Esad yönetimi ve muhaliflerin katılmadığı ‘Suriye Zirvesi’ bugün Viyana’da başlıyor. BM Genel sekreteri Ban Ki-mun, zirveye katılacak tarafları esnek davranmaya çağırdı.
Suriye iç savaşı ve Beşar Esad’ın geleceği bugün Viyana’da yapılacak zirvede masaya yatırılıyor.
Zirvenin temel amacı, Suriye'nin üçte birini kontrolü altına alan IŞİD'i yenilgiye uğratmak.
Masadaki başlıca oyuncular Suriye lideri Beşar Esad'ın en büyük destekçileri Rusya ve İran. Muhalif grup ise ABD, Suudi Arabistan ve Türkiye. Zirveye ilk kez İran ve Mısır dışişleri bakanları da eşlik edecek.
İran dışındaki tüm ülkeler geçtiğimiz hafta Viyana'daki ilk görüşmelerde yer aldı.
Fransa, Irak, Katar ve Lübnan masanın etrafındaki diğer ülkeler olacak.
Esad yönetimi ve Suriyeli muhaliflerse zirvede yer almayacak.
İlk zirve sonuçsuz kaldı
Viyana’da düzenlenen ilk Suriye zirvesinde, Esad’ın olası bir geçiş hükümetinde rol almasıyla ilgili anlaşmazlık giderilememişti.
Toplantılara Şam yönetimi ve muhalefet temsilcilerinin katılıp katılmayacağı ise belirsizliğini koruyor.
ABD, Türkiye, Suudi Arabistan diğer Körfez ülkeleri uzun bir süredir, Esad’ın Suriye’nin geleceğinde uzun vadeli bir rolü olamayacağını söylüyor.
BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun, görüşmelerin öncesinde ana katılımcıları, kendi çıkarlarının ötesine bakmaya çağırdı.
Ban, “Her zaman söylediğim gibi krizin askeri bir çözümü yok” dedi.
Zirve öncesi görüşmeler
Zirve öncesinde dışişleri bakanları gayri resmi görüşmelerde bulundu. Resmi görüşmeler bugün yapılacak.
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Türkiye Dışişleri Bakanı Feridun Sinirlioğlu, Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov ve Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adel Ek Cübeyr’in yanı sıra İran Dışişleri Bakanı Zarif ile de bir araya geldi.
Zirvedeki katılımcılar 2012 Cenevre Bildirisi'ni diriltmeye çalışıyorlar. 40 ay önce imzalanan bildiride Suriye'nin politik bir dönüşüme gitmesi kararı alınmıştı. Bu anlaşmaya göre ülkede özgür ve şeffaf seçimler yapılacaktı. Fakat bildirinin uygulanması için hala adım atılmadı.
Suriye’de dört yıl önce Esad’a karşı ayaklanmayla başlayan savaşta en az 250 bin kişi öldü, ülke nüfusunun yarısı; 11 milyon kişi evlerini terk etmek zorunda kaldı.
