LORA SARI

1989 İstanbul doğumlu. Ermeni dili ve kültürü, yaşam, popüler kültür, müzik ve sinema haberleri yapıyor.

Zahrad, ölümünden sonra da şiirseverlerle buluşmaya devam ediyor. Türkiye’de Ermenice edebiyat, Ermeni kültürü ve tarih dendiğinde akla gelen ilk adreslerden biri olan Aras Yayıncılık, şairin Türkçede yayımlanmamış şiirlerinden bir seçkiyi, ‘Ferah Tut Yüreğini’ adlı kitapla, okurlarla buluşturuyor.

Sao Paololu fotoğrafçı Norayr Şahinyan’ın 2012’den beri yaptığı Anadolu gezilerinin hasadı olan fotoğraflar şimdi bir kitap oldu, adı ‘Boşluğun Gücü’. Boşluk her durumda güçlü olsa da Anadolu’nun boşluğu bir de üstüne akıl karıştırıcı: Evler yıkıntılar, kiliseden bozma camiler, insanlar ve kemikler hâlâ oradaysa, gözümüzün önündeki bu kocaman boşluk ne? Baron Sarkis Seropyan’ın bu kitap için yazdığı metinde yönelttiği soruya bakalım veya: “Günümüzde boş kalmıştır İpek Yolu, Ani, manastırlar, kiliseler, hatta evler, odalar, her yer, her taraf boş… Neden?”

Abdülhamit’in hükümdarlığında bir dertli Hagop Baronyan. Dergisi yine kapatılmış, kendini Pera’da bir meyhaneye atıyor. Baronyan’ın hemen ardından, üç dertli adam daha giriyor içeri. Sonrası da aile, aşk, azıcık para ve birazcık da iktidar meselelerinin tesadüflerle örülen bir komedi örgüsü ‘Pera’da Bir Akşam Vakti’.

Sansürü konuşmak için bir araya geldiğimiz gazeteci Tuğrul Eryılmaz, sanat dünyasının üzerinde dolaşan karanlık bulutları bir cümleyle dağıttı: “Sanatın tarihi aynı zamanda sansürün de tarihi, sanatçının sansüre karşı verdiği yaratıcı kavganın da... Bastırıyorsun, bastırıyorsun, Yılmaz Güney çıkıyor, Metin Erksan çıkıyor. Zeki Demirkubuz, Nuri Bilge Ceylan geliyor. Bakıyorsun, Şerif Gören, Zeki Ökten var... Bunlar sistemle en az uzlaşan insanlar. Abuk subuk filmleri yapan adamları, kadınları kim hatırlıyor?”

Berlin’deki Maxim Gorki Tiyatrosu 7 Mart – 25 Nisan arasında Ermeni Soykırımı’nın 100. yılına ithaf edilen ‘Nisan’da Kar Yağar: Bir Tutku ve Paskalya’ isimli bir etkinliğe ev sahipliği yapıyor. Bu yıl Paskalya Bayramı’nın kutlandığı haftasonuna denk gelen 2-6 Nisan arasında dünyanın dört bir yanından gelen davetliler Gorki sahnesinde buluştu. Çok yoğun geçen bu beş gün içinde tiyatro oyunları, dans ve performans gösterileri sahnelendi, film gösterimleri yapıldı ve konserler verildi. Davetliler içinde Atom Egoyan’dan Fatih Akın’a, Arsinée Khanjiyan’dan Arto Tunçboyacıyan’a kadar birçok önemli sanatçı vardı.

34. İstanbul Film Festivali'nde gösterilecek ‘Homo Politicus’ filminin yönetmeni Hacı Orman, “bir hümanistle bir militaristin, bir teologla bir askerin, bir iktidarla bir çaresizin çatışmasını” gösteren filmi anlattı.

23 Mart’ta Zorlu PSM’de, Amerikalı, Ermenistanlı ve Türkiyeli dansçıları bir araya getiren, ‘Unsettled’ isimli modern dans gösterisi sahnelendi. ‘Unsettled’ 1915 için özür dilemeye dair hakiki ve insancıl bir şeyler söylüyor.

‘Gülizar’ın Kara Düğünü’nün tanıtımı, Depo’da 14 Mart’ta başlayan ‘Spectography: Hayaletlerin İzinde’ başlıklı serginin açılışında yapıldı. Sergide, İsviçreli üç sanatçı Anna Barsaghian, Stefan Kristensen ve Uriel Orlow’un Anadolu’ya yaptıkları geziler esnasında üretilen fotoğraf ve videoları yer alıyor.

Her yeni Ayşe Hatun Önal şarkısı, iyi olsun kötü olsun, bir daha ve bir daha dinleme arzusu uyandırmıştır. Kötü bir elektro örneği olan ‘Çeksene Elini’ dalga geçilesiydi ve sanıyorum bu şarkı Tarkan’a ait olsaydı bu kadar yerden yere vurulmazdı.