Türkiye edebiyatının çınarı Yaşar Kemal, bir süredir tedavi görmekte olduğu hastanede hayatını kaybetti.
92 yaşındaki Yaşar Kemal, uzun süredir İstanbul Üniversitesi'nde tedavi görüyordu.
Kemali akciğer enfeksiyonu ve kalp ritim bozukluğu sebebiyle 14 Ocak'ta İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne getirilmişti.
Romancı, senaryo ve öykü yazarı Yaşar Kemal, Türkiye edebiyatının en önde gelen edebiyatçılarındandı. Nobel Edebiyat Ödülü'ne aday gösterilen Türkiyeli yazar olan Yaşar Kemal'in eserleri yaklaşık 40 dile çevrildi ve uluslararası arenada büyük ilgi gördü.
1940’lı yıllarda edebiyat hayatına şiirle başlayan Kemal’in ilk romanı ‘İnce Memed’, Cumhuriyet'te tefrika edildi. 1955'te piyasaya sürülen İnce Memed, yaklaşık kırk dile çevrilerek yayımlandı ve aynı yıl 'Varlık Roman Armağanı' kazandı. Kitaplarının yurtdışında yüz kırktan fazla baskısı yapıldı.
Yaşar Kemal, 1963 yılına kadar Cumhuriyet gazetesinde Yaşar Kemal ismiyle röportaj ve makale yazarlığı yaptı. Gazeteciler cemiyetinden 'Özel Başarı Ödülü' kazandı.
1967 yılında 'Ant' adlı siyasi derginin kurucuları arasında yer aldı. Ayrıca Türkiye Yazarlar Sendikası'nın ilk genel başkanlığını yaptı.
Pen Yazarlar Derneği'nin de ilk başkanı olan yazar, 1974 yılında Demirciler Çarşısı Cinayeti romanı ile Madralı Roman Ödülü; 1977'de Yer Demir Gök Bakır ile Fransa'da Yılın En İyi Romanı ödülü; 1982'de Del Duca ödülü; 1984 de Fransa'dan Legion d'honneur nişanı verildi.
Eserleri yaklaşık 40 dile çevrilen ve uluslararası arenada büyük ilgi gören Yaşar Kemal, Türkiye'de ve yurtdışında aldığı çok sayıda ödülün yanı sıra ikisi yurtdışında beşi Türkiye'de olmak üzere yedi fahri doktorluk payesine layık görüldü.
Yaşar Kemal iki kez evlendi. İlk evliliğini Tilda ile yaptı. Bu evliliğinden Raşit Gökçeli adında bir oğulları oldu.
İkinci evliliğini ise, 2002 yılında Ayşe Semiha Baban ile yaptı.
Yaşar Kemal, kendisiyle yapılan bir söyleşide sanatını şöyle tanımlamıştı:
"Halka kim zulmediyorsa, etmişse, halkı kim eziyor, ezmişse, onu kim sömürmüş, sömürüyorsa, feodalite mi, burjuvazi mi... Halkın mutluluğunun önüne kim geçiyorsa, ben sanatımla ve bütün hayatımla onun karşısındayım.
Ben etle kemik nasıl biribirinden ayrılmazsa, sanatımın halktan ayrılmamasını isterim. Bu çağda halktan kopmuş bir sanata inanmıyorum."