduğumuz gözlemler ve istihbarat sonrası maalesef Suriye'nin bölücü terör örgütü KCK'ya destek verdiğini tespit ettik' diye konuştu.
İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, yaptığı açıklamada Şam yönetiminin 'bölücü terör örgütü KCK'ya destek verdiğini' söyledi.
Bakanlıktaki kabulünde İtalyan gazetecilerin Suriye konusundaki sorularını cevaplayan Şahin şunları kaydetti:
'Yapmış olduğumuz gözlemler ve istihbarat sonrası maalesef Suriye'nin bölücü terör örgütü KCK'ya destek verdiğini tespit ettik. Suriye'nin Türkiye sınırına yakın kasabalarının özellikle bölücü terör örgütü tarafından yönetildiğini bilmekteyiz.'
'Suriye'den terör saldırısı bekliyor musunuz?'
Şahin, İtalya Göç ve Schengen ve Europol Parlamento Kontrol Komitesi Başkanı Margherita Boniver ve beraberindekileri kabul etti. İçişleri Bakanlığı'ndaki kabulün başında gazetecilerin görüntü almasına izin verildi. Görüşme daha sonra basına kapalı gerçekleşti.
Görüşmenin ardından İtalyan gazetecilerin sorularını yanıtlayan Şahin, 'Suriye konusundaki duruşu yüzünden Türkiye'de bir terörist saldırı bekliyor musunuz, böyle bir tehdit var mı, Esed yönetiminin bu yola başvuracağını düşünüyor musunuz' sorusu üzerine, Suriye'deki gelişmelerin devlet yönetimi ile halk arasında meydana gelen bir çatışma, bir memnuniyetsizlik ortamı olduğunu söyledi.
Suriye devletinin uygulamalarının temel insan haklarına, evrensel insani değerlere ve demokratik ilkelere uygun olmadığını düşünen Türkiye'nin, bu nedenle Suriye halkının yanında tavır aldığını belirten Bakan Şahin, Türkiye'nin bu politikası karşısında Suriye devlet yönetiminin bir terör eylemine başvuracağını düşünmek istemediklerini bildirdi.
Şahin, şöyle devam etti:
'Suriye'nin KCK'ya destek verdiğini tespit etmiş durumdayız'
''Ancak yaptığımız gözlemler, edindiğimiz bulgular ve istihbarat sonucunda maalesef bu konuda Suriye'nin bölücü terör örgütü KCK'ya destek verdiğini tespit etmiş durumdayız. Özellikle Suriye'nin Türkiye sınırına yakın bazı kasabalarında Suriye devlet yönetiminin devre dışı olduğunu ve oralarda yönetimin illegal bölücü örgüt militanları tarafından yürütüldüğünü biliyoruz. Fakat Türkiye olarak biz Suriye'de olabilecek bu tür gelişmeleri dikkate alarak sınır güvenliğimizi ve bölücü terör örgütüne yönelik istihbarat ve takip çalışmalarımızı ona göre güçlendirdik, o şartlara göre de kendimizi hazırladık.
Bizim Türkiye olarak Suriye politikasındaki yaklaşımımız, öldürülen, enterne edilen, temel insan haklarına müdahale edilen halkın yanındaki bir duruştur ve insan haklarından, özgürlüklerden ve demokrasiden yana bir duruştur. Bunun karşılığında Suriye devletinin bölücü, kan dökücü, insan avcısı terör örgütünden yana bir duruş ortaya koyması da sanırım bütün insanlığın, ileri dünyanın, medeni dünyanın dikkatini çeken bir husustur.
Biz özgürlüklerden ve barıştan yana bir politika ortaya koyduk, Suriye devleti de kandan, kan dökmekten ve insan haklarına aykırı bir tutumdan yana tercihini ortaya koymuş durumda. Ümit ediyoruz ki kısa zamanda hem kendi halkı için hem de komşusu olarak Türkiye için bu yanlış politikadan, yanlış yoldan dönerler.''
'Göç ve iltica kanununu' Meclis'te
Yasa dışı göçle ilgili soru üzerine Bakan Şahin, Türkiye'nin, yasa dışı göçün geçiş güzergahında bir ülke olduğunu söyledi.
Türkiye'nin yasa dışı göçle mücadelesinin hem Türkiye açısından hem de göçün hedefindeki ülkeler açısından büyük önem taşıdığını belirten Şahin, şöyle devam etti:
''Türkiye, yasa dışı göçle karşılaştığı günden itibaren bir devlet politikası olarak ciddi şekilde mücadele etmektedir. Türkiye'nin bu konudaki çalışması her geçen sene daha da etkinleşmektedir. Söz gelimi 2000 yılında Türkiye yasa dışı göçmen yakalama sayısını yüz binlerde gerçekleştirmiş, yakın tarihlerde ise her sene 40-50 bin civarında yasa dışı göçmeni yakalayıp geri göndermeyi başarmıştır. Türkiye'nin bu çalışmasında AB'nin verdiği destekle gerçekleştirdiği fiziki altyapılar var. 2 tane geri gönderme ve 7 tane de kabul merkezi inşaatını yaklaşık 63 milyon avroluk katkıyla gerçekleştirdik. Türkiye'nin şu anda kendi milli bütçesinden gerçekleştirdiği geri gönderme merkezlerinin kapasitesi 2 bin civarındayken yakın tarihte yeni hizmete alınacak geri gönderme merkezleriyle birlikte bu kapasiteyi 7 bine çıkarmış olacak.
Türkiye bu kapasitesini artırırken sadece AB'nin desteğini kullanmakla kalmadı, kendi milli bütçesinden de ondan daha fazlasını bu konu için harcadı. Eminim ki Türkiye, sınır yönetimi konusunda da yeni bir yapılanmayı gerçekleştirdikten sonra yasa dışı göç konusunda çok daha etkin olarak çalışmalarını yapacaktır. Ayrıca yasa dışı göç konusunda daha etkin idare etmek, yönetmek amacıyla göç ve iltica konulu kanunu da Meclis'e sevk ettik.''
Suriyeli sığınmacılar
Suriye'den Türkiye'ye gelen mültecilerin sayısı ve bu konunun nasıl idare edildiğinin sorulması üzerine Şahin, günlük değişikliklerle birlikte Türkiye'de 23 bin Suriyeli sığınmacı bulunduğunu belirtti.
Türkiye'nin mültecilerin yönetimiyle ilgili engin bir tecrübesi bulunduğunu ifade eden Şahin, ''Daha önceki yıllarda Irak'tan yüz binlerce mülteci geçici olarak Türkiye'ye sığında ve Türkiye onların barınmasını, insani şartları sağladı. Günümüzde de Suriye'den gelen sığınmacıları Türkiye barındırıyor'' dedi.
Suriyeli sığınmacıların güney sınırlarındaki şehirlerde farklı kamplarda barındığını ifade eden Şahin, 15 bin civarında Suriyelinin de değişik zamanlarda Türkiye'de barındırıldıktan sonra Suriye'ye döndüğünü söyledi.
Bu kampların son derece modern olduğunu kaydeden Bakan Şahin, kamplarda, eğitim, sağlık, sosyal, kültürel ve dini hizmetlerin verildiği anlattı. Şahin, daha önce kampları gezen BM yetkililerinin Türkiye'ye teşekkür ettiklerini anımsattı.
Bakan Şahin, ''Temenni ediyoruz ki yeryüzünde ne milletler, devletler başkalarına haksızlık yapsın ne de yönetimler kendi halklarına hukuk, insanlık dışı uygulama yapsın. Barış, kardeşlik ve huzur içinde bir dünya arzu ediyoruz. Türkiye milleti olarak tüm çabamız bu yönde. Yurtta barış, dünyada barış'' dedi.