‘Dil nasıl değişiyorsa şarkılar da değişmeli’

2005’te Los Angeles’ta kurulan ‘Element Band’, Ermenice halk şarkılarını Latin, Flamenko, Rembetiko gibi çeşitli formlar içinde yeniden yorumluyor. Geleneksel şarkıların yanı sıra yeni şarkılar da üreten; Ermenicenin yanı sıra Yunanca, Farsça, İspanyolca gibi çeşitli dillerde şarkılar da seslendiren grubun kurucusu Ara Dabandjian ve solisti Soseh Keshishyan’la geçen hafta Yerevan’da verdikleri konserin ardından buluştuk.

Dil öğrenmenin en iyi ve en keyifli yollarından biri, hiç şüphesiz, o dilde şarkılar dinlemek. Dili korumak için de, şarkılara sarılırız çoğu zaman. Üstelik o dil anadilimizse ve artık onu gündelik hayatta duyabileceğimiz ve konuşabileceğimiz bir ortam içinde değilsek, sözlerde ve bestelerde geçmişin izini sürmek isteriz. Müzik, dilin kurallarından bağımsız, ait olduğu kültüre ve insanlara dair çok şey söyler çünkü. Dünyanın dört bir yanına dağılmış Ermeniler için de, halk şarkıları, bir nevi buluşma noktası. Diaspora’nın çeşitli yerlerinde, birçok müzisyen, yeni düzenlemelerle bugüne taşıyorlar ‘Sari Sirun Yar’ı, ‘Ambitz Gorav’ı, ‘Bingöl’ü ve daha nicelerini. Onlar şarkılar aracılığıyla, yeni neslin anadilini sevmesine, sahiplenmesine vesile oluyorlar. 

‘Müzik, dile olan yakınlığı güçlendiriyor’

2005 yılında, Los Angeles’ta, Ara Dabandjian tarafından kurulan ‘Element Band’, Ermenice halk şarkılarını Latin, Flamenko, Rembetiko gibi çeşitli formlar içinde yorumlayan, başarılı bir müzik topluluğu. Geleneksel şarkıların yanı sıra yeni şarkılar da üreten; Yunanca, Farsça, İspanyolca gibi çeşitli dillerde şarkılar da seslendiren grup, geçen hafta ilk defa Yerevan’da sahne aldı. Gitar, ud, piyano, akordeon gibi birçok müzik enstrümanı çalan Ara Dabandjian ve grubun solisti Soseh Keshishyan’la Yerevan’da buluştuk.

Beyrut’ta, Maraşlı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen ve 14 yaşındayken ABD’ye göç eden Dabandjian, Element Band’in kuruluş hikâyesini şöyle anlatıyor: “Evimizde sürekli olarak Ermenice şarkılar dinlenirdi. Müzik eğitimi alma şansım olmadı ama müzikli bir evde büyüdüm. Enstrüman çalmayı kendi başıma öğrendim. 2005’te, çoğu Amerikalı olan genç Ermeni müzisyenlerle bu grubu kurduk. İlk iki albümde halk şarkıları ağırlıktaydı. 2011’de de, eski ve yeni Ermenice Noel şarkılarından oluşan bir albüm yaptık. Öncelikli amacım, geleneksel müziği bir sonraki nesle aktarmak, bu şarkıları yeni düzenlemelerle onlara sevdirmek. Müzik, kültürün en önemli unsurlarından biri olarak, dile olan yakınlığı güçlendiriyor.”

Eski şarkıların çeşitli müzisyenler tarafından yeniden yorumlanmasını çok önemsiyor Dabandjian: “Dil nasıl değişiyorsa, şarkılar da değişmeli. Tüm bu değerli besteleri geleceğe taşımanın ve onları yeni nesle aktarmanın, şarkılara yeni tatlar katmakla mümkün olacağını düşünüyorum. Bunu yaparken Ermenice şarkıların özünü, ruhunu korumak lazım. Bir Gomidas bestesini, özüne sadık kalarak, metal ya da rock öğelerle birleştirmek ve böylelikle bu besteyi gençler için daha ilgi çekici hale getirmek önemli.”

‘Çocuğa Ermenice isim koymak yetmez’

Los Angeles’ta doğan ve etnomüzikoloji eğitimi alan genç müzisyen Soseh Keshishyan, üniversitedeyken Meksika halk müziği üzerine çalışmış ve ‘Element Band’e yedi yıl önce katılmış. Keshishyan, dili korumanın öneminden bahsediyor: “Los Angeles, Ermeni Diasporası’nın en yoğun nüfusa sahip olduğu yerlerden biri ama orada da, okulda, işte, televizyonda, sosyal ortamlarda ‘Amerikalılık’ daha fazla öne çıkıyor. Biz evde Ermenice konuşur, Ermenice şarkılar dinlerdik. Baleye gitmek yerine, halk danslarımızı öğrenebileceğimiz kurslara gittik. Koruyabildiğimiz her şeye sarıldık. Dört yaşında bir yeğenim var; onunla Ermenice konuşmak benim için çok önemli, çünkü korkuyorum. Dil yok olursa kimlik de yok olur.”

Dabandjian, kültürün korunmasından öte, yeniden üretilmesinin gerektiğini vurguluyor: “ABD’de, bazı aileler, dilin korunmasını ve devamını çok önemsemiyor. Çocuklarını Ermeni okuluna gönderiyorlar, ancak öncelikli amaçları, çocuğun Ermeni arkadaşlar edinmesi. Çocuğa Ermenice isim koymak yetmez. ‘Avukat olsun, doktor olsun, dili çok iyi konuşmasa da olur’ diye düşünenler var. Ancak, kimliği korumak, kültürü korumaktan geçer. Aslında o da yetmez; dilin ve kültürün yeniden üretilmesini teşvik etmek lazım.”

‘Ararat sadece tabloda gördüğün bir hayal’

Keshishyan, Los Angeles’ta konser vermek ile Yerevan’da konser vermek arasındaki farka ilişkin sorumu şöyle yanıtlıyor: “Amerika’da, Ermeni müziğini tanıtıyoruz. Dinleyenler iyi vakit geçiriyor. Oradaki konserlerde bir parti havası olur; burada ise, dinleyiciyle bütünleştiğimi hissettim. Tüm duyguları, şarkıların dilinde birleşerek yaşadık, paylaştık.”

Kesishyan’ın, Yerevan’a yaptığı ilk ziyaret bu. Doğum gününü burada kutlamış. Bu coğrafyayla ilgili hislerini şu sözlerle anlatıyor: “Ermenistan ve Ararat, benim için, var olmayan, hayali yerler gibiydi hep. Los Angeles’ta neredeyse her Ermeni’nin evinde bir Ararat tablosu vardır. Sofraya her oturduğunda Ararat’ı görürsün. Ararat sadece tabloda gördüğün bir dağ, bir semboldür. Evin içinde o kadar sembolleşmiştir ki Ararat, gerçekten var olduğuna inanmak güçtür.”

Yerevan’da iki hafta kalan Dabandjian ve Keshishyan, en keyifli saatleri, Tumo adlı eğitim merkezinde geçirmişler. İki müzisyen, 2011’de Yerevan’da açılan ve öğrencilere, okul sonrası, sanat ve teknolojinin çeşitli dallarında, yeni bir eğitim anlayışıyla hizmet veren merkezde, müzik grubunda olan gençlerle bir araya gelmiş, atölye çalışması yapmış ve birlikte bir şarkı kaydetmiş.

Son olarak Türkiye’yle ilgili düşüncelerini soruyorum Dabandjian’a. “Dedemden ve ninemden soykırımın acı hatıralarını dinleyerek büyüdüm. Çocukken dinlediğin tüm anılar, sonra ne yaşarsan yaşa, hafızanın bir parçası olarak orada duruyor. Ancak, değiştim. Siyasetin, siyasetçilerin ve dinin insanlara neler yaptığını gördüm. Siyasete ancak sanatla, müzikle, edebiyatla direnilebilir. Şimdiki hayalim İstanbul’da konser vermek.” 

Kategoriler

Kültür Sanat Müzik


Yazar Hakkında

1985 İstanbul doğumlu. Toplum haberleri, Türkiye-Ermenistan ilişkileri, güncel politika, azınlık hakları, insan hakları ve müzik haberleri yapıyor.