AİHM Büyük Daire Perinçek Davası'nda kararını açıkladı

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Büyük Daire'de yeniden görülen 'Perincek-İsviçre' davasında mahkeme, 7'ye karşı 10 oyla İsviçre'nin kararının ifade özgürlüğünü ihlal ettiğine hükmetti. AİHM 2'inci Daire de 2013 yılında benzer bir karar vermiş ve İsviçre kararı Büyük Daire'ye taşımıştı.

AİHM Büyük Daire'nin 'Perinçek-İsviçre' davasında verdiği karar ifade özgürlüğünün sınırları ve nefret söylemi konularında önemli bir emsal oluşturacak. İsviçre yerel mahkemelerinde Perinçek’e ilk davayı açarak süreci başlatan İsviçre-Ermenistan Derneği'nin AİHM Büyük Daire'nin kararıyla ilgili ilerleyen saatlerde bir basın açıklaması yapacak.

İsviçre mahkemeleri de Perinçek'in beyanatlarının ırkçı eğilimler içerdiğini ve tarihe ilişkin tartışmalara katkıda bulunmadığını tespit ederek kendisini suçlu bulmuştu.

Nasıl başladı?

Doğu Perinçek, 2005 yılında İsviçre’de katıldığı konferanslarda, 1915 ve sonraki yıllarda Ermeni halkına yönelik soykırım suçu işlendiğini inkâr edip Ermeni Soykırımı’nın "uluslararası bir yalan” olduğunu söylemişti. İsviçre-Ermenistan Derneği ise Doğu Perinçek hakkında suç duyurusunda bulunmuş, İsviçre mahkemeleri de Perinçek'in beyanatlarının ırkçı eğilimler içerdiğini ve tarihe ilişkin tartışmalara katkıda bulunmadığını tespit ederek kendisini suçlu bulmuştu.

Doğu Perinçek ise Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ifade özgürlüğünü tanımlayan 10'uncu maddesine dayanarak davayı AİHM’ye taşımıştı. AİHM 2'inci Daire davaya ilişkin 17 Aralık 2013’te verdiği kararda, oy çokluğuyla, 10'uncu maddenin İsviçre mahkemeleri tarafından ihlal edildiğine hükmetmişti.

Gerekçeler nelerdi?

AİHM 2'inci Daire, kendisine yapılan başvurunun, Ermeni halkını hedef alan eylemlerin gerçek olup olmadığına veya hukuken soykırım olarak nitelendirilip nitelendirilemeyeceğine ilişkin olmadığını açıkladı.

2'inci Daire’nin karar metninde, ‘soykırım’ ayrıntılı bir şekilde tanımlanarak, bunun hukuki bir kavram olduğuna dikkat çekiliyor. Karara gerekçe olarak 1915 olaylarının hukuki tanımıyla ilgili akademik camiada genel bir uzlaşma olmadığı belirtilmişti. Mahkemenin kararına göre, bu ‘hararetli tartışma’da Perinçek kendi görüşünü dile getirerek ifade özgürlüğü hakkını kullanmış oluyor.

Soykırım Araştırmacıları Derneği: 2'inci Daire'nin kararı inkarcılığa hizmet ediyor.

İtirazlar neler?

Uluslararası Soykırım Araştırmacıları Birliği, bir açık mektupla, Ermeni Soykırımı’na ilişkin akademik camiada herhangi bir tartışmanın olmadığını ve alınan kararın ifade özgürlüğüne değil, inkârcılığa hizmet ettiğini ifade etti.

Holokost-Ermeni Soykırımı karşılaştırması

AİHM 2'inci Daire’nin Perinçek-İsviçre davasında açıkladığı gerekçeli kararda, soykırımın inkâr edilmesiyle nefret ve düşmanlığın kışkırtılması arasındaki yapısal ilişkiye vurgu yapılıyor. Soykırım inkârı, doğrudan doğruya ayrımcı bir davranış olarak kabul ediliyor. AİHM, bu görüşe paralel olarak, kararında “Holokost’un inkârı bugün antisemitizm düşüncesinin birincil taşıyıcısıdır” hükmüne yer verse de, Perinçek’in konuşmasının “Ermeni halkına karşı nefret oluşturacak nitelikte” olmadığı sonucuna vardı. Mahkemeye göre, “1915’te meydana gelen trajik olayların” soykırım olduğunu inkâr etmek, Holokost’un soykırım olduğunu inkâr etmek kadar büyük sonuçlar doğurmayacaktır.

Karar bağlayıcı

Büyük Daire’nin verdiği karar nihaidir ve taraflar için bağlayıcıdır. Dava sonucunda İsviçre’nin ceza yasasını değiştirmesi gerekecek.

Yurt dışı yasağı kaldırıldı

Ermenistan ve Türkiye’nin de müdahil olduğu davanın ilk duruşması için Doğu Perinçek hakkındaki yurt dışı çıkış yasağı İstanbul 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kaldırılmıştı.

İnsan Hakları Derneği ve Hafıza Merkezi davaya müdahil oldu

İHD ve Hafıza Merkezi: İnkar Türkiye'de nefret yayıyor

İHD ve Hafıza Merkezi müdahil olarak mahkemeye verdikleri metinde, Perinçek’in açıklamasının sadece İsviçre’deki Ermenilere etkisini hesaba katarak karar aldığını belirterek, Perinçek'in beyanatlarının Türkiye'de nefret söylemini yaydığını belirtti. İki müdahil sivil toplum örgütü, ifade özgürlüğünü ele alan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10'uncu maddesinde mağdurların etkilenmesi unsuru göz ardı edildiğini ifade edip Doğu Perinçek’in Talat Paşa Komitesi’yle beraber faaliyetlerini görüşlerine ekleyerek, Perinçek’in yaptıklarının doğrudan Türkiye’deki Ermenilere karşı ayrımcılığa yönelik olduğunu söyledi. 

Amal Clooney ve Geoffrey Robertson QC davada Ermenistan'ı temsil etti

Robertson QC: Şiddete çağrı ve ırkçı nefret söylemi

Amal Clooney ile birlikte Ermenistan'ı temsilen davaya müdahil olan insan hakları avukatı Geoffrey Robertson QC yaptığı açıklamada, "Büyük Daire'nin Perinçek hakkında ne karar verdiği önemli değil, kendisi değersiz bir provokatördür. İfade özgürlüğünün, şiddete çağrı ve ırkçı nefret söylemi unsurlarını taşımadıkça cezalandırılamayacağına yönelik karar vermesi yeterli. Bu karar Türk Ceza Kanunu'nun 301'inci madde gibi baskıcı maddelerine yönelik bir darbe indirecek. Bu maddeden dolayı Hrant Dink de dahil Türkiye'de birçok kişi Ermeni Soykırımı'yla ilgili gerçeği söyledikleri için yargılandı" diye konuştu.


 

Kategoriler

Güncel



Yazar Hakkında