Aras Yayıncılık’tan çıkan, ‘Geri Dönüşü Yok: Bir Babanın Güncesinde ve Kızının Belleğinde Ermeni Soykırımı’ başlıklı kitap, 14 yaşındaki Vahram Altounian’ın 1915 yazından sağ çıktıktan sonra kaleme aldığı güncesini aktarıyor.
Ailesiyle birlikte Bursa’dan Suriye çöllerine ölüm yolculuğuna çıkan Altounian’ın güncesi, yıllarca bir çekmecede saklı kaldıktan sonra, Altounian’ın kızı yazar ve çevirmen Janine Altounian tarafından kitaplaştırıldı. Renan Akman’ın Fransızcadan Türkçeye çevirdiği kitapta, dilbilim ve psikanaliz uzmanları Krikor Beledian, Régine Waintrater ve René Kaës’in günceyi dilbilimsel, tarihsel ve psikanalitik açıdan ele aldıkları beş makaleye de yer veriliyor.
Vahram Altounian’ın güncesinden bir bölüm: “6 sahat sonra Hamam’a vardık. Bide baktık açlıktan çekirge yiyorlar, ölenler ise ölen ölene. Hasılı biz cadırı kurduk ama hayriim (babam) cok fena oldu, kalkamaz oldu. Tekrar ‘Hayde sefkiyat’ dediler. Validem ise: ‘Hastamız gayet ağır hastadır aman rica iderim bu seferkinde duralım, gelecek sefer gideriz’ dedi. Onnar ise: ‘Vay sen cevap veriyon’ deyip hayriimin kafasına vurmaya başladılar. Validem ise: ‘Aman ona vurma bana vur’ dedi. Ağır bir hastaya sopa vurursan ne olur. 6 gun sonra, hayriimin vefat etdiyi gun tekrar sefkiyat. Tekrar mayriimi (annemi) dövmeye başladılar da biz iki kardaş ahliyoruz ama ne fayda elimizden bir şey gelmes ki, onnar köpek surusu gadar. Mayriime diyorlar ki: ‘İşte hastan öldü.’ Mayriim cevap verdi: ‘Öluyu gömelim de öyle gidelim.’ ‘Yok herkes ne yapiyorsa siz de onu yapın’ dediler. Herkezin yaptıhı şudur ki bırakıp gidiyorlar, ertesi gece çakallar parcaliyor...”
Janine Altounanian'ın babasını anlattığı söyleşiyi okumak için tıklayınız.