NAZAR BÜYÜM

Nazar Büyüm

DÖNÜP BAKTIĞIMDA 

1915 öncesinde Sivas’ın doğusunda 3.000 kilise ve manastır, 2.000 okul var. Bir düşünün, 2.000 okul! 50’şerden 100.000, 100’den 200.000 öğrenci! Bunlar, içindekiler ve çevresindekilerle, tahrip edilir, yok edilirken, bir gelecek de yok edildi.

Covid-19 küresel salgını, küresel yoksulluk, eşitsizlik, adaletsizlik ve küresel iklim değişikliği… Bunların üçü de bağlantılı, ilintili sorunlardır. Biraz daha derine inersek, Minneapolis’teki polis barbarlığı ile sembolleşen, yerküreye yaygın zulüm ve gaddarlık gibi pek çok tekil görünen sorun da bu dünya düzeninin ve onun getirmekte olduğu feci sonun bir parçasıdır.

Üretim ilişkileri yeniden düzenlenmedikçe… Mülkiyet konusu devrimci bir ciddiyetle ele alınmadıkça… İnsan nedir? Hayat nedir? Niçin yaşarız? Nasıl yaşamalıyız?.. Bunlara yeni cevaplar bulmadıkça, çareyi para ile satın alamazsınız. Bu çark öyle dönmez, dönmeyecek! Tüketim çağını dökme su ile sürdüremezsiniz.

Büyüklerimiz ‘Erzincan depreminden önceydi/sonraydı’ diye sınıflarlardı doğumu, ölümü. Bundan sonra nasıl sözü edilecek bu günlerin, öncesinin, sonrasının?

Ben, üç kutsal kitabı okumuş biri olarak, cumhura başkan olmak isteyenleri, meclise aday olanları uyarmak isterim, bu benim insani görevimdir. Hazır seçilmek için meydanlara çıkıyorlar, çıksınlar, başta bugünkü cumhurbaşkanımız, 80 milyondan helallik alsınlar. Takside şoföre birkaç lira fazla verince, “Hakkını helal et” diyor şoför. Onlar da helallik istesin.