İLETİŞİM YAYINLARI
Rober Koptaş’tan ilk kitap, ilk roman: ‘Unufak’
Agos’un ve Aras Yayıncılık’ın eski genel yayın yönetmeni Rober Koptaş’ın ilk kitabı ‘Unufak’, İletişim Yayınları’ndan çıktı.
İstanbul’un Mösyösü, Kuaför Vili’si
Geçtiğimiz aylarda İletişim Yayınları’ndan hayli ilginç bir kitap yayınlandı. Funda Şenol Cantek’in derlediği “Aynanın Önünde Cımbızın Ucunda-Kuaför Kitabı” başlıklı çalışma giderek bir endüstrinin, güzellik endüstrisinin parçası haline gelen bir zanaatı hem sınıfsal farkların canlı bir şekilde yansıdığı performans alanı, hem de erkeklerin icra ettiği bir iş olarak kadın ortamına yansıyan toplumsal cinsiyet karmaşası açılarından ele alıyor. Çok sayıda makalenin yer aldığı kitapta Agos için hazırladığı yazı dizileriyle tanıdığımız Rita Ender’in çok ilginç bir portresi de yer alıyor. Mösyö Vili’nin hikayesi. İletişim Yayınları’nın izniyle bu çarpıcı hayat hikayesini sunuyoruz.
‘İsmi değişik’ insanların kitabı
Agos gazetesi için Türkiye’deki gayrimüslimlerle isimleri hakkında bir söyleşi dizisi hazırlayan Rita Ender, bu söyleşileri ‘İsmiyle Yaşamak’ adlı kitapta bir araya getirdi. Ender’le, İletişim Yayınları’ndan çıkan kitabı hakkında konuştuk.
‘Diyarbakır Kürt şehri demek doğru ama eksik’
Bugüne kadar şarkılarından ve güzel sesinden tanıdığımız Mehmet Atlı’nın ‘Hepsi Diyarbakır: Herkesin Bildiği Kimsenin Bilmediği’ isimli kitabı geçen ay İletişim Yayınları tarafından yayımlandı. Kitap, şehrin çeşitli bölgelerinin mimari tarihine farklı açılardan bakışı merkeze alan makalelerden oluşuyor. Atlı’yla kitabını ve kitabından yola çıkarak Diyarbakır’ın tarihini ve bugününü konuştuk.
Türkiye İşçi Partisi’nin gayrıresmi tarihi
‘Türkiye İşçi Partisi’ne Âşık Oldum’, 1930’larda Antep’te başlayan, ‘yokluk’la örülmüş bir hayatı ve ağanın fedaisi olarak şekillenmiş kişiliğini, dahil olduğu ‘dava’sıyla dönüştüren, dürüstlüğü ve inancıyla siyasal tarihte yerini alan Antep’in Çapalı Köyünden Hamdi Doğan’ın çarpıcı yaşam öyküsüdür…
Büyümek zorlu bir hikâyedir
Figen Şakacı’nın ‘Pala Hayriye’sinin öncesine denk gelen ve bir üçlemenin ilk kitabı olan ‘Bitirgen’, bir kız çocuğunun ergenliğe geçişi ve büyümesini konu ediniyor. ‘Bitirgen’, konuşacak, oynayacak kimseyi bulamayan bu kızın sırdaşı olan günlüğün adı.
Ruhunda kendi öyküsünün cümlelerini taşıyan Hayriye
Pala Hayriye, salt bir roman, yani kahramanının gözüyle, ruhuyla, yaşadıklarıyla ve hissettikleriyle anlatılan bir yaşanmışlık değil, aynı zamanda içine doğulan hayatı çevreleyen ailenin, toplumun, kültürün, kimliğin damıtıldığı bir gerçekliğin parça parça bütüne vardığı eleştirel bir karşı duruş.
Peki Türkçe de Halit Ziya’yı sevdi mi?
Geçtiğimiz aylarda yayımlanan iki kitap vesilesiyle Halit Ziya'yı ve kendisi gibi genç yazarların yirminci yüzyıla girerken çevresinde toplandıkları Servet-i Fünûn dergisini bari biz hatırlayalım. Ne de olsa bugün bu tuhaf ülkede hatırlamak, her zamankinden hayatî bir eylem.
Deliduman, gönülçelen bir genç
Emrah Serbes’in son romanı ‘Deliduman’ bu yazın en güzel sürprizi oldu. Kendine has dili ve kurgusu ile Deliduman’ı okurken öylesine büyük keyif alıyoruz ki romanın kahramanı Çağlar İyice hep anlatsın, biz de hep okuyalım istiyoruz.
Sevgi Soysal’ın kabul günü
Sevgi Soysal’ın yazarlığına ve hayatına dair birçok ayrıntıyı gözlemlemek için de çok uygun bir kitap ‘Türkiye’nin Kalbi, Kabul Günleri’.